Seyfi Dursunoğlu, bu konuda şunları söyledi:
“40 yıldır çalışıyorum… 40 yıllık birikimimi bildiğiniz gibi Türk Eğitim Vakfı’na bağışlayacağımı açıklamıştım. Ancak bir şey oldu ve bundan vazgeçtim. Vakıf yetkilileri bir gün beni aradı ve Alâeddin Yavaşça için bir gece düzenlediklerini, o geceyi sunmamı istediler. Bunun karşılığında da bana bir şilt vereceklerini belirttiler. Sonra düşündüm… Ben de bir sanatçıyım. Neden bana bir gece yapılıp da şilt verilmiyor da başkasının adına yapılan bir gecede veriliyor dedim. Üzüldüm ve kırıldım tabii ki. O zamana kadar kendilerine bağışta bulunmuştum. Ama şimdi mirasımı Türkan Saylan'ın vakfına (Çağdaş Yaşamı Destekleme Vakfı) bırakmaya karar verdim.”
Ne kadar mirasınız var sorusuna ise ünlü sanatçı, “15 milyona yakın bir param var. Tabii bunun içinde Çengelköy’deki evim, mal varlığım da dâhil” dedi. Dursunoğlu “Yakın aileniz bu duruma bozulmuştur” sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “Ben 40 yıldır tek başıma yaşıyorum, 40 yıldır tek başıma bu parayı kazanıyorum. Paramı ne yapacağım benim bileceğim bir iş. Kimsenin alınmaya gücenmeye hakkı yok” dedi.
Yaşarken değer gören bir sanatçı olmaktan dolayı çok mutlu olduğunu belirten Seyfi Dursunoğlu “Ben hayatımdan çok büyük bedeller ödedim. Bazen dışarı çıkıp şöyle rakı içip kadehi fırlatmak içimden geçmedi mi, geçti. Ama hep kendimi frenledim. İstediğim birçok şeyi yapamadım. Ama olsun. Şimdi bütün bunların karşılığını alıyorum. Herkes beni çok seviyor, sayıyor. Yaşarken bu saygıyı görmek çok büyük keyif. O yüzden cenazem şaşaalı olmuş hiç önemli değil. Ben yaşarken bu şaşaayı tadıyorum. Herhalde öldüğümde de cenazeme beni seven birkaç sanatçı gelir” şeklinde konuştu.