Tamaylıgil, Erdoğan'ın yaptığı açıklamalara ilişkin olarak,"Başbakan'ın bir an önce hem Meclisten hem de bu siyasi partilerden, öncelikle de Gazi Meclisten özür dilemesi gerekir'' dedi
HP Parti Sözcüsü ve Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil, Meclis TV'nin yayınlarının sınırlandırılması konusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı açıklamalara ilişkin olarak, "TBMM, Gazi Meclistir. Çatısı altında yapılan çalışmaları ve muhalefetin dile getirdiği başlıkları ve bunları söyleme dökme şeklini 'show yapmak' olarak değerlendiren Başbakan'ın bir an önce hem Meclisten hem de bu siyasi partilerden, öncelikle de Gazi Meclisten özür dilemesi gerekir" dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.
Toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan ve soruları yanıtlayan Tamaylıgil, toplantıda gündemdeki siyasi konuların değerlendirildiğini söyledi.
Kıbrıs Barış Harekatı'nın 37. yılının kutlandığını hatırlatan Tamaylıgil, harekatın adaya barış getirdiğini ancak sorunların sürdüğünü belirterek, "CHP olarak, çözümün BM çatısı altında ve iki toplumlu, iki kesimli, tarafların siyasi eşitlik anlayışına dayalı olarak iki kurucu devletin oluşturacağı bir yapı içerisinde olması önerildi" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kıbrıs'la ilgili son günlerdeki açıklamalarını takip ettiklerini belirten Tamaylıgil, açıklamaların CHP'nin yıllardır söylediği ancak hükümete anlatamadığı bir sürecin bugünlerde anlaşılır olduğunu ve doğruluğunun idrak edildiğini gösterdiğini ifade etti. Tamaylıgil, hükümetin geçmişten bu yana Kıbrıs ile ilgili söylemleri ele alındığında gelinen noktanın dikkat çekici olduğunu belirterek, "Bu noktaya gelmiş olması Sayın Başbakan açısından sevindiricidir" diye konuştu.
Toplantıda Meclis TV'nin yayınlarının sınırlandırılması konusunun da ele alındığını aktaran Tamaylıgil, Başbakan Erdoğan'ın konuya ilişkin açıklamalarını eleştirdi. Bu konuda söz söyleyecek, karar beyan edecek kişinin Erdoğan olmadığını öne süren Tamaylıgil, yayınların kısıtlanmasını sansür olarak nitelendirdi. Tamaylıgil, Meclis çatısı altındaki faaliyetlerin ve bunların basın aracılığıyla yayımlanmasının "show yapmak" olarak görülmesinin yanlış olduğunu söyledi. Tamaylıgil, "TBMM, Gazi Meclistir. Çatısı altında yapılan çalışmaları ve muhalefetin dile getirdiği başlıkları ve bunları söyleme dökme şeklini 'show yapmak' olarak değerlendiren Başbakan'ın bir an önce hem Meclisten hem de bu siyasi partilerden, öncelikle de Gazi Meclisten özür dilemesi gerekir" dedi. CHP'nin sansürü kabul edemeyeceğini belirten Tamaylıgil, sorunun giderilmesi için gerekli yollara başvuracaklarını bildirdi.
Tamaylıgil, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Bir soru üzerine hükümetin terör konusuna Hükümet Programı'nda yer vermediğini, bu konuda muhalefetin ve kamuoyunun bilgi sahibi olmadığını ifade eden Tamaylıgil, bilgilendirilmeleri halinde terör sorununun çözümüne yönelik her türlü katkıyı vermeye hazır olduklarını yineledi.
"Diyarbakır'daki terör saldırısına ilişkin sivil bir soruşturmanın da başlatılacağı" ifade edilerek, bunun ne anlama geldiğinin sorulması üzerine de Tamaylıgil, devletin kurumları arasında bir güvensizlik olup olmadığının sorgulanması gerektiğini savundu.
"CHP'de gölge kabine oluşturulduğu" yönündeki haberlerin hatırlatıldığı Tamaylıgil, bunu gazetelerde okuduğunu ancak böyle bir çalışma ve isim belirlenmesinin söz konusu olmadığını söyledi.
Tamaylıgil, Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun terör konusunda yaptığı açıklamanın CHP'nin resmi internet sitesinde yayımlandıktan kısa süre sonra kaldırılmasının MYK gündemine gelip gelmediğine ilişkin soruyu yanıtlarken de bu konunun görüşülmediğini, CHP'de sansürün söz konusu olamayacağını belirterek, ayrıca Tanrıkulu'nun açıklamasının birçok basın yayın organında yer aldığına da dikkati çekti.
Tutuklu milletvekillerine ilişkin AK Parti ve CHP milletvekilleri arasında imzalanan mutabakat metni hatırlatılarak gelinen noktanın ne olduğunun da sorulduğu Tamaylıgil, metnin altındaki imzaların namus olduğunu ve bu imzalardan vazgeçilmesinin söz konusu olamayacağını belirtti.
Tamaylıgil, terör örgütü başı Abdullah Öcalan'ın açıklamalarını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine de Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun hükümete "İmralı ile görüşme yapılıyor mu", "Görüşmelerin kapsamı nedir" gibi bazı sorular sorduğunu hatırlatarak, bunların cevaplandırılması gerektiğini söyledi.
-FUTBOLDA ŞİKE İDDİALARI-
Bu arada Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak da MYK toplantısının ardından bir grup gazeteciyle sohbet etti.
Aynı zamanda Beşiktaş Spor Kulübü Başkan Yardımcılığı görevini de yürüten Toprak, şike iddialarına yönelik soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Beşiktaş Asbaşkanı Serdal Adalı ve Teknik Direktör Tayfur Havutçu'yu dün Metris Cezaevi'nde ziyaret ettiğini anlattı.
Soruşturma yürütülürken hukukun gereğinin yerine getirilmesi gerektiğini ancak bütün bir camianın bunun altında bırakılmaması gerektiğini ifade eden Toprak, spor alanındaki yasal düzenlemeleri de eleştirdi.
Toprak, sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair kanunun "alelacele" yapıldığını, yaşanan olaylardan sonra yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Devletin, "özerk bir alan" olması nedeniyle spora uzak durduğunu belirten Toprak, özerk diyerek geri durmak yerine denetim noktasında etkin olmak gerektiğini söyledi.
Soruşturmanın ekonomik ve uluslararası temsil boyutunun gözardı edilmemesi gerektiğini belirten Toprak, soruşturmanın hızla tamamlanmasının zorunlu olduğunu vurguladı. Toprak, "Bu iş çözülmeli ama çok daha hızlı hareket edilmeli. Metris, Silivri değil. İktidar bu mantıkla hareket ederse olmaz. Yargı Metris'de de, Silivri'de de hızlı hareket etmeli" diye konuştu.