Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın çılgın projesi Kanal İstanbul, dün düzenlenen bir panelde şehir plancıları, mimarlar, mühendisler ve çeşitli sivil toplum örgütlerinin üyeleri tarafından masaya yatırıldı. Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) ve www.istanbulgercegi.com işbirliğiyle düzenlenen panelden sonra katılımcılarla sohbet etme imkânı bulduk. Tabii, her bir katılımcının kendi uzmanlık alanında söyleyecek sözleri vardı.
İstanbul Şehir Plancıları Odası Başkanı Tayfun Kahraman, panelde, “Umut ediyoruz ki kaynak bulunamaz ve bu proje gerçekleştirilemez. Çünkü, İstanbul’un iflası olur” ifadelerini kullandı. 3. Köprü’nün imara açılacak 500 bin dönümlük yeni arazi üzerinden yapılan hesapla 350 milyar dolarlık rant pazarı yaratacağı yönündeki çıkarımı raporlayan odanın başındaki Kahraman’ın Kanal İstanbul için yaptığı yorum ise şöyle oldu: “Rant bir değerdir. Yanlış bir şey değil ama bunu nasıl kullandığınız önemli. İstanbul rantın yanlış kullanılması yüzünden, yakında üst üste yaşadığımız bir yer haline gelecek. Bir kaos kenti olacak. 3. Köprü için yaptığımız gibi bir hesaplama hazırlıyoruz. Şimdiden söyleyebileceğim şudur ki, Kanal İstanbul gerçekleşirse, etrafında oluşacak rantın büyüklüğü 3. Köprü’den çok daha fazla olur. Bu rakam 500 milyar doları bulacaktır.”
‘FİİLİYATA GEÇİNCE DAVA AÇACAĞIZ’
Şehir Plancıları Odası’nın bugüne kadar pek çok projeye dava açtığını hatırlattığımız Kahraman, Kanal İstanbul ile ilgili olarak böyle bir girişimleri bulunup bulunmadığına yönelik olarak da şu açıklamayı yaptı: “Şu an yalnız proje aşamasındaki bir olaydan söz ediyoruz. İş henüz fiiliyata dökülmedi. Ama bu yönde bir girişim olur olmaz biz iptal ve yürütmeyi durdurma yönünde davamızı kesinlikle açacağız.”
‘KAYNAK AZALINCA SUYA % 20 ZAM GELİR’
Panelde moderatörlük görevini üstlenen Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Öztürk de projenin iki önemli fiziki yapıyı kestiğine dikkat çekti. Öztürk, “Öngörülen güzergâhlara göre, Kanal İstanbul, Pabuçdere’den gelen büyük su kanalları ve doğalgaz hattını kesiyor. Yani, öyle basit bir proje değil” dedi. Projenin, Terkos Havzası’nı da ortadan ikiye böldüğüne işaret eden Öztürk, “İstanbul’un suyunun yüzde 20 azalacağını söyleyebiliriz. Yüzde 20’lik bu su kaybı, suya da yüzde 20 civarında zam gelmesi anlamına gelecektir. Ayrıca, akıntı nedeniyle kıyılarda tuzlanma öngörülebilir. Marmara Denizi’nin tabanını da çamur örtecektir” diye konuştu.
‘Deprem, maliyetini 100 milyar $’a çeker’
Jeofizik Mühendisleri Odası Başkanı ve Türkiye Deprem Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu da su kaynaklarının zarar görmesi konusuna değindi. Gündoğdu, “Susuzluk geçti; yağış dönemine girdik ama bu bir döngüdür. 10-11 yılda bir olacak. Yine bu dönem gelince, zarar görmüş kaynaklarla ne yaparız?” dedi. Gündoğdu, deprem boyutuna şöyle değindi: “Bu proje yapılacaksa bile, tasarım depremi dediğimiz kavram dikkate alınmalı. 8 ölçeğinde bir depreme dayanıklılık gösterecek şekilde yapılmalı. Tasarım depremini 8’e ayarladığınızda 50 milyar dolar civarında denilen maliyet 100 milyar doları geçecektir. 1999 depreminde zarar gören 3 bin okulun 2 bin 400’ü, hastanelerin çoğu henüz onarılmadı. Önce bu onarımlar yapılmalı. Deprem gündüz olursa ne yaparız?”
‘1 GEMİ 7 SAATTE GEÇER DEMİRLİ BEKLEME BİTMEZ’
Eski Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği başkanı Aykut Erol, Boğaz’ı gemi kazaları tehdidinden kurtarmak için yapılacağı açıklanan Kanal İstanbul’un, etrafında planlanan yerleşim için tehdit oluşturacak bir proje olduğuna dikkat çekti. Erol, 150 metre genişliğinde ve 25 metre derinliğinde olacağı açıklanan kanaldan 300 metrelik bir geminin kılavuz kaptan ve römorkörsüz geçemeyeceğini belirterek, “2 saat manevra yapsa, 5 saat de yol alsa, 1 gemi 7 saatte kanalı geçer. 150 metrelik yerden ancak tek gemi geçeceği için denizlerde demirli beklemeler sona ermez” dedi.