Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün danışmanı Ahmet Sever ile yaptığı röportajla haklı bir şekilde kendinden çokça söz ettiren, Vatan gazetesi yazarı Ruşen Çakır, dün akşam SKYTurk360 ekranlarında Hilmi Hacaloğlu ile "Şimdi Söz Sizde"ye konuk oldu.
BAŞBAKAN'IN HIŞMINA MI UĞRADI?
Gecenin en ilginç açıklamalarından biri de, Ruşen Çakır'a Twitter aracılığı ile bir izleyicinin sorduğu soru oldu. NTV'de yaşanan süreci ve Banu Güven, Nuray Mert ve Ruşen Çakır'ın kanaldan uzaklaşmasını değerlendiren bir izleyici
"Hopa olaylarından sonra Metin Lokumcu ile ilgili Başbakan'a bir soru sormuştu. Ondan sonra Başbakan'ın hışmına mı uğradı?" diye sordu.
BEN PATRONUN HIŞMINA UĞRADIM
"Yok. Öyle bir şey yok. Ben patronun hışmına uğradım. Bu başbakan ile ilgili bir şey değil. Öyle olmadığını biliyorum. Bu patron ve yöneticilerimizin basın özgürlüğünü tam olarak hazmedememelerinin bir kanıtı. Sen de yaşadın benzer bir şeyi. Sen bizim kadar öne çıkmamıştın ama, NTV'nin en önemli muhabirlerinden biriydin. Ve bir gün o iş bitti. Bu başka bir şey. Patronların yöneticilerin, Türkiye'nin gelmesi gereken demokratik seviyenin altında olmasından kaynaklanıyor. Ben yaptığım haberlerin, sorduğum soruların, Hopa sorusunun mesela arkasında durabilirim.
O SORUDAN SONRA SOHBETE DEVAM ETTİK
O Hopa sorusunun arkasından biz başbakan ile eşi, kızı ve danışmanlarıyla sohbetimize devam ettik, gayet sakin. Fotoğraflar çektirdik. Hiç de bir şey olmadı. Ben sonrasında da defalarca başbakanı gördüm. Hiç bir yerde de sen bana o soruyu niye sordun demedi. Yani ondan dolayı bir şey olduğunu sanmıyorum.
HABERCİLER HABERDEN KAÇAR DURUMA GELDİ
Ama Türkiye'de habercilik yapmanın muhaliflik olduğunu sanan bir zihniyet güçleniyor. Bu zihniyet sadece iktidarda değil, işverende de güçleniyor. Gazeteci haberin peşinden koşarken, haberden kaçar bir duruma geldi. Haber yapmak isteyen insanlardan bazı yönetici ve patronlar korkmaya başladı. Olay budur. Ne olur ne olmaz diye ürkmeye başladılar. Yoksa ben kendi durumumda Başbakan'ın bir müdahalesi olduğunu sanmıyorum, sanmıyorum değil, olmadığını da biliyorum.
Hopa meselesi çok ilginç, kendiliğinden gelişen bir olaydı. Çok büyük bir ilgi uyandırdı. Ama dediğim gibi, o olaydan sonra, hemen ardından ve daha sonra da defalarca, hiç bir sorun olmamış gibi görüştük, ki hiç bir sorun da olmadı.
SANIYORLAR Kİ BAŞBAKAN ÜZERİME ÇARPI ATTI
Şunu anlamıyorum. Bir de kamuoyuna, izleyiciye bakalım.Sanıyorlar ki öyle bir şey olduğu zaman Tayyip Erdoğan bir çarpı atacak, benim üzerimi çizecek. Ben o olaydan sonra, bilenler biliyor. NTV'nin seçim gecesi yayınında normalde yoktum. Beni yayına aldı NTV yönetimi. Yani ters tepti. Öyle sananların tam tersi bir etki yaptı o soru. Ama Türkiye'de malesef çok büyük sorunlar var. Bir kısmı iktidardan geliyor ama önemli bir kısmı da malesef yöneticilerimizden ve bizim kendimizden kaynaklanıyor. (Gazeteciler)