Van Merkez Seyrantepe Mahallesi’nden Aslı Esin (46), bundan 6 yıl önce akciğer kanseri teşhisi koyulduğunda eşi tarafından terk edilmiş. Hasta başına 4 çocuğuyla yalnız kalan Esin’in hayatını bir de deprem alt üst etmiş. Rahatsızlığından dolayı ayağa kalkmakta zorluk çeken talihsiz kadın, çadır bulabilmek için iki gün boyunca koşturup durmuş:
“Çocuklara vermezler diye hasta halimle iki sefer sabahtan akşama kadar çadır bulabilmek için oradan oraya gezindim. Sivil savunmada dağıtıldığını söylediler, çocuklarımın koluna girip gittim. Oradaki polislerden yardım istedim ama ‘Biz karışamayız’ dediler.”
Yetkililerden yardım göremeyince sokakta kalmak yerine çocuklarıyla beraber derme çatma bir barınak kurmuşlar. Şimdi tavanı halıdan, duvarları muşambadan çatılmış barınağın içinde 80 yaşındaki annesi Gülistan ve 4 çocuğuyla beraber yaşıyor. Önceki gece yağmur yağınca “yün” tavandan içeri sürekli su damlamış. Barınak içinde yaktıkları soba ise bir ara etrafı duman etmiş. “Az kalsın zehirleniyorduk” diyor uzaklara dalarak.
‘Kime veriliyor bunlar?’
Bölgedeki hemen hemen her felaketzede kadının dediğini o da yineliyor: “Gücü olan aldı çadırları götürdü. Herkesin erkeği var alıyor, o da bizde yoktur.”
Sonra da erkeklerin durumunun da pek iç açıcı olmadığını fark ederek Abdurrahman adlı bir komşusunun başına geleni anlatıyor. Aslı Hanım’ın anlattığına göre, çoluk çocuk sokakta kalan komşusu dün yolda yürürken elinde 4 çadır olan bir kişiden bir tanesini rica etmiş. Aldığı cevap, “500 TL” olunca da mecbur eli boş geri dönmüş. Gerçekten bir anlama verememiş olduğu gözlerindeki şaşkın ifadeden belli soruyor: “Devlet kime veriyor bu çadırları?”