Suriye’nin uluslararası karasularda Türkiye ’nin uçağını düşürmesinin ardından yapılması gerekenleri uzmanlar değerlendirdi. Değerlendirmelerin odağında ise hep Rusya vardı.
Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu, Rusya ve İran’ın ‘özür’ konusuda Suriye’ye telkinde bulunabileceğini söyledi. Eski Dışişleri Bakanı ilter Türkmen ve devletler hukuku uzmanı Ferit Hakan Baykal, Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi’nden karar çıkaramayacağını belirterek ‘Rusya ve Çin’ engelini hatırlattı. Soli Özel ise “Bu süreç bölgede iyice şekillenen Arap ülkeleri ile İran -Suriye-Rusya arasındaki taraflaşmanın bir unsuru” nitelemesini yaptı.
Armağan Kuloğlu (Emekli Tümgeneral): Bundan sonra atılacak adımlar Suriye’nin takınacağı tavıra bağlı. Suriye olayın kaza olduğunu ve uçak düştükten sonra uçağın Türk uçağı olduğunu anladıklarını ifade etti. Ama bundan sonra bu konunun Suriye’nin hava savunma sisteminin içinde ve yönetimin bilgisi dahilinde olduğunu ortaya koyacak bir durum olursa durum vahimleşir. Suriye bunun hata olduğunu ve gereken soruşturmanın yapılacağını söylerse Türkiye ’den özür dileyip tazminat ödemeye hazır olduklarını ifade ederse, Rusya ve İran ’ın da Suriye’ye ‘hata yaptınız’ telkini olursa konu yumuşayabilir. Aksi takdirde sadece BM ve NATO’ya konunun intikal etmesi ve Türkiye ’nin haklı olduğunun ispat edilmesi çok şey ifade etmez, Türkiye zaten haklı. Suriye hiçbir ikaz olmadan uluslararası hava sahasında vurmuştur. Tahmin ediyorum önümüzdeki dönemde Suriye böyle bir tutum takınacak, Rusya ve İran da telkinde bulunacak. Eğer bunlar olmaz ise Suriye bunu bir noktada kasıtlı olarak belirtebilecek veya umursamaz bir tavır içerisine girerse o zaman Türkiye ’nin hareket tarzı; kaldırır bombardıman uçağını ve kasıtlı olarak Suriye hava sahasını ihlal eder. Bunun da kazayla olduğunu belirtir. Suriye nasıl bir tutum izliyor, telsizle ikaz ediyor mu? Uçak kaldırıp önleme yapıyor mu? İkaz ateşi açıyor mu? Bütün bunları dener. Yok doğrudan kendisine ateş edildiği ve radarların kendisine kilitlendiği gibi bir durum ortaya çıkarsa o zaman bu uçaklar o hava savunma sistemlerini etkisiz hale getirir ve Türkiye de dünyadaki prestijini korur. Davutoğlu, ‘ Türkiye ’nin tavrını kimse test etmeye kalkmasın’ dedi, bunun anlamı da budur.
Prof. Dr. Ferit Hakan Baykal (Devletler hukuku uzmanı): Uluslararası karasularında Suriye’nin uçağı vurma hakkı yok. Kesinlikle hukuka aykırı. Bu durum savaş sebebidir. Saldırı olarak değerlendirilir. BM Genel Kurulu’nda alınmış 74 bildiri var. Bir devletin uçağının bombalanması gibi eylemler saldırı olarak kabul ediliyor. Saldırıya karşı da o ülkenin kendini savunma hakkı var, bunun ani ve orantılı olması lazım. BM’nin toplanması ve karar alması lazım. Tarafları barışçıl yoldan çözmeye davet edecek. Uymaz, öteye giderlerse askeri güç kullanmaya kadar gidebilir. Uluslararası hava sahasında uçağı vurulan Türkiye tamamen haklı. Türkiye ’nin mukabelede bulunması lazımdı esasında. Ancak geç kalındı. Türkiye ’nin yapması gereken uluslararası hukuka göre barışçıl çözümler aramak. Ama bu konuda zorlama da sözkonusu değil. BM Güvenlik Konseyi’nden karar almak imkansız. Burada Rusya ve Çin var. Türkiye kendi başının çaresine bakmak durumunda.
İlter Türkmen (Eski Dışişleri Bakanı):
Dışişleri Bakanımızın açıklaması önemli. Uçağımız uluslararası karasularda vurulmuştur. Bu konuda NATO gereken açıklamayı yapacaktır. Ben Suriye’nin tazminat ödemeyi kabul edeceğini düşünüyorum. BM Güvenlik Konseyi’nden de Suriye’yi kınayan bir açıklama beklememeli. Çünkü burada Rusya var. Rusya, Suriye ile ilgili karar alınmasına karşı çıkacaktır.
Soli Özel (Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi): Davutoğlu’nun uçağın uluslararası hava sahasında vurulduğu açıklaması, Suriye’nin attığı adımı kabahati aşarak suç haline getirdi. Türkiye ise baştan beri tepkisini zamana yayarak dikkatli davrandı. Bundan sonra atılacak adımlar konusunda salı günü yapılacak NATO toplantısı öncesi bir şey söylemek zor. Uçağın vurulmasıyla ilgili ayrıntılarsa dikkat çekici. Uçak füzeyle vurulduysa bu füzenin kim tarafından ateşlendiği önemli bir soru. Füzeler Rus yapımı. Uçağın düşürülmesi Türkiye ’den Suriyeli muhaliflere silah geçişinin sürdüğü, Ankara’nın sürekli olarak “Esad rejimi bitmeli” dediği bir döneme denk gelmesi tesadüf değil. Bu süreç bölgede iyice şekillenen Arap ülkeleri ile İran -Suriye-Rusya arasındaki taraflaşmanın bir unsuru. ( RADİKAL )