Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (ÇŞB-UNDP) II. Ulusal Bildirim çalışmaları kapsamında hazırladığı “Türkiye’de İklim Risk Yönetimi” raporundaki verilerne göre; Türkiye’de önümüzdeki yıllarda hortuk ve fırtına gibi meteorolojik afetlerin daha sıklıkla yaşanacak, can ve mal kayıpları olacak.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün fevkalade meteorolojik olayların gözlemleri incelendiğinde, 1940-2000 arasında Türkiye’de meydana gelen meteorolojik karakterli doğal afetler içerisinde en büyük gerçekleşme oranlarından biri yüzde 27 ile fırtınanın. 1940-2010 arasındaki dönemde ise meteorolojik karakterli doğal afetler içerisinde fırtınalarının yüzdesi yüzde 5 artarak gerçekleşme oranı yüzde 29’a çıktı. Uzmanlara göre, bunun da nedeni, küresel iklim değişikliğinden dolayı yer seviyesindeki aşırı ısınma ve fırtınaların takip ettiği yollardaki değişiklikler. ÇŞB-UNDP raporunu hazırlayan İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, sorulara şöyle yanıt verdi:
* Dünyada tayfunlar ve hortumlarda artış söz konusu mu?
1960 ile son 2000’lerin verileri karşılaştırıldığında tayfun ve hortumlar dahil meteorolojik afetler, dünyada sayı bakımından 3 kat daha fazla oluşuyor, 9 kat daha yüksek ekonomik kayıplara neden oluyor. 15 kat daha fazla da sigortalı kayıplarına sebep oluyor. Buradaki sigorta kayıplarının yüzde 70’den fazlası da hortum ve tayfun gibi rüzgar fırtınaları ile ilgili.
* Neden artıyor?
Temel nedenin küresel iklim değişikliği olduğu konusunda fikir birliği var. Özellikle yer seviyesinde artan hava sıcaklığı nedeniyle yer seviyesi ile yukarı seviyedeki havanın sıcaklıkları arasındaki fark giderek artıyor. Yerdeki sıcak havanın yukarıdaki soğuk havaya doğru yükselmesi olarak adlandırılan konvektif hava olayları ve bunların sonucunda gök gürültülü fırtınalarda hortumlar daha sık görülüyor. Örneğin, bugünler yüksek olan Karadeniz’in su yüzey sıcaklığı ile kuzeyden gelen yukarı seviyedeki kutuplara ait soğuk hava nedeniyle hortumlar bu şekilde oluşmakta.
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu
* Daha önce hortum oluyor muydu?
1990’lara kadar Türkiye ve kıyılarında ne bir hortum, ne de bir su hortumunun oluşumu 1990’lara kadar rapor edilmiş. Türkiye’de hortumların bilinmemesi, tanınmaması ve “kasırga” şeklinde ad verilmesinden dolayı hortumlar “hortum” şeklinde kayıtlara geçmemiş. Türkiye’de hortumların hem oluşum sayısı, hem de şiddeti ABD’ye göre çok düşük. Ama Türkiye’nin hortum gerçeğinden tamamen soyutlanması mümkün değil. Hortumların ülkemizde gelecekte neden olacakları can ve mal kaybının artan nüfus ve şehirleşme ile beraber daha da büyüyecek.
* Fazla zarara yol açar mı?
1990’larda afetlerden dolayı görülen küresel ekonomik kayıplar 608 milyar dolardan fazlaydı. 21’inci yüzyılda meteorolojik afetlerden dolayı olacak kayıpların önemli ölçüde artacağı bekleniyor. Örneğin, 2050 yılına kadar ekonomik kayıpların yılda 300 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Türkiye de bundan dersler çıkarmalıdır. İklim değişimi sürecinde, kuraklık, ani seller, deniz su seviye yükselmeleri de yaşanacak. Bu sorunun etkilerini gelecekte daha fazla hissedeceğiz.
Hangi şehirler risk altında?
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “Tüm kıyılar denizlerden gelebilecek su hortumları tehlikesiyle karşı karşıya. Kara hortumlarının ise dağlık olmayan düz alanlar ile birlikte tüm ovalarımızda görülmesi de büyük ihtimal dahilinde. Örneğin, Dalaman, Konya, Alanya, Diyarbakır, Adana, Tokat, Rize, Samsun, Sinop, Balıkesir, Şile, Serik, Ceyhan, Mersin, Çanakkale vb. yerlerdeki hortumlar inkar edilemez. Diğer bir deyişle, ülkemizdeki hortum tehlikesi artık göz ardı edilemez” dedi.
Hortum nasıl oluşuyor?
Hortumlar, güçlü alçak basınç alanlarında hızlı bir şekilde kendi etrafında dönen rüzgarlardır. Oluşumu, her zaman huni şeklini almış bir bulut ile başlar. Huni bulut ancak yerle temas ettikten sonra bu olay hortum olarak adlandırılabilir. Hortumların çoğunun saat ibresinin ters istikametinde döndüğü görülür. Hortumların çok azının saat ibresi yönünde döndüğü görülmüştür. Su hortumu ise, büyük su kütlelerinin üzerinde dönen hava kolonlarıdır. Su hortumu, bir kara üzerinde oluştuktan sonra su üzerine hareket etmiş bir hortum da olabilir.
Küresel ısınma durdu mu?
İngiltere Ulusal Meteoroloji Ofisi (MET Office) son yıllarda dünyanın sonuna ilişkin kıyamet senaryolarında sık yer bulan küresel ısınmanın 15 yıl önce durduğunu açıkladı. Zira, bu döneme ilişkin sıcaklık değerlerinde ısınmayı gösteren herhangi bir bulguya rastlanmıyor. MET Office raporuna göre, küresel ısınmanın en etkili olduğu dönem 1980-1996 arasındaydı. Bu tarihten sonra sıcaklık dengeleri 2012’ye kadar neredeyse sabit kaldı; hatta dönem dönem geriledi. Uzmanlar, araştırma süresinin “Küresel ısınma yok” diyebilmek için yetersiz olduğunu, zira dünyanın 19. yüzyıldan beri ısınma sürecinde olduğuna dikkat çekiyor.