Suriye ile yaşanan uçak krizi sonrasında her gün yeni ayrıntılar ortaya çıkıyor. Genelkurmay Başbakanlığı'nın dün yaptığı "uçağın çıkarılan parçalarında yanıcı madde, mühimmat izi bulunmadı" açıklamasının ardından, arama kurtarma konusunda çok ilginç bir ayrıntı daha ortaya çıktı.
O ilginç ayrıntı şu:
Pilotların naaşlarını bulan Nautilus araştırma gemisinin arama kurtarma çalışmalarına katılmasını bizzat ABD'nin Ankara Büyükelçisi Frank Ricciardone ayarlamış.
Haber, Connecticut merkezli The day adlı gazetede yer aldı.
Habere göre, Nautulus'un kaptanı Bob Ballard'ı Ricciardione bizzat telefonla aradı. Üstelik aradığı gün de ilginç. 22 Haziran'da, tam uçak olayının olduğu gün yaptı bu telefon görüşmesini ABD Büyükelçisi.
Türk uçağı ile irtibat 22 Haziran günü öğle saatlerinde kesilmişti. "Uçak düştü mü, düşürüldü mü" tartışmaları ile tüm gün boyunca sürmüş, ancak 23 Haziran gününün ilk saatlerinde Başbakanlık tarafından yapılan yazılı açıklama ile "Suriye tarafından düşürüldüğü" resmen kamuoyuna açıklanmıştı.
TELEFONU TATİLDE ALDI
The Day gazetesinin haberine göre, Ballard, Ricciardione'den telefonu 22 Haziran'da, Jackson Hole'de tatildeyken aldı. Haberde, Türkiye'ye ait RF-4E tipi Fantom uçağının Suriye ordusu tarafından Suriye açıklarında düşürüldüğü ve Türk hükümetinin uçak enkazı ve iki pilotun naaşlarının bulunması için Ballard'dan yardım istediği belirtildi. Olay olduğunda Nautilus da, yaz boyunca Akdeniz ve Karadeniz'de yapacağı antik kalıntı araştırması için zaten İstanbul'daydı.
ABD Büyükelçisi Ricciardone de, geçen yıl Nautilus'u ziyaret etmiş ve gemide uzaktan kumanda ile idare edilebilen, aranılan bölgeyi aydınlatabilen iki gelişmiş arama aygıtı olduğunu, bu aygıtların 4 bin metrelik derinlikten bile ayrıntılı görüntü alabildiğini bizzat görmüştü. Ve Amerikan Büyükelçisi'nin ricası üzerine, daha önce Titanic ve Bismarck'da yaptıkları çalışmalarla tanınan Ballard ve ekibi, Türk jetini aramayı kabul ettiler.
PİLOTLARIN NAAŞLARI NASIL ÇIKARILDI?
The Day'in haberinde, Türk pilotların naaşlarının nasıl bulunup çıkarıldığına ilişkin ayrıntılar da yer aldı.
Buna göre, Ballard Türkiye'ye 3 Temmuz'da geldi ve bir Türk savaş gemisi aracılığıyla, daha önceden bazı test araştırmaları yapmak üzere Türkiye-Suriye karasuları sınırına giden Nautilus'a götürüldü. Türk savaş gemisindeki yolculuk sırasında Ballard'a Türk uçağının düşürülmesine ve enkazın bulunmasına ilişkin o güne kadar yapılan çalışmalar konusunda ayrıntılı bilgi verildi. İki gemi önce Suriye karasuları sınırında buluştu, ardından da Türk savaş gemisi ve Nautilus'a birlikte, jetin en son görüldüğü yere gitti.
Daha önce sonar sistemleri ile yapılan araştırmalarda uçağın enkazının bulunabileceği sekiz alan belirlenmişti. Nautilus'un araştırmaya başladığı ilk alanda ortaya çıkan, bir gemi konteynırı oldu. Ardından ikinci alana geçildi. İkinci alan, arama kurtarma çalışmalarına katılan Türk helikopterlerinin bir yakıt sızıntısı belirlediği yerdi. 3 Temmuz gecesi ve 4 Temmuz'da bu ikinci alanın araştırılmasında uçağın ilk parçalarına ulaşıldı ve bunların görüntüleri alındı. Araştırmada yüzlerce enkaz parçası belirlendi ve bunların bazıları çıkarıldı. Ayrıca iki pilotun, deniz dibinde yatan naaşları da belirlendi.
“ASANSÖR" KULLANILDI
Pilotların naaşlarının su yüzüne çıkarılması için Nautilus'un ekibinin "asansör" olarak adlandırdığı, daha önce deniz dibinden bilimsel örnekler ve arkeolojik parçalar çıkarmakta kullanılan aracın kullanılmasına karar verildi. Nautilus'un bağlı olduğu Okyanus Araştırma Vakfı'nın dün yaptığı açıklamaya göre, "asansör" olarak adlandırılan araç, "etrafı alüminyumla çevrili, dibinde ağ olan bir sepet. Üstünde yüzebilmesini sağlayan cam küreler bulunuyor ve denizin dibine inmesi de çelik ağırlıklarla sağlanıyor. Alet, deniz dibine indirildiğinde, uzaktan hedefe doğru yönlendiriliyor".
Asansör, ilk olarak Hava Pilot Teğmen Hasan Hüseyin Aksoy'un naaşının tespit edildiği noktadan 350 metre dibe indirildi. Ardından Nautilus'ta bulunan Argus ve Hercules adlı araştırma gereçleri asansöre ulaştırıldı. Hercules'i Nautilus'tan uzaktan kumanda ile yönlendiren uzmanlar araçtaki iki kol aracılığıyla Teğmen Aksoy'un naaşını, asansör üzerindeki sepete yerleştirdi. Ardından asansördeki çelik ağırlıklar çıkarılarak, naaşın, su yüzüne çıkarılması sağlandı. Daha sonra ise naaş Nautilus'a alınarak askeri tören yapıldı. Ardından da Türk savaş gemisine Teğmen Aksoy'un naaşı götürüldü.
Akabinde asansörün üzerine çelik ağırlıklar tekrar takılarak, bu kez Hava Pilot Yüzbaşı Gökhan Ertan'ın naaşına yönlendirildi. Yüzbaşı'nın naaşı da benzer şekilde su yüzüne çıkarılıp, önce Nautilus'a, törenin ardından da Türk gemisine alındı.
Ardından da Ballard karaya çıkarak Türk yetkilileri yapılan işlemler konusunda bilgilendirdi ve 6 Temmuz'da ABD'ye döndü.
HALEN ÇIKARILAMAYAN PARÇALAR VAR
Genelkurmay Başkanlığı'nın dün yaptığı açıklamada, Türk uçağının enkazını ve pilotları bulan Nautilus'un arızalanmasından ötürü geri döndüğü ve denizin dibinde halen çıkarılamayan parçalar olduğu belirtildi. Genelkurmay, kalan parçaların çıkarılması için yeni yöntemler arayışına gidildiğini ifade etti.
Açıklamanın ilgili bölümünde şöyle denildi:
"Nautilus araştırma gemisinin, kamera sistemindeki arıza nedeniyle bölgeden ayrılması üzerine, deniz dibinde tespit edilen ve halen çıkarılamayan parçaların denizden çıkarılması için yeni imkânların araştırılmasına başlanmıştır."