Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de öldürülmesi olayının planlarının yapılmasına tanık olduğu gerekçesiyle Trabzon Alperen Ocakları Başkanı olan Mustafa Öztürk, 19 Mart 2007 günü tutuklanarak cezaevine gönderildi. 'Örgüte üye olmak ve cinayete yardım etmek'ten 35 yıla kadar hapis istemiyle 22 ay Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi'nde kalan Mustafa Öztürk, 26 Ocak 2009 günü tahliye oldu. İstanbul 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Hrant Dink davasında verilen beraat kararı Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi tarafından 31 Mayıs 2013 günü kesinlik kazandı.
Bunun üzerine Mustafa Öztürk adına avukatı Tevfik Haktan Avnik, 'haksız tutuklamadan doğan tazminat davası'açtı. Erzurum 1'inci Ağır Ceza Mahkemesinde dün görülen ilk duruşmada, Mustafa Öztürk için 2 bin 400 lira maddi, 20 bin lira da manevi tazminat ödenmesi kararı çıktı. Mahkeme, ayrıca dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına ve 3 bin liralık avukatlık ücretinin de yine hazineden ödenmesini kararlaştırdı. Avukat Tevfik Haktan Avnik, manevi tazminatı devletin haksız fiiline ilişkin olarak kazandıklarını belirtti.
ÜNİVERSİTEYİ TAMAMLADI, MEMUR OLDU
Cezaevine girdiği zaman Karadeniz Teknik Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümü son sınıfında okuduğunu anımsatan Mustafa Öztürk, tahliye olduktan sonra önce yarım kalan öğrenimini tamamladığını söyledi. Halen Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü'nde memur olarak çalışan Öztürk, muhbir Erhan Tuncel'in iftiraları yüzünden tutuklandığını belirtti. Mustafa Öztürk, cezaevi günlerini ve kararı şöyle değerlendirdi:
"Hayatımın en güzel çağlarını çaldılar. Tutuklandığımda 25 yaşında, üniversite son sınıftaydım. En güzel 2 yılı tek kişilik F Tipi hücrede tek başıma yaşadım. Psikolojik işkenceye tabi tutuldum. Tazminat davasında kazandığım paranın hiçbir önemi yok. Ama namuslu insanların namussuz insanlara karşı zaferini göstermek için böyle bir tazminat davası açma gereği duydum. 'Cinayetin kilit ismi', 'cinayetin kara kutusu', 'cinayetin ardındaki isim' gibi yaftalarla iftirada bulundular. Erhan Tuncel duruşmada aleyhime verdiği ifadelerin savcı ve emniyet tarafından bilinçli olarak yazdırıldığını itiraf etti. Bugün verilen tazminat kararı, mağdur olduğumun tescilidir."
KUDDUSİ OKKIR'DAN İNGİLİZCE ÖĞRENDİ
Ergenekon davasından tutuklu yargılanırken kansere yakalanan işadamı Kuddusi Okkır ile Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nde hücre arkadaşı olduğuna işaret eden Mustafa Öztürk, 8 ay kadar her havalandırmaya çıktıklarında görüştüklerini anlattı. 6 Temmuz 2008'de ölen Kuddusi Okkır'ın hayat görüşünden ve deneyimlerinden yararlandığını anlatan Öztürk, "Ergenekon'un kasası olarak nitelendirilen Kuddusi Okkır ağabeyimle yan yana hücrelerde kaldık. Havalandırmada 'evlat burada zaman böyle geçmez, birşeyler yapalım' dedi. Havalandırmada bana İngilizce öğretti. Hayat görüşünden, felsefesinden yararlandım. Cezaevi koşullarının kötü oluşundan kansere yakalandı. Hastalığın son iki aylık kötü döneminde beraberdik. Bir evladı olarak Kuddusi Okkır hocama destek olmaya çalıştım. Tahliye olduktan sonra Yalova'ya gittim ve mezarı başında Kuran okudum" dedi.