Eski Fransız Başbakanı Dominique de Villepin, demokratik ülkelerin parlamentolarını Ermeni meselesi için kullanmalarını büyük bir hata olarak niteledi.
Today's Zaman'ın haberine göre İstanbul’da özel bir toplantıda konuşan Villepin, Ermeni meselesinin “tarihçilerin işi” olduğunu ve “tarihin kanunlarla tekrar yazılamayacağını” söyledi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Türkiye ve Ermenistan arasındaki yakınlaşmaya yaptığı katkıyı hatırlatan Villepin, Ermeni meselesi gibi hassas ve zor problemler iyi niyet ve hayal gücü gerektirir ve çözüm süreci zaman alır dedi. Deneyimli politikacı, iki ülke arasındaki probleme “ne kadar az ülke dâhil olursa o kadar iyi.” diye ekledi.
AB TÜRKİYE VE RUSYA’YLA STRATEJİK İLİŞKİLER KURMALI
Avrupa Birliği’nin hâlihazırdaki durumunu geniş bir çerçevede ele alan Villepin, karşı karşıya kaldığı iç krizler düşünüldüğünde AB’nin, yeni ortaya çıkan pazarlardan Türkiye ve Rusya gibi, “Avrupa dışındaki ülkelerle de özel stratejik ilişkiler” geliştirmesi gerektiğini söyledi. Villepin’e göre AB, 450 milyonluk nüfusu ile “küresel ölçekte bir pazar” teşkil etmiyor.
Avrupa’yı ve problemlerini üçe bölen De Villepin, Kuzey Avrupa güçlü bir Avrupa’ya inanırken, Doğu Avrupa’nın tüm Avrupa’nın yüz yüze olduğu ekonomik zorluklarla beraber milliyetçilik ve popülizm ile uğraştığını söyledi. Villepin, İngiltere’yi, kıtadaki problemleri arttıracak bir referanduma giden Avrupa’nın üçüncü parçası olarak tanımladı.
İslamofobi'nin kıtada büyüyen bir problem olduğunu belirten Villepin “AB artık bir birlik değil,” dedi. İnsanların ekonomik durumları açısından gelecekleri ile ilgili kaygı içerisinde olmaları Villepin’e göre kıtayı daha da içine kapanık bir hale getiriyor. Villepin, “Fransa’nın kendi problemlerine gereğinden fazla yöneldiğine” işaret etti.
Türkiye’yi “öne çıkan lider ülkelerden birisi” olarak tanımlayan Villepin AB’nin Türkiye’ye olan ihtiyacının, Türkiye’nin AB’ye olan ihtiyacından daha fazla olduğunu söyledi. “Bu bir gerçek,” diyen Villepin, “Türkiye ile gelişen bir işbirliğine güçlü bir ilgi var,” şeklinde devam etti.
Kürt, Ermeni ve Avrupa sorunları Türkiye’nin önündeki ana problemler diyen dışişleri bakanı olarak da görev yapmış eski Fransız başbakanı, Türkiye’nin AB’yle olan ilişkilerinin “Türkiye’nin devlet olarak AB’yle ilişkilerini ne kadar uyumlu hale getirmek istediğiyle” de ilgili olduğunu söyledi.
SURİYE’YLE YÜRÜTÜLEN MÜZAKERELERDE HİÇBİR ÖNKOŞUL OLMAMALI
AB’nin Suriye krizindeki ilgisizliğinin nedeni konusunda yorumda bulunan Villepin, uluslararası topluluğun isteksizliğinin sebeplerinden birini “kimsenin Suriye için neyin en iyisi olduğunu bilmemesi" olarak gösterdi.
Villepin’e göre uluslararası topluluk negatif Irak ve Afganistan örnekleri göz önünde bulundurulduğunda herhangi bir müdahaleye ikna olmuş değil. Villepin, Libya’daki müdahalenin başarılı olup olmadığından emin değil.
Rusya’nın pozisyonunun hesaba katılması gerektiğini belirten Villepin, Rusya ve Çin gibi ülkelerin Esed rejimine verdiği desteğin uluslar arası toplumun müdahalesinin önünde diğer bir engel olduğunu söyledi.
Villepin, bazı ülkelerin Esed’in yönetimden ayrılmasından “kırmızı çizgi” olarak bahsetmesini eleştirirken, Suriye’deki rejimle “müzakerelerde herhangi bir ön koşul koymamalıyız,” dedi. Eski başbakana göre Suriye’de bir müzakere fırsatı en başta kaçırıldı ve şu anda gündemde olması gereken şey savaşın durdurulması.
BATI İRAN’A DERS VERMEYE ÇALIŞMAMALI
İran’la yürütülen müzakerelerde yer alan bir politikacı olarak İran nükleer sorunu üzerine konuşan Villepin, “İran’la tek antlaşmayı biz imzaladık.” dedi. Türkiye’nin sorundaki pozisyonunu öven Villepin, P5+1’in Türkiye’nin İran’ın nükleer sorunuyla ilgili teklifini dikkate almamakla hata yaptığını söyledi.
Villepin’e göre tüm tarafların menfaatleri göz önünde bulundurulduğu takdirde İran sorununu çözmek mümkün. İran’a ders vermek yerine masaya İran’ın durumu değiştirmesine yetecek kadar çekici bir öneri koyması gerektiğine inanan Villepin, “Batı İran’a bir ders vermek istiyor.” tespitinde bulundu.
Villepin Ortadoğu’da mezhepsel bir savaşın nükleerleşmeden daha tehlikeli olduğuna dikkat ayrıca çekti.