Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ''AB ortalamasında kamu borçluluk oranı yüzde 80'nin üzerindedir." diye belirtti.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, "AB ortalamasında kamu borçluluk oranı yüzde 80'nin üzerindedir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin iç ve dış borçlarının tamamı, milli gelirinin yüzde 39'udur. Neye rağmen- Bu kadar yapılan yatırımlara ve hizmetlere rağmen borcu, bu noktadadır" dedi.
Balıkesir Sanayi Odası tarafından düzenlenen, "2010 Yılı kurumlar ve gelir vergisi ile ihracat ödül töreninde konuşan Çağlayan, "Bugün Türkiye, siyasi ve ekonomik istikrarla vaziyetini koruyabilmiş, dünyada parmakla gösterilen, yaptıklarıyla insanlara parmak ısırtan konuma gelmiştir. Siyasi istikrarın ve istikrarsızlığın ne anlama geldiğini iyi bilirsiniz. Geçmişte bunların izlerini çok yaşadık. Türkiye, dünyada parmakla örnek gösterilecek kadar ekonomik istikrar yakalamış ise bunun arkasında siyasi istikrar var" dedi.
Çağlayan, Avrupa'nın ekonomik istikrarsızlığının en büyük belasının borçlu hale gelmesi olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"AB Maastricht kriterleri, bana göre bu AB'nin ekonomik anayasasıdır, çok kalın çizgiler çekmiştir. Orada, 'Bir ülkenin kamu borçları, dış ve iç dış borçları toplamı gayri safi milli hasılasının yüzde 60'ını geçmeyecek. Bir ülkenin toplam bütçe açıkları, gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 3'ünden fazla olmayacak' denilmektedir. Biz de geçmişte ekonomik standartlarımız buna uygun olmadığımız için AB kapısında bekletildik. Bugün geldiğimiz noktada AB'deki sıkıntı içindeki ülkelerin başının belası yüksek kamu borçlarıdır."
-Türkiye'nin AB ülkeleri arasındaki konumu-
Türkiye'nin bu konumunun AB'de önemli yer tuttuğunu vurgulayan Çağlayan, "AB'nin 27 ülkesi var. Türkiye, kamu borçluluğunda AB'nin 19 ülkesinden iyi konumdadır. AB'nin bütçe açıkları nedir- Maastricht kriterlerinin 2-3 katını geçen ülkeler var. Çift haneli rakamları görenler var" dedi.
-"Görevimiz greyderlik yapmak"-
Bakan Çağlayan, ülkedeki devam etmesi gereken güzel gelişmelerin özel sektörle olacağını belirterek, iş dünyasının, yatırım, üretim ve ihracat üçlüsünü beraber koşturması gerektiğini bildirdi.
Hükümet olarak görevlerinin "greyderlik" yapmak olduğunu dile getiren Çağlayan, "Bizim görevimiz, sizlerin önündeki, çer, çöp, toz toprak ne varsa bunları toplamak. Sizlerin hız yapabileceğiniz otobanları hazırlamak. Bu otobanlarda istediğiniz hızı yaptırmak görevimiz" dedi.
Cari açığın, mutlaka mücadele edilmesi gereken bir konu olduğunu belirten Çağlayan, şöyle konuştu:
"Bu konuda bakanlık olarak kamudan ve özel sektörden katılımlarla heyet kurduk ve Türkiye'nin dış ticaret açığını ilgilendiren 6 sektörünü masaya yatırdık. 2010 yılı ithalatımız, 185,5 milyar dolar. 35,5 milyar dolar enerji ithalatı yaptık, koyun bir kenara. Geriye kalan 145 milyar dolarlık mal ithalatının 103 milyar dolarını 6 sektörde yaptık. Demir çelik, otomotiv, makine, kimya, tekstil, tarım ve gıda... 103 milyar dolar ithalat yaparken 6 sektörün ihracatı 73 milyar dolar oldu. Bu sektörlerde 30 milyar dolar açık."
Çağlayan, altı sektörü incelediklerinde ilginç sorunlarla karşı karşıya kaldıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Teşvik sistemini, yaptığımız çalışmalar doğrultusunda kuruyoruz. Teşvik mekanizmasında, teşvik edeceğimiz sektörler, ister Muş, Balıkesir'de, ister başka yerde nerede üretilirse üretilsin teşvik kapsamına alınacak şekilde çalışıyoruz. Bu ay sonunda çalışmalarımızı bitireceğiz. Türkiye, 'elimde şu mal var alır mısın-' işini bırakacak. Ben ülke olarak, ithalatçı ne istiyor, hangi ülke hangi malı ithal ediyor, bunu görerek üretime geçeceğim. Kapı kapı elimde kendi malımı satmak yerine dünya talebini alıp ona göre harekete geçeceğim. Bununla ilgili önemli çalışmalar yaptık."
Teşvik sistemini yaparken elde bütün verilerin bulunduğunu dile getiren Çağlayan, "Karanlıkla hedef aramıyoruz, hedeflerimiz belli. Tek tek 81 ili değerlendirmeye aldık. Bundan sonra yapılacak çalışmalar size aittir. Toplam ihracatımızın 122 milyar dolara geldiğini duyurmak isterim. İnşallah bu rakamlarla birlikte cumhuriyet tarihinin rekorunu kırmış olacağız" ifadelerini kullandı.