Türkiye karşıtı tasarı geçti

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde görüşülmekte olan Dışişleri Yetki Yasası’na eklenen Türkiye'deki dini özgürlüklerin durumuyla ilgili değişiklik önergesi, Komite'de "çifte standart" eleştirilerine neden oldu.

Türkiye karşıtı tasarı geçti
21 Temmuz 2011 Perşembe 12:06 tarihinde eklendi.

 

Teklifin komitedeki görüşmesinde milletvekillerinin hemen hepsi teklifi desteklerken, Türkiye'ye yönelik "çifte standart" yapıldığı yönünde bazı eleştiriler de yapıldı. Oturum, komitenin kıdemli Demokrat üyesi ve eski başkanı Howard Berman ile Cumhuriyetçi Dana Rohrabacher arasında küçük çaplı bir sözlü atışmaya da sahne oldu.
 
Değişiklik önergesinde, "ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'dan, Türk hükümetine, dini ayrımcılığın tüm şekillerine son vermesi, ibadet özgürlüğünü ve Hıristiyan toplulukların dini eğitim verme hakkını teminat altına alması, kiliselerden el konulan tüm mal varlıklarını iade etmesi, kiliseler ve kilise mallarının sahiplerine, bu mallarını muhafaza edebilmeleri ve onarmalarına imkan tanıması" gibi çağrılarda bulunması isteniyor.
 
ABD'deki bazı önde gelen Ermeni ve Rum kuruluşları tarafından da desteklenen teklif, komitede yapılan oylamada 1'e karşı 43 oyla kabul edildi. Teklife "hayır" oyu kullanan tek milletvekili, ülkede gelecek yıl düzenlenecek başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti'nin başkan aday adayları arasında yer alan Ron Paul oldu.
 
Teklifi sunanlardan biri olan Berman, Türkiye'deki Hıristiyanların dini ayrımcılığa maruz kaldığını ifade ederek, bu teklif ile Türkiye'nin bu "korkunç" durumu düzeltmesini istediklerini söyledi. Tasarıda imzası bulunan diğer milletvekili Demokrat David Ciciline de Kongre olarak Türkiye'nin dini özgürlükler konusunda kayıtsız kalamayacakları mesajını verdi.
 
Cumhuriyetçi milletvekili Gus Bilirakis, Türkiye'nin bu konudaki kaygıları gidermek için acil adımlar atması gerektiği görüşünü savunurken, Brad Sherman da Türkiye'yi sert şekilde eleştirerek, teklife güçlü destek verdiğini söyledi.
 
306 no’lu tasarının sunucularından biri olan Cumhuriyetçi Edward Royce da, "Türkiye'deki Hıristiyanların çektiği acılara ABD olarak ses çıkarmazlarsa, bu kesimin yok olacağını" iddia etti.
        
BERMAN-ROHRABACHER ATIŞMASI
 
Cumhuriyetçi Rohrabacher, değişiklik önergesini desteklediğini ama Berman’a bazı sorular sormak istediğini belirterek, "Türkiye'nin Müslüman çoğunluklu ülkelere göre daha özgür bir ülke olduğunda benimle mutabık mısınız?  Türkiye'yi Müslüman ülkeler içerisinde dini özgürlüklerde kaçıncı sıraya koyarsınız?" dedi.
 
Berman'ın "Neden Müslüman ülkeler vurgusu yapıyorsunuz?" sorusu üzerine Rohrabacher, "Çünkü Türkiye, Batı demokrasileri tarafından çevrilmiş bir ülke değil, onun yerine Türklerden belki de çok daha az özgür olan ülkelerle çevrili. Değişiklik önergesi doğru ama bu önerge neden belki de bölgedeki en özgür ülkeyi hedef alıyor? Bu sorunun cevabını bulmaya çalışıyorum" yanıtını verdi.
 
Berman ise "Türkiye'yi özellikle hedef almak niyetinde değilim. Türkiye, modern bir ülke, NATO üyesi, AB adayı, çok önemli ilişkilere sahip olduğumuz müttefikimiz ama özellikle bu alanda berbat durumda" diye konuştu.
 
Rohrabacher ise şunları kaydetti:
 
"Burada çok açıkça bir çifte standart var, lehte oy kullanacağım,  tasarının içeriği doğru ama bu Türkiye'ye karşı çifte standart yapılmadığı anlamına gelmiyor. Yahudiler odama geliyor, 'İsrail için ne yaptınız?' diye soruyorlar, İrlandalılar geliyor, kendileri için ne yaptığımızı soruyor. Rumlar ve Ermeniler ise, Türkleri acıtmak için ne yaptığımızı soruyor.
 
Evet, ilkeli olacağız ama konu Türkiye olunca korkunç bir çifte standart uyguluyoruz. Ermeni ve Rumların meşru kaygıları var ama diğer Müslüman ülkelerin dini özgürlükler karnesi daha zayıfken sürekli Türkiye'yi hedef alır gibi görünmemeliyiz. Eğer onları gittikleri yönün aksine çekmek istiyorsak, bu tip şeyler yaparak Türkiye'deki özgürlükleri desteklemiş olmuyoruz. Onlarda sürekli Türkiye’yi hedef alıyoruz ve çifte standart yapıyoruz düşüncesi yaratıyoruz."
 
Bunun üzerine Berman ile Rohrabacher arasında küçük bir atışma yaşandı.
 
Demokrat milletvekili Gregory Meeks de, Kur'an-ı Kerim'in yakılması, "sıfır noktası" yakınlarına cami yapılması planlarına karşı çıkılması, ABD  Başkanı Barack Obama'nın Müslüman olup olmadığının tartışılması gibi örnekler  vererek, dini özgürlükler konusunda ABD'nin de kendi içinde başa çıkması gereken sorunlar bulunduğunu söyledi.
        
DİĞER ÜYELERDEN YORUMLAR
Cumhuriyetçi Ted Poe, önergeyi desteklediğini ama Rohrabacher ile aynı kaygıları paylaştığını söyledi. Türkiye'nin ABD'nin önemli bir müttefiki olduğunu belirten Poe, ABD'nin düşmanları yerine dostlarına daha sert tutum içinde davranıyor gibi göründüğünü söyledi. Dini özgürlükler konusunda spesifik olarak bir ülkeye işaret etmek yerine ABD dahil her yerde bunu savunmak gerektiğini kaydeden Poe, bu konuda ülkelere "eşit standartlarda" yaklaşılması gerektiğini vurguladı.
 
Poe, yapılan ilerlemelerden dolayı da Türkiye'yi kutladığını, Türkiye ile geleceğe bakmak gerektiğini kaydetti.
 
Cumhuriyetçi Jeff Duncan, Türkiye'deki son seçimlerde ilk kez bir Hıristiyan milletvekili seçildiğine dikkati çekerek, Türkiye'de bu alanda bazı olumlu değişimler olduğuna işaret etti.
 
Cumhuriyetçi Dan Burton, tasarıyı desteklediğini ama Türkiye ile ABD arasındaki iyi ilişkilerin de göz önüne alınması ve Türkiye'yi eleştirmekte ileri gidilmemesi gerektiğini söyledi.
 
Demokrat Gerald Connolly, dini özgürlüklerin önemli olduğunu ama iki ülke arasındaki ilişkilerin önemine de dikkat etmek gerektiğini belirterek, bu nedenle teklifte dengeli bir dil kullanılmasını beğendiğini dile getirdi.
 
Demokrat Gary Ackerman, komiteye sabahtan bu yana yaptıkları görüşmelerde  "nihayet üzerinde uzlaşabildikleri bir konu bulduklarını" belirterek, "dini özgürlükler konusunda Türkiye'yi olması gerektiği gibi davranmaya çağırmanın çifte standart olmadığını" savundu. Cumhuriyetçi Christopher Smith, Türkiye’nin dini özgürlükler konusunda "yanlış yolda" olduğunu ileri sürerken, Demokrat Russ Carnahan, öneriyi "dengeli bir teklif" olarak nitelendirdi.
 
"ERMENİ LOBİSİ BU KEZ DE AMACINA ULAŞAMADI"
Teklife, 306 no’lu tasarıda yer alan "Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliği altındaki Hıristiyanları kasten yok ettiği" yönündeki 1915 yılı olaylarına ilişkin Ermeni iddialarına zemin oluşturabilecek ifadenin dahil edilmemesi, Türk çevrelerce, Ermeni lobisinin bu kez de amacına ulaşamadığı şeklinde yorumlandı.
 
Bu ifadenin, Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği, lobi kuruluşları ve Türk-Amerikan derneklerinin Kongre üzerindeki yoğun çabaları sonucunda tekliften çıkarıldığı belirtildi.
 
Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan, Twitter üzerinden yayımladığı mesajda, "ABD'deki Ermeni lobisinin diyalog karşıtı radikal kesimleri bu kez de amacına ulaşamadı. Tarihimize yapılan asılsız atıflar, ABD Dışişleri Bakanlığı Yetki Yasasına sokulamadı" ifadelerini kullandı.
 
Bunun yanında diplomatik kaynaklar, 1915 yılı olaylarının 100. yılı olan 2015’e giden süreçte Ermeni diasporasının benzer çabalarını sürdüreceğine,  ayrıca, son dönemde Rum-Yunan lobisinin Türkiye karşıtı girişimlerinin arttığına dikkat çekiyor.