Google’ın ürettiği dünyanın ilk ehliyetli sürücüsüz otomobilinin ardından, birçok büyük büyük otomobil üreticisi kendi kendini yönetebilen araçlar üretmek için kolları sıvadı. General Motors’un Cadillac bölümü 2015 yılında kısmen kendi kendine yol alan bir araç geliştirmeyi, 2020’de ise sürücüsüz otomobil üretmeyi planlıyor.
Audi ve BMW’nin de benzer planlar üzerinde çalışırken, Audi, sürücüsü TT modelinin çalışmalarını Colorado’daki 4.300 metre yüksekliğindeki Pikes Peak dağının yollarında yürütüyor. Audi’nin projesine Stanford Üniversitesi’nden mühendisler destek veriyor.
Modifiyeki Toyota Pirius model sürücüsüz aracıyla 500 bin km’den fazla yol kat etmeyi başaran Google ise sürücüsüz otomobillerin yasal kabul edilmesi için Nevada eyaletine başvurdu. Washington’da bu alanda lobi faaliyetleri yürüten Google’ın, sürücüsüz otomobilleri yaymak istediği diğer bir eyalet California.
2040’DA YOLLARI ELE GEÇİRECEKLER
Büyük otomobil şirketleri 10 yıla kalmadan sürücüsüz otomobilleri hayatımıza sokmak için uğraşırken, ABD Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Enstitüsü (IEEE), yayımladığı raporda 2040 yılına gelindiğinde trafikteki otomobillerin yüzde 75’inin sürücüsüz olabileceğini belirtti. Raporda, sürücüsüz otomobillerin yaygınlaşmasıyla toplumsal altyapıların, toplum içi yaşayışın ve davranışların değişeceği öne sürüldü.
IEEE, gelecekte trafik lambalarına ihtiyaç olmayacağını, hatta ehliyetin tamamen ortadan kalkabileceğini ifade etti. Raporda katkısı bulunan enstitü üyesi Dr. Alberto Broggi, sürücüsüz otomobillerin ele geçireceği trafik altyapısını kurmanın çok zor olmadığı görüşünde.
İtalya’nın Parma Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Broggi, 2010 yılında Parma’dan Çin’in Şanghay kentine olan 12.800 kilometrelik yolu kat eden iki sürücüsüz otomobilin test sürüşünde yer aldı. İtalyan mühendis, bu başarının ardından gelecekte kurulması gereken altyapının çok zorlayıcı olmayacağını düşünüyor.
Wired dergisine konuşan Broggi, “Google otomobilleri son derece detaylı, doğru haritalara göre hareket ediyor. Algı teknolojileri ise LIDAR’a (Işık tespiti ve mesafe tayini) dayanıyor... Parma’dan Şanghay’a kadar giden otomobillerde harita yoktu. Algı teknolojileri kameralara dayanıyordu. Kısaca, her iki durumda da araçlar varolan altyapıdan yardım almadı” dedi.
Wired, IEEE’nin raporu hakkında görüşlerini almak için Google’la temasa geçti ancak şirket yorum yapmayı reddetti.
2040 İÇİN ‘V2X’ TEKNOLOJİSİ
Broggi, geliştirdikleri araçların her ne kadar kendi teknolojileriyle varolan şartlarda yol alabilmesine rağmen, gelecekte kurulacak sistem için bir altyapı inşa edilmesi gerektiğini belirtti. Broggi, yeni sistemde trafik ışıklarının olmayabileceğini, yeni hız limitleri belirlenebileceği ve hatta ehliyetin tarih olabileceğini öne sürdü. Broggi, “Araçlar yolda kontrolü kaybetmeksizin engelleri de fark edebilecek. Ancak sürücüsüz çok sayıda aracın yer alacağı trafik düzeni için altyapı kurulmalı” dedi.
ABD Ulusal Anayol Trafik Güvenliği İdaresi (NHTSA), otomobillerin kaza yapmasını önlemek için durumsal veriyi değerlendirebilecekleri bir araçtan araca (V2V) teknolojisi üzerinde çalışıyor. Volvo ise bir ‘tren yolu’ geliştirme amacında. Şirket, “tren yolu şeklindeki trafikte daha fazla araç yer alabileceğini ve yakıt tüketiminin çok daha az olacağını” savunuyor.
Geliştirilmekte olan araçtan altyapıya (V2I) teknolojisi ise otomobillerin kendi aralarında konumlarını ve gidecekleri yerin bilgilerini paylaşabilmelerini, belli bir merkez istasyona bağlı olarak trafikteki diğer araçlarla koordineli hareket edebilmelerini sağlayacak. Merkez istasyon, araçlara hız ayarı komutları göndererek olası çarpışmaların önüne geçecek, hareketleri optimize edecek. Broggi, bügun Avrupa’da V2V ve V2I’yı bir araya getiren ve V2X adını verdikleri teknoloji üzerinde çalıştıklarını söyledi.
'SÜRÜCÜLERİ İKNA ETMEK KOLAY OLMAYACAK'
IEEE, geleceğe yönelik projeler kapsamında, yaşlılar ve engellilerin daha rahat trafiğe çıkabilmesi için sürücüsüz otomobilleri daha yaygın kılmak istiyor. IEEE araştırmacılarından Azim Eskandarian, “İnsanlar otobüse veya trene binmek için ehliyete gerek duymuyor... Sürücülerin gerekli olmayacağı otomobillerde de araçtaki kimsenin otomobile müdahalesi gerekli olmayacak” dedi.
Eskandarian ve meslektaşları, sürücüsüz otomobillerin önünde teknolojik olarak hiçbir engel olmadığını, karşılarındaki tek engelin kamunun bu teknolojiyi kabul edip etmeyeceği olduğunu belirtti. IEEE’de araştırmacı olarak görev alan Jeffrey Miller, yakıt tüketiminin azalması, daha güvenli sürüş gibi yenilikler herkesi direksiyon başından kalkmaya ikna etmek için yeterli olmayacak... Ancak paralel park etme ve sollamanın otomatik hale gelmesiyle insanlar bu teknolojiyi daha fazla kabul edecek... 2040 yılında sürücüsüz otomobillerin yollarda fazlasıyla görüleceğini söyleyebiliriz” dedi.