Prof. Dr. Muzaffer Demirci, gelecek 6 ay içinde ev almak ya da yatırım yapmak yerine vatandaşın elinde nakit tutmasının faydalı olacağını söyledi.
Gerekli tedbirler alınmadığı için ekonominin önümüzdeki yıl mutlaka darboğaza gireceğini iddia eden Demirci, bu durumda faizler ve enflasyonun yükseleceğini ileri sürdü.
Faiz ve enflasyonun yükselmesi ile satılamayan gayrimenkullerin fiyatlarının düşeceği beklentisini dile getiren Demirci, “Eldeki riskli birikimlerin de nakde dönüştürülmesi faydalı olabilir. Kısa vadeli mevduat ya da hazine bonosu yatırımları yapılmalı, çünkü bu ay ile gelecek ayın faizleri farklı olacak.” dedi.
Piyasa beklentilerini değerlendiren İzmir Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muzaffer Demirci, son 10 yıl içinde yapısal sorunlarını çözmemesi nedeniyle ülkenin ciddi bir darboğaza sürüklendiğini savundu. Prof. Demirci, Türkiye’nin balayının sonunun geldiğini iddia etti.
Demirci, şöyle konuştu: “2000 yılından bu yana, Amerika’nın, Avrupa’nın ve Japonya’nın piyasaya likit para sürmesi ile Türkiye balayı hayatı yaşadı. Türkiye’ye ait yapısal sorunlar bu süre içinde çözülebilirdi ama çözülmedi. Şimdi olay kapıya geldi dayandı. Türkiye, 10 yılda 350 milyar dolar cari açık verdi. Türkiye’nin sanayisinin yüzde 70’i ara malı ve yatırım olarak ithal ediliyor. Türkiye’nin dövizi yok, dışarıdan gelenin de kesilmesi ile balayı sona erecek.”
‘JAPONYA’DAN ÇOK DOLAR MİLYARDERİMİZ VAR’
Demirci, 2002 yılında kişi başına düşen milli gelir 4 bin 500 TL, bugünse 15 bin TL olmasına rağmen vatandaşın alım gücünün zayıfladığına dikkat çekti. Demirci, ülkenin gelir dağılımının topluma yayılmadığı sürece büyümenin faydasız olacağını savundu. Türkiye’de dolar milyarderinin Japonya’dan daha fazla olduğuna işaret eden Demirci, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin dolar milyarderi 2002 yılında 14 iken bugün 44, Japonya’da 32. Gelir düzeyi Türkiye’den 4 kat fazla olan Japonya’dan fazla dolar milyarderimizin olması, büyümenin vatandaşa yansıtılamadığı anlamına gelir. Bu duruma karşılık yapılabilecek olan, Türkiye’nin ihracatta dünyaya kendini kanıtlamış markalarının teşviklerle desteklenmesidir. Desteklenen şirketlerin istihdamının artması, büyümenin halka yansıtılabilmesini sağlayacaktır.”
‘YÜKSEK FAİZ, YÜKSEK ENFLASYON’ KISIR DÖNGÜ AŞILAMIYOR’
İnşaat sektörünün durgunluk dönemlerinde ülkeyi harekete geçirdiğini ancak sanayi sektörü gibi ekonominin yeniden kalkınmasını sağlayamadığını ifade eden Demirci; yüksek faiz, yüksek enflasyon kısır döngüsünün aşılamadığını söyledi.
“Vatandaş hiçbir zaman döviz cinsi borçlanmamalı.” diyen Prof. Dr. Demirci, FED’in eylül ayından sonra ya da yıl başında piyasadan para çekmeye başlayacağını, bu nedenle gelen dövizin azalacağının tahmin edildiğini aktardı. Demirci, bu durumda dışa bağımlı olan sanayi için hammaddenin yüksek fiyatla ithal edilmesinin de mal ve ürün fiyatını yükselteceği öngörüsünü dile getirdi.