BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Abdullah Öcalan'ın dün açıklanan mesajından sonra Kürt sorunundan kaynaklı silahlı mücadelenin bitmesinin yüzde 99'luk kısmı tamamlandığını, yüzde 1'lik kısmının hükümetin üzerine düşen altyapıyı hazırlamak olduğunu söyledi.
Geri çekilmeyle ilgili yasal düzenleme yapılması durumunda yazın tek bir PKK'lının Türkiye'de kalmayacağını kaydeden Demirtaş, "Geri çekilmenin çok hızlı olacağını düşünüyorum. Sonbahar'ı bulmaz. Yazın en geç sonunda bu süreç tamamlanmış olur" dedi. Demirtaş, parlamentonun yasal düzenleme yaparken, bir anlamda da barış kararı almış olacağını söyledi.
Nevruz alanında Türk Bayrağı olmaması eliştirilerine tepki gösteren Demirtaş, "Kürt toplumunun bir bayrak düşmanlığı ve bir karşıtlığı da yoktur. Bu ülkenin yurttaşı, vatandaşı olan herkesin bayrağıdır. Bayrak devletin bayrağıdır" diye konuştu.
Diyarbakır'da bulunan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Demirtaş, Öcalan'ın mesajı ile Kürt sorununda silahlı mücadelenin bitip bitmediği ile ilgili bir soru üzerine, "Kürt sorunundan kaynaklı silahlı mücadelenin bitmesinin yüzde 99'luk kısmı tamamlandı.
Yüzde 1'lik kısmı yani hükümetin üzerine düşen altyapısını hazırlama kısmı kaldı. Çağrı çok net, çok kararlı, geri dönüşü olmayan bir çağrı aslında. Şimdi hükümet üzerine düşeni yaparsa, biz de destekleyeceğiz parlamentoda. Bir yasal formülünü bulmak lazım bunun. ve geri çekilme aşamasıyla ilgili komisyon çalışmalarının nasıl yürütülebileceğinin evresinin çözülmesi lazım" dedi.
"KÜRT TOPLUMUNUN BAYRAK DÜŞMANLIĞI YOKTUR"
Nevruz alanında Türk bayrağının bulunmaması ile ilgili eleştiriler üzerine BDP lideri Demirtaş, bayrak olayını bir kriz şeklinde ifade etmemek gerektiğini, Kürt toplumunun bir bayrak düşmanlığı ve bir karşıtlığının da olmadığını söyledi. Demirtaş, "Bu ülkenin yurttaşı, vatandaşı olan herkesin bayrağıdır. Bayrak devletin bayrağıdır" dedi.
Etnik kimliğin, milletin bayrağı olmadığını belirten Demirtaş, "Kürtlere özellikle bayrak dayatması yapmak ırkçı bazı çevreler açısından söylüyorum ki, bayrak önünde diz çöktürme anlayışıdır. Bayrağı Türk ırkının, hatta onun da ötesinde ırkçı bir Türk partisinin sembolü haline getirme girişimidir" iddiasında bulundu. Kürtlerin bu dayatmadan rahatsız olduğunu söyledi.
BAYRAK DAYATMASI YAPILMASIN
Demirtaş, önümüzdeki Nevruz kutlamasında Türk bayrağının asılıp asılmayacağı ile ilgili bir soru üzerine ise şöyle konuştu:
"Bir sonraki nevruzda bayrak olsun isteriz. Dediğim gibi bu bayrağı ısrarla Kürtlere karşı diz çöktürme, Kürtlere karşı bir işkence aleti olarak dayatma tutumunda olanların tutumuna bağlıdır. 12 Eylül'de Diyarbakır cezaevinde bayrak işkence aleti olarak kullanıldı. 'Bunun ününde diz çökeceksiniz' diyen yaklaşımlardır Kürtlerde hassasiyet oluşturan, yoksa bayrağın kendisine karşı bir tepki yok Kürtlerde. Bayrak bir siyasi düşüncenin bayrağı dayatmasından vazgeçilmelidir. 'Kürtler de onun önünde diz çökecektir' anlayışından vazgeçilmelidir."
"CHP'NİN DE PARLAMENTODA DESTEK OLMASI LAZIMDIR"
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dün Öcalan'ın çok kararlı bir çağrı yaptığını ve işin yüzde 99'luk kısmını kendisinin üstlenmiş olduğunu da ifade ederek, "Şimdi hükümet de kendi üzerine düşen görevi yerine getirirse, silah kısmı en azından yüzde 100 bir rotaya oturmuş olur.
Yoksa Kürt sorunu yüzde 100 çözülmüştür demedim. Ne olabilir? Çeşitli formüller üzerinde konuşmak, tartışmak lazım. Tümüyle bu işin sorumluluğunu da hükümete atmıyoruz. Asıl CHP'nin de bu meselede, bu işin parlamento ayağında destek olması lazımdır. Biz destek olmaya hazırız hükümete. Bu sadece AKP'nin tek başına üstesinden gelebilecek bir sorun değil. Topu hükümete atıp çekilmek doğru olmaz" dedi.
YASAL MEVZUAT OLUŞTURULMALI
Hep birlikte formüller bulmaları gerektiğini söyleyen Demirtaş, Öcalan'ın ağırlaştırılmış ömürboyu hapis cezası almış siyasi bir mahkum olarak çağrı yaptığını hatırlattı. Bu çağrının yasal mevzuata oturtulmasını isteyen Demirtaş, "Yani hangi sıfatla çağrı yaptı? ve bu çekilecek olanlar Öcalan'ın hangi sıfatına dayanarak geri çekiliyorlar? Geri çekilme aşamasında diyelim ki, Jandarma, Kara Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri, yasayla kendisine verilmiş olan herhangi bir işi yapmaktan vazgeçmiş olacaklar. Bunun yasal dayanağı nedir? Bütün bunların bir mevzuata kazandırılması lazım ki, şu andaki, tırnak içinde belirtiyorum yasadışılık son bulsun" dedi.
MECLİS BARIŞ KARARI ALMIŞ OLUR
Demirtaş, meşruiyetin yasal dayanaklarını oluşturmayla hem hükümetin, hem de destekleyenlerin rahat edeceğini, hem de geri çekilecekler açısından yasal bir güvence olacağını söyledi. Yasayla oluşturulmuş parlamenterlerden kurulu bir komisyonun geri çekilme sürecini izleyebileceğini belirten Demirtaş, "Bu parlamento yasayı çıkarmakla aslında bir barış kararı almış olur.
Bu komisyon yasasını çıkarmakla bir barış kararı almış olur. Bu yasa metninde geri çekilecek olanlarla ilgili hangi yasal mevzuat uygulanacağı da eklenebilir. Bir yasa çıkarmak zor olmamalı parlamentoda. MHP'yi dışta tutuyorum CHP de bu silahların tümden biteceği ve silahların gömüleceği süreçte sosyal demokrat parti olup olmadığını gösterecektir yani" diye konuştu.
BİRİ SİVİL, DİĞERİ RESMİ İKİ KOMİSYON
BDP olarak geri çekilme ile ilgili önerilerinin olduğunu da belirten Demirtaş, parlamento içi kurulacak bir komisyonun, geri çekilmelerin bir çatışma riski doğurmayacak şekilde yasal güvence içerisinde gerçekleşmesini sağlayabileceğini söyledi. Komisyonun gelişmeleri raporla Meclis'e bildirebileceğini söyledi. Demirtaş şöyle devam etti:
"Araştırma komisyonundan çok bu işle görevlendirilmiş bir komisyon olabilir, bir de akil adamlar komisyonu. Sivil ayak olarak düşünülebilecek akil insanlar komisyonu olabilir. Öcalan bunu destekleyeceğini ve olması halinde geri çekilmenin hızlı olabileceğini söyledi. Akil insanlar da yine geri çekilmeye nezaret edebilirler. Bir sivil, bir resmi iki komisyon. Bunlar yapılması zor işler değil."
DEĞİŞİME DİRENEN MARJİNALLEŞİR
Gelişmelerin bir AKP-BDP ittifak süreci olmadığını belirten Demirtaş, CHP'nin tavrının önemli olduğunu söyledi. Demirtaş, "CHP, Türkiye'nin en büyük sorunu ile ilgili konuşmayacaksa, katkı sunmayacaklarsa kendi taktirleridir. Ortaya çıkacak sürec, bir AKP-BDP ittifakı süreci değildir.
Bu tarihin ve Ortadoğu'daki değişimin bize dayattığı bir mecburiyettir. Biz de halkların istediği barışı sağlamak zorunda olan siyasetçileriz. Yoksa ortada bir AKP-BDP ortak projesi var diğer partiler de gelsin buna destek versin demiyoruz. Bu değişimi engellemeye çalışan her güç, er veya geç marjinal hale dönüşecektir. CHP açısından da bu geçerlidir, değişimin önünde durmaya çalıştıkça, değişim onları zorlayacaktır. Bu süreci zorlayamazlar" dedi.
"YASA ÇIKARSA AĞUSTOS'TA TEK PKK'LI TÜRKİYE'DE KALMAZ"
BDP Genel Başkanı Demirtaş, geri çekilme ile ilgili yasa çıkması durumunda Haziran, Temmuz bilemedin Ağustos'ta Türkiye'de bir tek PKK'lının kalmayacağını kaydederek, "Geri çekilmenin çok hızlı olacağını düşünüyorum. Sonbahar'ı bulmaz. Yazın en geç sonunda bu süreç tamamlanmış olur. Sayın Öcalan bir taktik yapıyor, PKK'ye bir taktik hamle yaptırtmıyor. Stratejik bir değişim öneriyor. Yaparken zannedersem devlet ve hükümet yetkilileriyle yürüttüğü temasların sonucu olarak bu stratejik hamlelerin zamanı geldiğini düşünüyor. PKK 99'da da sınır dışına çekildi.
Muhtemelen şimdi de çekilecek. Bir daha geri dönmemesini, yeniden çatışmaların başlamamasının garantisi, Türkiye'nin bu zaman zarfında, hızla demokratik reform tedbirleri almasıdır. Bana göre bunun başka garantisi yok gibi görünüyor. Bu da demokratik siyaset kanallarının güçlendirilmesiyle olur. İfade özgürlüğünün, örgütlenme hakkı ve basın özgürlüğünün güçlendirilmesi lazım ki gerçekten PKK'nin tümden silahları bırakacağı koşulları hep birlikte yaratalım. Yoksa 99'da denendi başarılı olamadı, bu defa ben daha umutluyum, hükümet daha derli toplu hükümet daha bütünlüklü hareket ediyor" dedi.
HERKES TALEPLERİNİN MÜCADELESİNİ DEMOKRATİK YOLLARDAN VERMELİDİR
Bundan sonra siyasetçilerin, STK'ların ve basının üzerine önemli görevler düştüğünü söyleyen Demirtaş, "Yani, 99'da PKK'lılar sınır dışına çıktı, yan gelip yatalım rahavete kapılalım ortamını oluşturmamamız lazımdır. Bu sürecin yeniden savaşa dönüşmemesi için en büyük sorumlulardan biriyiz. Herkesin taleplerin demokratik mücadalesini vermesini istiyor.
Silahlı mücadelenin bitirilmesi için hazır olduğunu söyledi. Yoksa 'ben mücadeleyi bitirdim gidin evinize oturun' demedi kimseye. Bazı dostlarımızdan da eleştiriyi duyuyoruz. Sol kesimler şöyle yaklaşıyor. PKK dağdan inecekse asgari ücret sorununu da çözsün bazı çevre sorunlarını da çözsün herkesin taleplerini çözsün öyle insin dağdan. Şimdi niye iniyor dağdan. Yani şöyle yaklaşmak lazım bundan sonra neyi istiyorsanız bizzat siz o mücadaleyi vereceksiniz. Bu işi PKK'lı gerillaların omuzuna yıkamazsınız. Bundan rahatsız olan varsa üzüntü duyarım" diye konuştu.
"BAĞIRIP ÇAĞIRANLAR PKK'NIN AKP'Yİ YIPRATMASINI İSTİYOR"
Süreç ile ilgili en olağanüstü gelişmenin dağdaki Türk ve Kürt gençlerinin birbirini öldürmekten vazgeçmeleri olduğunu da söyleyen Demirtaş, "Bundan daha olağanüstü gelişme olabilir. Artık cenazeler gelmemelidir, gelmeyecektir. Bağırıp çağıranların nedeni bunlardır. İstiyorlar ki PKK, AKP'yi yıpratsın akan kandan dolayı hükümet zor duruma girsin, keyiflerini kendileri sürsün" dedi.
İMRALI'YA 4. HEYET
Demirtaş, önümüzdeki günlerde İmralı adasına 4'üncü bir heyetin gidebileciğini, bu anlamda bir ihtiyaç olduğunu da sözlerine ekledi.
İŞTE O MESAJ
Demirtaş basın mensuplarına konuşurken, Abdullah Öcalan tarafından İmralı adasından yazılan ve dün BDP'li vekiller Sırrı Süreya Önder ve Pervin Buldan tarafından Kürtçe ve Türkçe okunan 5 sayfalık mesajın metni de kameralara yansıdı.