"O kanal mutlaka açılacak, dedem istiyor"

Başbakan Erdoğan çılgın projeyi hayata geçirmek için kararlı olduğunu "İsteseniz de istemeseniz de o kanal açılacak. Çünkü halkım istiyor. Dedem istiyor" sözleriyle açıkladı.

O kanal mutlaka açılacak, dedem istiyor
03 Mayıs 2011 Salı 13:14 tarihinde eklendi, 2.428 kez okundu.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, WOW Otel'de Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantısında konuştu.
 
DEDEM İSTİYOR HALKIM İSTİYOR
 
Gündeminde yediden yetmiş yediye herkesin konuştuğu çılgın proje vardı. Eleştirileri dinleyen Erdoğan, proye olan tutkusunu anlattı hem de ana muhalefet partisi liderinin 'insan yok' eleştirilerine mizahla karışık cevap verdi:
 
"Benim dedem istedi, Abdülmecid bunun mimari projesini yaptı. Biz de onun bu projesini yapıyoruz. Bütün engellemelere rağmen Kanal İstanbul projesini tamamlayacağız. Bitmedi, onun güneyinde otomobil geçişi için bir tüp geçit daha yapacağız. İsteseniz de istemeseniz de o kanal açılacak. Çünkü halkım istiyor. Dedem istiyor.
 
Kalktı diyor ki 'insan yok.' Herhalde animasyona takıldı. Animasyona insan koysaydık bu sefer yüzme bilmiyor diyeceklerdi. Burada onbinlerce insan istihdam edilecek. Bu proje deprem riski için çok önemli. Bir deprem olsa İstanbul'da 5 milyon kişi hayatını kaybedecek. Bunları kendileri de söylüyor. Bunun önüne geçmek için elinden geleni yapıyorlar. Deprem riski altındaki konutları yeni şehir planı ile eritmek istiyoruz."
 
Ülkeye vizyon ve özgüven kazandırdıklarını ifade eden Erdoğan, olumlu ekonomik göstergelerden bahsetti ve 2023 için 500 milyar dolarlık ihracat hedefini bir kez daha tekrarladı.
 
Erdoğan kredi görüşmeleri yaptıkları IMF ile iplerin kopmasının arka planını ve bağımsız kurulların mantığını açıkladı:
 
NE KARIŞIYORSUNUZ
 
"Dediler ki gelir idaresi başkanlığını bağımsız hale getirin. Hayır dedik siz istediniz diye böyle bir karar veremeyiz dedik. Israr ettiler biz de kabul etmedik. Orada bağlar koptu. Bırakın kendi yapılanmamızı kendiniz yapalım. Ne karışıyorsunuz. 
 
Bağımsız kurulun mantığı nedir biliyor musunuz? Başarı olduğu zaman kendilerinindir, başarısızlık olduğu zaman siyasetindir. A'dan Z'ye hepsi böyledir. Tamam da niye bunun bedelini halkın karşısında biz ödeyelim. Bağımsız kurulların faydalı mı faydasız mı olduğuna halk bakar mı?
 
Konuşmasında petrol fiyatlarına da değinen Erdoğan, muhalefetin bu konuu istismar ettiğini hatırlatarak sözlerine şöyle devam etti:
 
PETROL FİYATLARI
 
"İstediğiniz kadar bağımsız kurul deyin. Akaryakıt fiyatlarını kim belirliyor? Tamamıyla serbest piyasada belirleniyor ama bunu benim halkım bilir mi? İstediğiniz kadar anlatın, anlatıyoruz da 'Hükümet zam yaptı' diyor. Anamuhalefeti de yavru muhalefeti de hepsi bunu söylüyor. Ne alakası var? Piyasa belirliyor. Geliyor faturayı sana kesiyor. Elimizde olsa hiç olmazsa fiyatı belirledik deriz ama biz belirlemiyoruz, piyasa belirliyor. Bunu da onların talepleri üzerine devrettik. Siz belirleyin dedik. Ama tabii bunu halkımıza anlatamazsınız. Bütün bunlara karşın biz yolumuza devam ediyoruz. Her proje, her hedef, hatta her hayal karşısında çıkıyor, 'Bu olmaz, bu yapılmaz, bu gereksiz, bu imkansız' diyerek bir yandan moralleri bozuyor, bir yandan da engel çıkarmanın gayreti içine giriyorlar."
 
'BU KADAR ELEKTRİĞİ TOPRAĞA MI VERECEKSİNİZ' DEDİLER
 
CHP'nin her yeniliğe karşı çıktığını iddia eden Erdoğan geçmişten örnekle vererek ana muhalefet partisini hedef aldı:
 
Vatan caddesi biliyorsunuz 57 yılında Menderes tarafından açılışı yapıldı. Tıpkı bugün olduğu gibi CHP zihniyeti o gün  'bu kadar geniş caddeyi niye yapıyorsunuz? Buraya uçak mı indireceksiniz' dediler.
 
Keban barajı aynı şekilde CHP'liler karşı durdu. CHP milletvekili kürsüye çıktı ve dedi ki:
 
Bu kadar elektriği ne yapacaksınız toprağa mı vereceksiniz. Bunların mantığı bu inanın bunların memlekete faydası yok. Bir CHP milletvekili de köprü için 'akıl ve hesap işi değildir' diyordu.
 
Dönemin gazetecisi isim de veriyorum Nadir Nadi, 'bu köprü sağcıların köprüsüdür.' O zaman geçme üzerinden. Sandal var sandalla geçersin. 40 yıl önce neredeyseler bugün de oradalar. Her türlü yeniliğin karşısındalar."
 
ECEVİT ÜZERİNDEN CHP'Yİ VURDU
 
Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü konusunda yan çizdiğini söyleyen Erdoğan sözü adaylara getirdi:
 
"Kılıçdaroğlu'na 13 Eylül günü bak dedim bu açıklamaları yaptın bu başörtüsü sorununu çözelim dedim. Beraber bu işi çözelim dedim Orada da manevra yaptı. Çarşaflı gelse hemen rozet takar. Al birini vur öbürüne.
 
Şu anda yeni CHP'nin karşılık geldiği siyasi tanım, olsa olsa oportünizmdir, Makyavelizmdir. Gidiyorlar, Batman'da (Genel Af) diyorlar, KCK'ya sahip çıkıyorlar; geliyorlar Silivri'de Ergenekon'a avukatlık yapıyorlar, Ergenekon sanıklarına sahip çıkıyorlar.Buradan CHP'ye hatırlatmak isterim, demokrasiyle Ergenekon aynı kefede tartılmaz. Çetelere sahip çıkarak demokrat olunmaz. Çeteleri arkasına alan, çetelerden medet uman, çetelerin talimatıyla liste hazırlayanlar, Türkiye'nin hukukunu savunamazlar. Bir yandan Ecevit derler bir yandan da Ecevit'e iş göremez raporu vereni hem de Ecevit'in memleketinden aday gösterdiler."
 
IĞDIR'DA DA İNSANLIK ANITI VAR
 
Kars'taki İnsanlık Anıtı'nın yıkılmasıyla eleştirilere Iğdır'daki insanlık anıtıyla cevap veren Erdoğan, CHP'li Karşıyaka Belediyesi'nin samimiyetsizliğini hatırlattı:
 
"Orada Ermenilerin şehit ettikleri var, tabyalar var. Oranın üzerine böyle bir eseri ortaya koyacaksın. Kardeşim Iğdır'da insanlık anıtı var kimse ona bir şey mi diyor. Bu tür şeylere bağırırır çağırırlar. Karşıyaka Belediyesi 'almaya hazırm' dedi. Gel al niye almıyorsun. Dert başka."
 
AYETİ TOPBAŞ'IN SÖZÜ ZANNETTİ
 
CHP'den aday olan bir bayan profesör milletvekili adayının "her canlı bir gün ölümü tadacaktır" şeklindeki ayete itiraz etmesini gündeme getiren Erdoğan, tepkisini şu sözlerle anlattı:
 
"Bir profesör çıkmış 'her canlı bir gün ölümü tadacaktır' yazısından rahatsızlığını dile getiriyor. Bu projesör bir bayan. Kendisinden böyle bir şey beklemezdim. Senin adayın çıkıp ilahi mesaja sinir bozucu diyecek. Allahü alem zannetti ki Kadir Topbaş'ın bir sözü.. Aramızda profesörler gücenmesin ama projesörlük her şeyi çözmüyor. Araştır bunu millete yutturamazsın. 1941 yılında tanrı uludur şeklide okumayanlar 3 aya kadar hapis cezası öngören kanun çıkaran bu CHP'dir. Fabrika ayarları değişmiyor. Hiç bir kutsala saygı göstermediler.."
 

 

internethaber