Şike davasında rekor

2011 yılının 3 Temmuz günü başlayan 'Futbolda şike davası' bir rekora da imza attı

Şike davasında rekor
01 Temmuz 2012 Pazar 13:25 tarihinde eklendi, 2.043 kez okundu.

 

'3 yıl sürer' denilen şike davası 4,5 ayda bitti. Karar yarın... Mahkeme heyeti, 'futbolu kurtarmak için' hızlı çalıştıklarını söylüyor. Yıldırım'ın avukatı ise "Acil değil, adil yargılama önemli" diyor.
 
Radikal'den Fatih Yağmur'un haberine göre; 3 Temmuz 2011’deki operasyonla başlayan ‘şike davası’nda yarın karar çıkacak. Dosyayı aralıkta alan ve yargılamaya 14 Şubat’ta başlayan 16. Ağır Ceza Mahkemesi , hukukçuların ‘Yargılama en az 3 yıl sürer’ dediği davayı 4.5 aylık sürede karar aşamasına getirdi ve sürat bakımından Türk hukuk tarihine geçti. Aralık 2011’den beri gece geç saatlere kadar çalışan mahkeme heyeti bu süreçte Odatv , El Kaide, DHKP-C ve Cüppeli Ahmet davalarını da içeren 160’a yakın davaya baktı ve bunların 70’ini karara bağladı. ‘Şike davası’ndaki nihai karar ise yarın verilecek. 
 
3 Temmuz 2011’de başlayan şike operasyonunda yargı süreci, 9 Aralık’ta iddianamenin kabulüyle başladı. 25 Aralık’ta 16. Ağır Ceza Mahkemesi ’ne atanan Mehmet Ekinci’nin başkanlığındaki heyet, 401 sayfalık iddianame, yaklaşık 8 bin sayfa telefon görüşmelerini içeren tutanak ve yüzlerce sayfa ek delil klasörlerini inceledi ve 14 Şubat’ta duruşma safhasına geçildi. Normalde 3 ayda bir duruşma yapılırken, 16. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti haftada 4 duruşma yaptı. Davanın 14 Şubat’ta görülen ilk duruşmasına 401 sayfalık iddianamenin okunmasıyla başlandı. İddianamenin okunmasının ardından savunmalara geçildi. Müdahiller dinlendi, talepler alındı ve sanıkların telefon görüşmelerini içeren ses kayıtları okundu. Zaman zaman telefon görüşmeleri duruşma salonunda dinletildi. Bu süreçte yurtdışında bulunan Emenike dışındaki 92 sanığın ayrıntılı savunması dinlenildi. Gece 24.00’e kadar süren duruşmalarda Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci belinden yaşadığı rahatsızlığa rağmen duruşmaları ayakta yöneterek sürdürdü. Sanıkların çapraz sorguları yapıldı ve duruşma savcısı Ufuk Ermertcan mütalaasını verdi. 
 
‘Artık futbol konuşalım’ 
Sanıklar geçen haftaki duruşmalarda bu mütalaaya karşı son savunmalarını yaptı. Karar duruşması ise yarın. Yarın yapılacak duruşmada sanıkların iddialar karşısında son sözleri alınacak ve davayla ilgili nihai karara varılacak. Böylelikle 14 Şubat’ta başlayan yargılama süreci 139 günde bitmiş olacak. Şike davası, operasyonun başladığı 3 Temmuz 2011’den tam bir yıl sonra sonuçlanmış olacak. 
 
14 Şubat’ta duruşmalara başlayan mahkeme heyetinden edinilen bilgilere göre heyet, uzun süren yargılamaların tutuklu sanıkların mağduriyetine yol açacağını düşünerek davayı kısa sürede bitirmek istedi. Ayrıca heyet, futbolda mahkeme sürecinin ve şikenin konuşulmasının Türk futboluna verdiği zararın önüne geçmek istiyor. Bu nedenle mahkeme heyeti 3 ayda bir duruşma tarihi vermek yerine haftada 4 duruşma yaparak davayı karar aşamasına getirdi. Böylelikle en az 3 yıl sürmesine kesin gözüyle bakılan davada 4.5 ay gibi rekor bir sürede karar aşamasına gelindi ve 16. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti yargılama hızıyla Türk hukuk tarihine geçti. 
 
Şike sürecinde 160 dava 
Şike davasının görüldüğü süreçte 16. Ağır Ceza Mahkemesi yaklaşık 160 davaya da bakmaya devam etti. Bunlar arasında kamuoyunun yakından takip ettiği Odatv , Cüppeli Ahmet, Faruk Süren ve Dinç Bilgin’in de yargılandığı ‘Yargıda rüşvet davası’, El Kaide, DHKP-C ve KCK davaları gibi önemli davalar da var. Bir yandan şike davasını sürdüren heyet, bu davaların da 70’ini karara bağladı. 
 
‘Acil değil adil yargılama esas’ 
Mahkeme hız rekoru kırsa da önemli olanın adil bir yargılama olduğunu söyleyen Aziz Yıldırım ’ın avukatı Faik Işık, durumu sağlıklı bulmadığını söylüyor: “Yapılan yargılamaları sağlıklı bulmuyorum. Savunma, bütün yapılanları ortaya koyamadı. Biz dosyanın çabuk bitmesini istemedik. Acil karar değil, adil karar alınması esas.” 
 
‘Yargılama süresi davaya bağlı’ 
Prof. Semih Gemalmaz (İnsan Hakları Hukuku Uzmanı):
‘‘Bizde genelde yargılamalar uzun sürdüğü için dikkatimizi bu yöne vermiş bulunuyoruz. Dava sürelerinde esas olan makul süredir. Makul süre ise her davanın kendi şartlarına göre değişir. Sanık sayısı, dava karmaşık ise mahkemenin bilirkişi görüşüne başvurması ve davada tarafların tutumu. Taraflar davayı uzatmak isteyebilir. İnsan hakları açısından dava sürelerinde bu kriterler esas alınır.’’ 
 
‘3 yıl sürse herkes zarar görecekti’ 
Prof.Dr. Fatih Mahmutoğlu (TS Başkanı Sadri Şener’in avukatı):
 
‘‘Yargılamanın bu süre içerisinde tamamlanması kesinlikle doğru olmuştur. Duruşmalar üst üste olmasaydı dava 3 yıl sürerdi. Kısa sürede bitmesinin en önemli sebebi bu. Çok sanıklı bu davanın bu sürede bitirilmesi sanıklar açısından da doğru görülüyor. Öte yandan savunma hakkı da sonuna kadar kullandırılmıştır. Kimsenin diyecek bir şeyi kalmadı. Mahkeme heyeti oldukça başarılı bir yönetim ortaya koydu. 3 yıl sürseydi, hem sanıklar hem de Türk futbolu zarar görecekti.”