Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Eğer biz bugün bir milli birlik projesi uyguluyorsak, eğer bugün bir demokratik açılım
adımları attıysak, hedefimiz bu ülkede terör sorunu olmasın, hedefimiz bayrağımıza sarılı tabutlar gelmesin şehirlerimize. Derdimiz bu" dedi.
Başbakan Erdoğan, Seyit Burhanettin Türbesi ve mezarlığında halka verilen iftara katıldı. İftarını vatandaşlarla birlikte açan Başbakan Erdoğan, burada halka hitaben yaptığı konuşmada demokratik açılım sürecine değindi.
Ramazan ayının önemine işaret eden Başbakan Erdoğan, birlik ve beraberliğin önemine değinerek şöyle konuştu:
"Sizlerin birliği, beraberliği, dayanışması bir paylaşım ayı olan mübarek Ramazanda iftar sofrasında en güzel şeklinle ortaya çıkıyor. Zaten bu milletin en önemli özelliği de bu değil mi? Bizi birbirine bağlayan en güzel unsurlardan bir tanesi bu kardeşlik bağı değil mi? Etnik noktada, hangi etnik unsura sahip olursa olsun biz Yunus'un pınarından su içmiş insanlarız ve yaradılanı yaradandan ötürü severiz. Kimseyi makamından mevkiinden dolayı değil, parasından pulundan dolayı değil, renginden dolayı değil, din, dil ırk, şu bu ayrımı yapmaksızın birbirimizi severiz.
Aramıza fitne, ayrılık tohumları ekmek isteyenler bu güne kadar nasıl kendileri mahkum olduysa, nasıl kendileri emellerine ulaşamadıysa Allah'ın izniyle bundan sonra da ulaşamayacaklardır. Ve biz bu güzel Ramazan ayında iyi niyetlerle attığımız bu adımları sizlerle beraber inşallah neticeye ulaştıracağız. Eğer biz bugün bir milli birlik projesi uyguluyorsak, eğer bugün bir demokratik açılım adımları attıysak, hedefimiz bu ülkede terör sorunu olmasın, hedefimiz bayrağımıza sarılı tabutlar gelmesin şehirlerimize. Derdimiz bu. Kimse bizim bu iyi niyetle attığımız adımları bir bölünme olarak göstermesin. Kimse bizim bu iyi niyetle attığımız adımları ayrımcılık olarak göstermesin. Ve bu ülkede bu sıkıntıları, bu sorunları yeni mi yaşamaya başladık? 30 yıldır bunu yaşıyoruz. 30 yıldır bu ülkeyi yönetenler bu noktada ne yaptılar? Her türlü adımlar atıldı da ne yaptılar? Üzüntülerimiz hep devam etti mi? Gözyaşlarımız hep devam etti mi? Annelerimizin o gözyaşlarını dindirebildiler mi? Hayır. Sadece laf ürettiler."
Kendilerinin cesaretle bu işin üzerine gittiklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Bir olacağız, beraber olacağız, diri olacağız, hiç merak etmeyin" dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Benim için Türk'ü de, Kürt'ü de, Laz'ı da, Çerkez'i de, Boşnak'ı da, Gürcü'sü de, Abhaza'sı da, kim varsa hepsi aynı. Hepsini aynı derecede seviyorum. Biz AK Parti iktidarı olarak hepsine aynı mesafedeyiz. Asla bir ayrım yapmayız. Neden? Çünkü hepsinin yaradanı yaradanımız. Yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz, seveceğiz. Ben bu noktada siz değerli kardeşlerime inanıyorum. Kayseri'nin güzel insanlarına inanıyorum. El ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz. Bizi bölmek, parçalamak isteyenlere 'asla' diyeceğiz. Çünkü biz yola çıkarken 'bölgesel milliyetçilik yapmayacağız', dedik. Biz yola çıkarken, 'etnik milliyetçilik' yapmayacağız' dedik. Biz yola çıkarken, 'dinsel milliyetçilik yapmayacağız' dedik. Öyleyse 780 bin kilometre karelik vatan toprakları hepimiz için bizim vatanımız. 71,5 milyon vatan evladı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak birdir, bütündür ama hangi etnik unsurda olursa olsun onlara saygı göstereceğiz. Herkes birbirine saygı gösterecek. Bu Türk'tür, Kürt'tür, Laz'dır, Çerkez'dir demeyeceğiz. Hepsini Allah için seveceğiz."
Dinsel milliyetçilik de yapmayacaklarını anlatan Erdoğan, hangi dinden olursa olsun, böyle bir ayrıma gidemeyecekleri kaydetti. Erdoğan, "En önemli, en büyük hoşgörü dini İslam'dır ve bizim dinimiz barış dinidir. Barış dini olan bizim dinimizin mensupları olarak biz hoşgörüyü her zaman, her insana göstereceğiz ama aynı zamanda Türkiye laik, sosyal bir hukuk devleti" diye konuştu.
Laik devlet olmanın gereğinin, "tüm inanç gruplarına eşit mesafede olmak ve güvence altına almak olduğunu" ifade eden Erdoğan, bunun sorumlulukları olduğunu belirtti.