Aydın Ayaydın, TBMM Genel Kurulu'nda 2013 yılı bütçe tasarısı üzerindeki son konuşmalarda CHP Grubu adına söz aldı.
AK Parti döneminde bütçe görüşmelerinin profili ve heyecanının, her geçen yıl düştüğünü, sıradanlaştığını ve anlamını yitirdiğini savunan Ayaydın, sayısal çoğunluğuna güvenen AK Parti'nin, yasaların Meclis'te görüşülmesini, artık yalnızca bir şekil şartı olarak gördüğünü, bu nedenle halkın bütçeye olan ilgisinin, inancının yok olduğunu ileri sürdü.
Aydın Ayaydın, iktidarın, halkın kendilerine verdiği en önemli emanet olan bütçe hakkını dikkate almadığını, bu yıl da Orta Vadeli Programı geç yayınlayarak, KHK ile kendi değiştirdiği bütçe hazırlama takvimine uymadığını, hukuku, kanunu, kuralları hiçe saymaya devam ettiğini iddia etti.
2011 yılı Genel Uygunluk Bildirimi dışında Sayıştay'ın, Meclis'e sunması zorunlu, Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporu, Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu ve Mali İstatistikleri Değerlendirme Raporu'nun Meclis'e gelmediğini belirten Ayaydın, gerekçenin de Sayıştay Kanunu'ndaki değişiklik olduğunu söyledi. Ayaydın, iktidarı, Sayıştay raporlarının ''peşine düşmeye davet ettiğini'' kaydetti.
''Hükümet, önünü göremiyor''
Aydın Ayaydın, 2013 Yılı Bütçe Kanun Tasarısı'nın, Orta Vadeli Program baz alınarak hazırlandığını, bu programın, Hükümet'in bir yol haritası olduğunu belirterek, ''Ancak korkarım ki Hükümet, önünü pek görememektedir'' dedi.
Yüzde 4 olarak öngörülen 2012 büyümesinin, yüzde 3,2 olarak revize edildiğini, bu oranın yakalanmasının bile zor olduğunu ifade eden Ayaydın, ''Bu mudur tutulan hedefler?'' diye sordu.
Aydın Ayaydın, 21 milyar olarak öngörülen 2012 yılı bütçe açığının, bakan tarafından 33,5 milyar TL olacağının açıklandığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu yüzde 50'den de büyük bir sapmayı göstermektedir. Yoksa tuttu dediğiniz hedef bu mu- Yüzde 5,2 olarak öngörülen 2012 yılı TÜFE, yüzde 7,4 olarak revize edildi. Bunun da tutmayacağı görülüyor. Bu ne biçim hedef, ne biçim öngörü- 10 yıldır ülkeyi tek başına idare eden bir ekonomi yönetiminin önünü daha iyi görmesi gerekmez mi- Bütçe, Orta Vadeli Programa göre hazırlandığına göre, neden Orta Vadeli Programı geç yapıyorsunuz, madem geç yaptınız, bari gerçekçi yapın.
2012 yılı Türkiye ekonomisi için pek iyi geçmemekte, Hükümet tarafından çizilen o pembe tablolar, yerini ülkenin acı gerçeklerine bırakmaktadır. AKP tarafından, dikkate alınmayan tespit ve uyarılarımız maalesef gerçekleşmiş, ülke ekonomisi yine bocalamaya başlamıştır. Ekonomi iyiyse 10 yılda neden 7 kez mali af çıkardınız- Halinden memnun olan var mı; olmaz olur mu, var. Daha üç beş yıl öncesine kadar ismi cismi olmayan, vergi rekortmenleri listesinde asla isimleri geçmeyen, belki de vergi mükellefi bile olmayan, ancak AKP iktidarında birden öne çıkan, yeni ultra zenginler elbette hayatından memnun. AKP'nin 10 yıllık iktidarında hiç mi olumlu bir uygulaması yok- Yok desem haksızlık olur, elbette vardır. Mesela yıllardır dünya kadar para ödediğimiz ilaçları artık çok daha ucuza alabiliyoruz.''
''Takke düştü''
Aydın Ayaydın, sağlıksız ve sürdürülemeyecek yüksek büyümenin de bu yılki düşük büyümenin de kendileri için sürpriz olmadığını ifade ederek, bu zikzaklı tablonun nedeninin, yanlış büyüme modelinde ısrar edilmesi olduğunu öne sürdü.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, rakamları söylerken, 1946'yı, demokrasiyi baz yıl olarak ele aldığını ifade eden Ayaydın, ''AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, neden 1938 değil diyor- O yıl Atatürk'ün ölüm yılı. Canikli, özellikle o yıl diyor. 1923'ten 1938'e kadar ülke büyümesi yüzde 7,8'ken AKP iktidarında yüzde 3,2; gelinen nokta budur'' dedi.
Aydın Ayaydın, gelişmiş ülkelerde buzdolabı, çamaşır makine sayısı verilmeyeceğini, bunların büyümeyle ilgisinin olmadığını ifade etti.
Aydın Ayaydın, ''İktidar, rekor cari açığa dayalı yüksek büyümeyi de yumuşak iniş gerçekleşti diye, düşük büyümeyi de alkışlamamızı bekliyor. Ama bilinmelidir ki, herkesi bir kez; bazılarını çoğu kez; kendinizi ise hep kandırabilirsiniz, ama herkesi her zaman kandıramazsınız. Takke düşmüş; kel görünmüştür. Maalesef bugün Türkiye ekonomisi tam anlamıyla bir açmaza sürüklenmiştir. Ya rekor cari açık, ya düşük büyüme'' diye konuştu.
''İster gaza, ister frene basın''
Sağlıklı ve kalıcı büyüme için en kısa sürede büyüme modelinin değiştirilmesi gerektiğini ifade eden Ayaydın, şunları kaydetti:
''Türkiye ekonomisinin sorunu, bu büyüme modelinde, hızlı veya yavaş gitmek değildir; sağlıklı bir büyüme modeline geçmektir. Son dönemde popüler olan gaz-fren jargonuyla ifade etmek gerekirse, gidilen yön, yol yanlışsa ister gaza basın, ister frene, hızınızın önemi, anlamı yoktur. Arabanın hakkı verilemediği için, yani ülkenin potansiyeli iyi kullanılmadığı, iyi yönetilmediği içindir ki işsizlik AKP döneminde halkımızın bir nevi kaderi haline gelmiştir.
AKP sayesinde ısınmak bile bir lüks hale geldi. Vatandaş, Edison'a sitem eder duruma geldi. Edison'un malum ampulü artık zammın sembolü olmuştur. Vatandaşlarımıza buradan bir daha sesleniyorum: AKP'de durmak yok, zamlara devam. Yiğidin kamçısı olan borç, AKP döneminde yiğidin kemendi haline geldi, resmen boynuna dolandı. Eminim ki yiğit bile, bu kadarını tahmin edemezdi. Vatandaşın boynuna geçirilen borç kemendi, onun, çocuklarının hatta torunlarının geleceğini şimdiden bağlamıştır.''
Aydın Ayaydın, AK Parti'nin, bütçeyi yatırıma değil, cari harcamalara, devletin israfına, verimsizliğine ve borç faizlerine harcadığını öne sürdü.
Bütçede işçi, memur, emekli, tüccar, çiftçinin olmadığını savunan Ayaydın, bu bütçenin sadece ranta yelken tuttuğunu ileri sürdü.