Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tanınmış şahısların özel adreslerinin basın tarafından yayımlanmasını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı buldu. Karar, tiyatro ve sinema sanatçısı Yasemin Alkaya tarafından Ankara'ya karşı AİHM'de açılan "özel ve aile hayatına saygı hakkı" davasında verildi.
Akşam gazetesi 2002 yılında Yasemin Alkaya'nın soyulmasıyla ilgili haberinde sanatçının ev adresini de belirtmiş, konuyu Türk mahkemeleri önüne taşıyan Alkaya gazeteye açtığı davayı "kamuya mal olmuş bir şahsiyet" olduğu gerekçesiyle kaybetmişti.
Ancak AİHM, Türk mahkemelerinin Alkaya hakkında aldığı kararı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı buldu. Gazete tarafından sanatçının açık adresinin yayımlanmasına anlam veremeyen AİHM, "sadece kamunun bir bölümünün merakını tatmin etmeye yönelik yayınların toplumun genel çıkarı açısından haber alma hakkı olarak değerlendirilemeyeceğine" hükmetti.
Mahkeme, İstanbul mahkemeleri ve Yargıtay'ın, Alkaya'nın adresinin basın tarafından yayımlanmasını ele alırken "özel yaşamın korunması konusunda değerlendirme hatası yaptıkları" sonucuna vardı.
Bu tespitlerden yola çıkan AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin özel ve aile hayatına saygıyla ilgili 8'inci maddesinin Türkiye tarafından ihlal edildiğine hükmetti.
Karar gereği Ankara, Yasemin Alkaya'ya 7 bin 500 Euro manevi tazminat ödeyecek.
CİNSEL AYRIMCILIK CEZASI
AİHM, eşcinsel bir Türk vatandaşının açtığı işkence ve ayrımcılık davasında da Ankara'yı suçlu buldu.
AİHM kararında, adı belirtilmeyen davacının 2008 yılında İzmir Buca cezaevinde 8 ay boyunca hijyenden yoksun 7 metrekarelik bir tecrit hücresinde bulundurulmasını "insanlık dışı muamele" olarak değerlendirdi. Türk hükümetinin söz konu hücrenin kötü ışıklandırıldığı, çok kirli olduğu ve sıçanlarla dolu olduğuna itiraz etmediğinin belirtildiği kararda, bu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin insanlık dışı muamele ve işkencenin önlenmesiyle ilgili maddesine aykırı olduğuna hükmedildi.
Mahkeme, davacının tecrit edilmesinin eşcinsel kimliğinden kaynaklandığı tespitinden yola çıkarak "cinsel ayrımcılık" gördüğü ve bu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ayrımcılıkla ilgili maddesine aykırı olduğu sonucuna da vardı.
AİHM, Ankara'yı davacıya 18 bin Euro manevi tazminat, 4 bin Euro da mahkeme masrafı ödemekle cezalandırdı.