Gazeteci-yazar İrem Barutçu’nun yazdığı ‘Nail-Keçili Ailesi’nin Üç Kuşak Trajik Öyküsü’ adlı kitapta, reklam imparatoru Nail Keçili’nin yaşamının satırbaşlarının yanı sıra Türk basın tarihine dipnot düşecek anekdotlar da yer aldı.
Destek Yayınları’ndan çıkan kitapta, ünlü reklamcı Nail Keçili’nin, Etibank davasından girdiği cezaevindeki anıları da bulunuyor.
İşte, o anılardan en çarpıcı olan birkaçı:
Anadan doğma sopayla k.. kontrolü
Keçili, Kartal Cezaevi’nin girişinde yaşadığı bir olayı hiç unutamadığını söyledi: “(... ) Otobüste, bizimle birlikte Murat Demirel’in eşi de vardı. Murat tutturdu, ‘Önce Bakırköy’e gidelim ve bizim hanımı teslim edelim’ diye. Murat’ın eşini Bakırköy’e bıraktığımız için saat 23.00 civarı Kartal’a döndük. Sen misin o kadar saat cezaevi müdürünü bekleten! Kartal’da jandarma kapıda bizi anadan doğma soydu. Sopayla kıçına bile baktılar!’’
Cavit Çağlar: Dinç Bilgin’in morali kötüydü
Keçili, Kartal Cezaevi’nde eski bakanlardan Cavit Çağlar’la aynı koğuştaydı. Ancak daha sonra bu ikili Dinç Bilgin’in koğuşuna taşındılar. Taşınma nedenini Keçili şöyle anlattı: “(... ) Bir gün Dinç’ten bir not geldi. O notta, ‘Kendimi öldürmeye karar verdim’ gibi bir ifade vardı. Kâğıdı alıp müdürün odasına gittik. ‘Bunun şakası yok!’ dedik. Hapishane müdürü bizi Dinç’in koğuşuna taşımaya karar verdi.’’ Dinç Bilgin bu iddiayı reddediyor: “Öyle intihar edeceğim diye bir konu olmadı.’’ Kartal’da yaşananların diğer tanığı Cavit Çağlar ise “Bilgin’den intiharı düşündüğüne dair bir pusula aldınız mı?” sorusunu şöyle yanıtladı: ‘’Dinç’in morali kötüydü. Yanına geçme nedenimiz budur. Onu yalnız bırakmamak için gittik.” ‘
'Hayatında hiç alaturka tuvalete girmemiş’
Dinç Bilgin’in koğuşunun temizliğine özen göstermediğini Nail Keçili şu sözlerle anlattı: “(... ) Dinç kaldığı hücrede bir kez yeri bile süpürmemiş. Her yer kirden ve tozdan renk değiştirmişti. Lavabo pas renginde. Alaturka tuvalet taşı da aynı. Çünkü Dinç hayatında hiç alaturka tuvalete girmemiş!’’