Doğu Akdeniz'de uluslararası hava sahasında Suriye tarafından düşürülen Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na ait RF-4 uçağının arama çalışmalarına katılmak üzere 29 Haziran'da İstanbul'dan yola çıkan Nautilus, görevinini tamamlayarak Bodrum'a geldi.
Nautilus'un Bilim Sorumlusu Dr. Katy Croff Bell, gemide düzenlenen basın toplantısında, iki hafta önce kaybolan Türk uçağının arama kurtarma çalışmaları için gittikleri Suriye'den, yeni döndüklerini söyledi.
Yaklaşık 13 yıldır Türk karasularında araştırma yaptıklarını belirten Dr. Bell, ''Gerek Türk mühendislerle, gerek Türk bilim adamlarıyla bu önemli görevde hizmet alabildiğimiz için onur duyuyoruz. Pilotların ailesi ve sevdiklerine Nautilus ekibi adına derin üzüntümüzü ve baş sağlığı dileklerimizi iletiyorum'' dedi.
Çalışmalarının zor zamanlarda pilotların ailelerinin acılarını biraz olsun hafifleteceğini ümit ettiğini dile getiren Bell, şöyle konuştu:
''Deniz Kuvvetleri biz bu çalışmaya başlamadan önce alanı çok geniş ve ayrıntılı bir şekilde sonar cihazıyla taramıştı. Uçağın kalıntılarının olabileceği 8 muhtemel hedef belirlemişlerdi. Biz bu hedefler doğrultusunda aramaya başladık. Gittiğimiz ikinci hedef uçağın kalıntılarını bulduğumuz yer oldu. Bizim yapmamız gereken, sadece gemideki sualtı robotlarını o alana indirip görüntü almak ve olan biteni kaydetmek oldu.''
Dr. Bell, Nautilus'un daha önce böyle bir operasyonel çalışmasının olmadığını ifade ederek, Suriye'de, bilimsel çalışmalarda kullanılan metodu kullandıklarını kaydetti.
Nautilus araştırma gemisinin Türkiye sorumlusu Turanlı
Nautilus araştırma gemisinin Türkiye sorumlusu ve Bodrum ve Karya Bölgesi Kültür Sanat ve Tanıtma Vakfı (BOSAV) Başkanı kaptan Tufan Turanlı ise ''Nautilus olmasaydı, pilotlarımıza ulaşamayacak, onları düşüren Suriye'nin karasularından çıkarıp ülkemize getiremeyecektik. Diyeceksiniz ki Nautilus'tan başka oraya inip bu çalışmayı yapabilecek bir gemi yok mu- Elbette olabilir, ama Nautilus bile bir hafta gecikmiş olsaydı bu başarımıza kesinlikle kavuşamayacaktık'' diye konuştu.
Turanlı, çalışmalara başlayıncaya kadar bilinen bazı gerçekler olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
''Bunlar yüzeyde pilotlarımızın 4 postalının, kaskların bulunması. Postallar, kasklar bulununca, pilotlarımıza ulaşamayınca tüm Türkiye gibi pilotlarımızın Suriyelilerin elinde olduğu düşüncesindeydim. Bu ihtimalin ortadan kalkması, bence Nautilus'un en büyük başarısıdır. Suyun altında pilotlarımıza ulaştığımızda çok şaşırdım. Yüzeydeki bilgiyle ben de tüm Türkiye gibi onların Suriyeliler'in elinde olduğunu düşünüyordum. Ne kadar üzücü de olsa ne kadar içimizi kan ağlatsa da hiç olmazsa onları alıp yurdumuza, ailelerine, ülkemize getirmekten gurur ve mutluluk duyuyorum.''
Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Müdür Yardımcısı Özdaş
Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Harun Özdaş da Suriye karasularında yapılan çalışmayla ilgili açıklamaların Genelkurmay Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı tarafından yapıldığını hatırlattı.
Bu konuda eklenebilecek çok fazla şeyin olmadığını belirten Özdaş, ''Deniz Kuvvetleri'nin Çeşme isimli araştırma gemisinin tespit ettiği sonar kayıtları, bu çalışmanın süresini daha kısa tutmamızı sağladı. Onların tespit ettiği noktalara cihazlarla yapılan dalışlarda uçağa ait kalıntılara ulaşıldı'' dedi.