ZEHİR olmasın !

KAYSERİ'de psikolog Sevim Buzkan Ertuğrul, öğrencilerin yarı yıl tatilini eğlenerek, hem de derslerden kopmadan geçirmesi gerektiğini anlatırken, "Yarıyıl tatilinin belli bir plan çerçevesinde kaliteli geçirilmesi mümkündür" dedi.

ZEHİR olmasın !
20 Ocak 2015 Salı 11:08 tarihinde eklendi.
KAYSERİ'de psikolog Sevim Buzkan Ertuğrul, öğrencilerin yarı yıl tatilini eğlenerek, hem de derslerden kopmadan geçirmesi gerektiğini anlatırken, "Yarıyıl tatilinin belli bir plan çerçevesinde kaliteli geçirilmesi mümkündür" dedi.
 
Psikolog Sevim Buzkan Ertuğrul, öğrencilerin bir dönemin yorgunluğunu 2 haftalık tatille atmayı planlarken, anne babaların da onların sadece oyun oynayarak geçirmelerinden yana endişe ettiklerini anlattı. Psikolog Ertuğrul, şöyle dedi:
 
"Yarıyıl tatilinin verimli geçirilmesi için mutlaka tatil programı hazırlanmalıdır. Bu programda ağırlık sosyal aktiviteye ayırılmalı, derslerden kopmamak içinde tekrar planı oluşturulmalıdır. Bu dönemde çocuktan okul dönemindeki gibi ders çalışması beklenmemeli, ona dinlenmesi için zaman tanınmalıdır. Öğrencilerin bir dönemin yorgunluğunu üzerlerinden atmak için oldukça önemli olan bu tatilin kaliteli geçmesi adına aileler çocuklarıyla beraber zaman geçirmeli, eğlenmelerine izin vermeli, ortak aktiviteler planlamalı, mümkünse yer değiştirerek kısa süreli seyahate çıkılmalıdır."
 
Tatil döneminde, zayıf olan derslerle ilgili konuşulması ve bunun nasıl çözüleceğine yönelik planlamalar yapılarak, çocuğun ikinci yarı yıla hazırlanması gerektiğini bildiren Ertuğrul, şöyle devam etti:
 
"Bunun yanı sıra tatil rehavetini önlemek için mevcut kurallarda değişimler yapılmadan bol kitap okuması ve belli zaman diliminde derslerine zaman ayırması sağlanmalıdır. Yarı yıl tatilinin belli bir plan çerçevesinde kaliteli geçirilmesi mümkündür. Yarı yıl tatili 15 günde olsa tatil sonrası uyum süreci mutlaka yaşanacaktır. Çocuğun okula uyum sağlayabilmesi adına zaman tanınmalı, hemen okula adapte olması beklenmemelidir."
 
OKUL BAŞARISI, HAYAT BAŞARISI DEĞİLDİR
 
Psikolog Sevim Buzkan Ertuğrul, okul başarısını çocuğun hayat başarısı gibi görerek sürekli baskı yapan bir anne baba modeli üstlenmenin, iki taraf için de yıpratıcı olduğunu da bildirdi. Ertuğrul, şöyle konuştu:
 
"Bu nedenle çocuğa karşı her dönem ilgili olmak ve planlanmış programın kontrolünü sağlamak hem daha verimli olacaktır hem de baskıcı bir ebeveyn modeli üstlenilmesini önleyecektir. Unutulmaması gereken en önemli nokta çocukların psikolojik ve fizyolojik sağlıklarının her şeyden önemli olduğudur."
 
KÖTÜ KARNE, ÇOCUĞUN BAŞARISIZ OLDUĞUNU GÖSTERMEZ
 
Psikolog Halise Bölük, öğrencilerin, yılın ilk dönemindeki başarısını gösterecek karneleri alacağı günün kimileri için kâbusa dönüşebildiğini belirtirken şöyle devam etti:
 
"Kırık notlarla dolu bir karnenin, öğrencinin psikolojisi üzerinde yarattığı olumsuz etki, ailelerin de baskısı ile içinden çıkılmaz hale gelebiliyor. Anne ve babaların, karnesi kötü olan çocuklarına yükledikleri ruhsal sıkıntılar, onların gelecekteki başarısını doğrudan etkiliyor. Baskı altındaki çocuk, gelecekte özgüven duygusundan yoksun ve cesaretsiz bir birey olarak yetişiyor. Karne döneminde bazı ailelerdeki karne gerginliği, çocuklarda izleri ömür boyu silinmeyecek bazı psikolojik sorunlara yol açabilir. Karnesi kötü olan çocuk kendi içinde hesaplaşma yaparken, ailesinin tutumu ile yıkılabilir. Bu nedenle çocuğa, karnesi kötü olduğu için 'Tembel' ya da 'Başarısız' sıfatı yüklenmemelidir. Çocuk kendini bu statüde kabul ederse, yaşamı boyunca başarı için bir çaba göstermeyebilir. Ailenin karneyi değerlendirirken takınacağı tavrın, çocuğun daha sonraki okul başarısını etkileyeceği unutulmamalıdır. Karne yorumuna iyi notlardan başlayın. Aileler kırıklarla dolu karne karşısında soğukkanlı ve sakin olmalı. Çocuğu suçlama yerine onu anlamaya çalışmalı, bunun düzeltilebilecek bir sorun olduğunu öğütlemelidir. Karne için yapılacak yorumlar, iyi notlardan başlamalıdır. Öncelikle iyi notlar için çocuk tebrik edilmeli, başarılı olduğu derslerdeki durumu göz ardı dilmemelidir. Eğer anne baba, eğitim dönemi içinde okul ve öğretmenle yeterince işbirliği yapmışsa, çocuğun sınıf içindeki seviyesini değerlendirebilir, karne hakkında da yorum sahibi olur. Ancak buna rağmen ailelerin karneyi gördüğünde sinirlenerek olumsuz yorumlarda bulunması yersizdir."
 
Psikolog Bölük, Çocukların karnesindeki zayıf notlara karşılık, aileler iyimser ve onların ruhunu okşayacak şekilde davranması, öğretmen ve okul yönetimi ile diyalog halinde olması gerektiğini bildirirken "Çocuklara, 'Sana güveniyorum, sen istersen başarırsın’ diye olumlu ifadeler kullanmak birçok sorunu çözecektir" dedi.
 
Halise Bölük, tatilin, öğrencilerin dinlenmesi ve eğlenmesi için verilen bir zaman dilimi olduğunun unutulmamasını da anımsatarak, öğrencinin başarısız olduğu derslerle ilgili yoğun ve yorucu olmayan bir çalışma programı uygulayabileceğini kardeş ve arkadaşlarıyla kesinlikle kıyaslanmaması, karşılıklı iletişime geçilerek, düzenli planlama yapılmasını önerdi.

DHA