Daha önce de Nükleer Karşıtı Platformu (NKP) aynı gerekçeyle suç duyurusunda bulunmuştu.
Adliye binasında Nükleer Karşıtı Platform bileşenlerinin de katıldığı basın toplantısında konuşan Baro Başkanı Alpay Antmen, Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini belirterek, "Türkiye zor bir süreçten geçiyor. Gezi olayları, üstü kapatılmaya çalışılan faili meçhuller, Silivri yargılamaları gibi uygulamalar Türkiye'de hukuku katlediyor.
Başsavcıların dahi bir gece önce tehdit edilip, ertesi gün görevden alındığı bir ülkede yaşamaktan hicap duyuyoruz. Bunların hepsini Mersin Barosu olarak defalarca anlattık ve söylemeye de devam edeceğiz. Karşımızdaki kim olursa olsun hukuku sonuna kadar savunacağız. Tüm dünya için tehlikeli olan bir nükleer santrale karşı da mücadele edeceğiz" dedi.
Daha sonra baro adına yapılan açıklama yapan Mersin Barosu Çevre Komisyonu Başkanı avukat Sevim Küçük, Akkuyu'da yapılan çalışmaları bilirkişi ile tespit ettiklerini belirterek şunları söyledi:
"Akkuyu Nükleer Santrali sahasında Mersin Barosu tarafından 4 Kasım 2013 tarihinde Gülnar Asliye Hukuk Mahkemesi'nden, Büyükeceli Beldesi Akkuyu Mevkiinde yapılması planlanan nükleer Güç Santrali proje alanında bir delil tespiti yaptırılmış ve dosyaya bilirkişi raporu ibraz edilmiştir.
Mahkeme tarafından icra edilen keşif esnasında, Harita Mühendisi, Orman Yüksek Mühendisi ve İnşaat mühendisi bilirkişilerce proje alanı incelenmiş ve yapılan ölçüm ve incelemeler neticesinde raporlarını mahkemeye sunmuşlardır.
Orman Yüksek Mühendisi tarafından verilen raporda; Sahaların tümünde iş makinesi ile önceden çalışma yapıldığı ve halen bir kısmında çalışmaların devam ettiği, çalışmaların kazı, dolgu ve tesviye şeklinde olduğu, her ne kadar bu sahada proje şirketi adına bakanlıkça maden işletme izni verildiğinden bahsedilse de çalışmaların yürütüldüğü alanların bir kısmının bu izin alanının dışında kaldığı, bazı sahaların izin sahasında kalsa dahi taşmalar olduğu ortaya çıktı.
Fen bilirkişisi tarafından verilen raporda da 'Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde kazı ve dolgu çalışmalarının devam ettiğinin' tespit edildiği belirtilmiştir. İnşaat mühendisi bilirkişisi tarafından verilen raporda da Maden İşletme İzin alanı dışında kalan sahada idari bina, yemekhane, WC, iş makineleri, tamir bakım atölyesi, araç park alanı ve çeşitli ekipmanlar gibi tek katlı ve prefabrik yapıların yer aldığı, bazı alanların büyükçe kısmının dolgu ile doldurulduğunun, bazı sahalarda delici ve çeşitli iş makinelerinin bulunduğu, sahada hafriyat çalışmalarının yapıldığının tespit edildiği belirtilmiştir."
Yasa gereği projenin iptal edilmesi gerektiğini kaydeden Küçük, "Çevre Kanunu'nun 10'ncü maddesindeki 'ÇED Olumlu Kararı veya ÇED Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez' hükmü açıktır.
ÇED süreci şu anda durdurulmuş olup proje ile ilgili ÇED kararı mevcut değildir ve bu sebeple proje alanında hiç bir işlem yapılamaz, yapılan her türlü iş ve işlem yasal mevzuata açıkça aykırıdır. ÇED süreci tamamlanmadan ve Çevre Kanunu 15 maddesine göre kanun ve yönetmeliklere aykırı olarak yapılan faaliyetlerin derhal durdurulması, yapılanların derhal düzeltilmesi ve sahanın eski hale getirilmesi, inşaata başlayan ve faaliyette bulunanlar hakkında yine Çevre Kanunu'nun 20. maddesi gereğince idari para cezası kesilmesini ve gerekli adli işlemlerin yapılması gerekmektedir.
Bu bağlamda Mersin Barosu Başkanlığı tarafından Gülnar Cumhuriyet Başsavcılığı'na sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur. Akkuyu Nükleer Santrali önce kentimiz için, sonra tüm Akdeniz havzası ve tüm dünyamız için tehlike oluşturmaktadır. Bu nedenle haklı mücadelemizi sonuna kadar sürdürme azim ve kararlılığı içindeyiz" diye konuştu.