"Terör belasından kurtulacağız"

AK Parti Ekonomi İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin önünde 2 süreç bulunduğunu söyledi.

Terör belasından kurtulacağız
10 Mayıs 2013 Cuma 18:55 tarihinde eklendi.

 

Bunlardan ilkinin terör, ikincisinin ise yeni anayasa yapma çalışmaları olduğunu kaydeden Kurtulmuş, yakın zamanda terör fitnesi ve yeni anayasa ile eski Türkiye anlayışından bu milletin kurtulacağını ifade etti. 
 
AK Parti İzmir İl Başkanlığı’nı ziyaret eden Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, burada gazetecilerin gündemle ilişkin sorularını yanıtladı. Çözüm süreciyle ilgili soruları cevaplandıran Kurtulmuş, “İnşallah bu milletin arasına konulmaya çalışılan bu terör fitnesinin, terör belasının, sonsuza kadar bu topraklardan sökülüp atılması için mücadele ediyoruz, gayret ediyoruz.

Bir yanda siyasi irade, diğer yanda terör örgütünün silahları bırakma iradesi, diğer tarafta da halkın, o Türkçenin güzel sözüyle söylemek gerekirse ‘mahşeri vicdan’ın yani makul çoğunluğunun, önemli bir şekilde bu konuda çözümden yana irade belirttiği görülüyor ve 30 senedir ilk sefer bu üç irade yan yana geldi.

Dolayısıyla bu meselede önemli bir merhale kat etmekte olduğumuzu görüyoruz. Terör örgütü tamamiyle koşulsuz olarak silahları bıraktıktan sonra bu sorun tamamiyle çözümü bitmiştir anlamına da gelmiyor. Ondan sonra sosyal telafi programları, ekonomik telafi programları, göçün geri döndürülmesi gibi, kalıcı bir takım adımları atılacağı bir takım sürece gireceğiz ve inşallah Türkiye ekonomisiyle, siyasetiyle, insan gücünü heba etmesiyle, insan kaynaklarını kaybetmesiyle, bir daha karşı karşıya kalamayacak. Biz ona ‘terörün maliyetinden çözümün getirisine’ diyoruz.

Terör bu kadar büyük maliyetlere neden oldu. Çözüm ise bir temettü şeklinde yani bir geri dönüş şeklinde Türkiye’ye ekonomik, siyasal, sosyal fevkalade büyük katkı da bulunacaktır. “dedi.
 
Türkiye’nin daha ileri gidebilmesi için ayaklarında prangalardan kurtulması ve 12 Eylül askeri Anayasa’sını sivilleştirmesi gerektiğini aktaran Numan Kurtulmuş, “İkinci temel meselemiz anayasa meselesidir. Türkiye de bakın Milletin iradesi, Yeni Türkiye’nin inşa edilmesi noktasında gerçekten eski Türkiye’den kurtulabilmek için eski Türkiye’nin en önemli araçlarından birisi olan 12 Eylül Anayasa’sı, yani 1982 Anayasasının bütünüyle değiştirilmesi tartışması gündemdedir.

Bu yeni bir tartışmada da değildir. Ta bu anayasa kabul edildiğinin ertesi gününden tartışılmaya başlamıştır. Yıllardır tartışılır. Türkiye’de halkın iradesi yine mahşeri çoğunluğun geni kitlenin iradesi sürekli yeni bir anayasa arayışı içerisinde olmuştur. Burada şunu çok açık söyleyeyim, hiç kimse 12 Eylül 2010’daki irade yokmuş gibi davranamaz. Altını çizerek bunu ifade ediyorum. 12 Eylül 2010’daki irade milletin iradesidir ve millet siyasete sadece AK Partiye değil, Cumhuriyet Halk Partisi'ne, MHP’ye de BDP’ye de bütün siyasetin sırtına bir sorumluluk yüklemiştir. ‘Gidin ve yeni bir Anayasa yapın’ Bu Anayasa dan kasıt birkaç maddesini değiştirdiğimiz, ‘Dostlar alışverişte görsün’ kabilinden bir takım böyle pansuman tedbirlerin alındığı bir rötüş anayasası değildir.

Bu Anayasa yapı emri ve sorumluluğunun millet tarafından siyasete yüklenen sorumluluğun arkasındaki temel beklenti bir reform Anayasa’sıdır. Türkiye’de 12 Eylül Anayasa’sının mantığını değiştirecek, 12 Eylül Anayasası’nın getirmiş olduğu siyasal sistemi millet egemenliğine açacak yeni bir reform Anayasa’sıdır. Bunun için 12 Eylül Referandumu yokmuş gibi kimse davranamaz.” şeklinde konuştu. 
 
CHP ve MHP’nin, anayasa yapma çalışmalarına destek vermemeleri halinde referanduma gideceklerini belirten Kurtulmuş, “Uzlaşma sağlanacak diye ilah nihaye de masada tartışılacak bir konu değildir. Sonsuza kadar tartışılacak bir konu değildir.

Hani Türkçede güzel bir laf var, ‘çözümlenmesini istemediğiniz bir konuyu komisyona havale edersiniz’ bu Anayasa meselesi öyle bir konu değildir. Millet anayasa meselesinin bir an önce çözümlenmesini istiyor. Dolayısıyla Meclis'teki anayasa Komisyonunun görevi de bu işi çözmektir. Yani Milletin beklediği istikamette bir reform Anayasasını yapmaktır.

Bunu uzlaşma ile yapabilirsek ‘başımız gözümüz üstüne’ ama uzlaşma ile yapılamazsa, buradaki milletin taleplerinin ne olduğu biliniyor. Bu talepler istikametinde 330 milletvekilini bulup referanduma gitmenin yollarını ararız. Eğer bu da olmazsa o zaman 2015 seçiminde bu milletten bizi anayasayı değiştirecek çoğunlukla Parlamento’ya göndermesini talep ederiz. Ve bu sonucu elde ederiz.

Dolayısıyla şunu çok net söylüyorum. Anayasa yapma işinde ‘ipe un seren, bunu savsaklayan, bunu zamana yayan, buradan bir reform anayasası çıkmasın’ diye gayret sarf eden hangi siyasi partiler, hangi siyasi eğilimler, varsa bu milletin enterasan bir feraseti var, onu görür ve onu o şekilde değerlendirir. Ve ondan sonrada 2015’de gereğini yapar. Bütün bu meseleler Türkiye’nin önündeki önemli meseleler. “ diye konuştu.

CİHAN