Bakanların imzalamasının ardından TBMM'ye gönderilen paketin, önümüzdeki günlerde komisyonda görüşülerek TBMM Genel Kurulu'na geleceği belirtildi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu sonrası düzenlediği basın toplantısında 4. Yargı Paketi'nin kesinleştiğini ve tamamlandığını söyledi. Tasarının bakanlar tarafından imzalandığını söyleyen Arınç, 4. Yargı Paketi'ni TBMM'ye gönderdiklerini ve Pazartesi'den itibaren TBMM'nin gündeminde olacağını dile getirdi. Arınç ,"Öncelikle komisyonda görüşülecek olan tasarının genel kurulda görüşülmesini bekliyoruz. Bu konuda 4. Yargı Paketi'nin içeriği konusunda muhtelif televizyonlarda açıklamalar var. Bakanlarımız da konuşmalarında 4. Yargı Paketi'nin esasen neyi hedeflediğini kamuoyuna bilidirilmiş oldu. Tasarının son şeklini TBMM'deki ilgili komisyondan takip etmek mümkün." dedi.
Arınç, bir gazetecinin paketin içeriğine yönelik bir soru yöneltmesi üzerine de "Bu konuda bilinmeyen bir şey kalmadı zannediyorum. Çünkü uzun süre herkes tasavvurundaki 4. Yargı Paketi konusunda çok şeyler yazdı, çok büyük beklentiler içerisine girildi. Ama Adalet Bakanı ve ilgili arkadaşlarımızın zaman zaman yaptığı bilgilendirici açıklamalarda özellikle 4. Yargı Paketi'nin temelinde ne olduğunu hepimiz gördük." şeklinde konuştu.
"BİZE AYKIRI GELSE BİLE BÜTÜN DÜŞÜNCELERİN ÖZGÜR OLMASI ASILDIR"
Arınç, 4. Yargı Paketi'ndeki en önemli kısımlar olarak görülen "şiddet" unsuru konusunda ise şu bilgilendirmeyi yaptı: "Terörde şiddet unsuru dendiği zaman yanlış ifade olur. Şiddet terörünün unsurlarından birisidir. Bizim Terörle Mücadele Kanunu'nun 6. ve 7. Madde'lerinde yapacağımız yeni yasal düzenlemede bildiri ve açıklamalarda şiddete, teröre ve silaha yönlendirici unsur olmamasıdır. Eğer bir bildire bir açıklamada veya bir başka şekilde fikirlerini düşüncelerini ortaya koyarken övmek unsurunun, propaganda unsurunun şiddetten arındırılması gerektiğini düşünüyoruz. Açıklamalarda teröre şiddete yönelten unsurların mutlaka olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu ayrıcalık bugüne kadar yoktu. Dolayısıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin pek çok karar ve raporlarında şiddet taşımayan düşünce açıklamalarının terörle ilintili olmayan düşünce açıklamalarının suç olmaması gerektiği ifade ediliyor. Bu tamamen doğrudur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, AİHM kararları bir bir tarafa, dünyanın geldiği bu noktada ifade özgürlüğü mutlaka asıldır ve ifade özgürlüğü bir özgürlüklerin de bileşkesidir. Yani bir konuşma kitapta veya başka şekilde düşünce açıklamada suç işlemeye yöneltmiyorsa şiddet ve terör teşvik edilmiyorsa bize aykırı gelse bile bütün düşüncelerin özgür olması asıldır. 6. ve 7. Madde'lerde ve TCK'nın 215. Madde'sinde yapacağımız değişikliklerle düşünce açıklamalarındaki şiddet unsuruna daha çok ön plana çıkarıyoruz. Bu bence düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda atılmış en önemli adımlardan bir tanesidir."
"YAPMAK İSTEDİĞİMİZ KONU GENEL BİR DÜZENLEMEDİR"
4. Yargı Paketi ile aynı zamanda yine AİHM'nin kararlarında ifade ve işaret edilen hususların da yargı sistemimizde adli ve idari yargıda bazı değişiklikler yapılmakta olduğunu belirten Arınç "Yani adli ve idari yargı derken şüphesiz kanun maddelerinde ceza kanununda bazı değişiklikler yapılmaktadır. Ancak basınımız kısmen bilgisizlik ve bilgi noksanlığından kısmen de arzu ettiği bir unsur olması bakımından yani 'herkes dışarı mı çıkacak, örtülü af mı geliyor, yoksa yeni çözüm sürecinin unsuru mu olacak, Ergenekon veya Balyoz sanıkları bundan istifade mi edecek, askerler veya milletvekilleri de bu kanun çıktığı zaman hepsi tahliye mi edilmiş olacaklar?' şeklindeki soruların 4. Yargı Paketi içinde cevabını bulmuyor. Yapmak istediğimiz konu genel bir düzenlemedir, özellikle bildiri ve düşünce açıklamalarında veya propaganda şiddet unsuru yoksa silaha yöneltmiyorsa tehdit içermiyorsa her türlü açıklamanın serbest olacağı, en azından suç teşkil etmeyeceği esası getirilmektedir. Yani beklentilerinizi karşılamayacağı için 4. Yargı Paketi'nden dolayı mahcubiyet duyduğumu ifade etmek istiyorum." dedi.