Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan Gülay Tan, Tan Ailesi olarak, şirketin büyümesinde, gelişmesinde büyük bir özveriyle yer aldıklarını, YKM markalarının mülkiyetinin Tan Ailesi’ne de ait olduğunu kaydetti.
Satın alma sürecinin Tan Ailesi’nin bilgisi dışında yürütüldüğünü, süreç
sonuçlanmadan Boyner Büyük Mağazacılık adına Cem Boyner tarafından yapılan
açıklamanın çalışanları, tedarikçileri ve yatırımcıları tedirgin eden pek çok
soru işareti barındırdığını savunan Tan, ”Bunlardan biri de marka paylarının
devri ile ilgili. Tan Ailesi olarak YKM markalarının yüzde 50’sine sahibiz. Bizim
onayımız olmadan ne Boyner Büyük Mağazacılık’ın ne de başka bir kuruluşun, YKM
markalarını devralması ya da bu markaların devredilmesi söz konusu değildir. YKM
markalarının devrinin hükümsüzlüğü gerekçesiyle, hakkımızı yargı nezdinde aramak
üzere başvurumuzu yaptığımızı belirtmek isterim” ifadesini kullandı.
Gülay Tan, şunları kaydetti:
”Biz 62 yılda çok önemli bir değer, çok önemli bir şirket yarattık. Bu
değerin yaşatılması, geliştirilerek büyütülmesi için biz içeride kalmayı,
hisselerimizi satmamayı tercih ettik. Ancak, sürecin tüm taraflar için en iyi
faydayı yaratmasını gözeterek, daha önce Credit Suisse gibi bir kuruluşa yetki
vermek dahil, her türlü yapıcı adıma destek verdik. Bu süreçte Boyner&Citi Group
ortaklığı dahil tüm alıcılarla birebir görüştük. Rakip bir kuruluşla yapılacak
bir işlemin ticaret anlayışımıza, şirket çıkarlarımıza ve prensiplerimize
uymadığı için yaklaşık 8 ay önce Boyner’e satışa itirazımızı beyan ettik.
Boyner Büyük Mağazacılık’ın süreçten çekildiği de gerek kendileri gerekse
Credit Suisse tarafından hem sözlü hem yazılı olarak tarafımıza bildirildi. Sonra
ne olduysa oldu ve bu satış, süreçten çekildiğini açıkladığı halde Boyner Büyük
Mağazacılık’la gerçekleşti. Üstelik, marka üzerindeki hakkımız başta olmak üzere
sözleşme içeriğine ve usule aykırı yapıldığını gözlemlediğimiz pek çok ihlalle
birlikte... Bu noktada etik ihlalleri bir yana koyarsak, hissedarlardan biri
olarak tüm haklarımızı yargı yoluyla korumaya çalışmak üzere harekete geçtik.”
Boyner’in önce süreçten çekildiğini beyan ettiğini, kendilerinin diğer
ortaklarla birlikte farklı fonlarla görüşmelerini sürdürdüklerini bildiren Tan,
”Sonrasında sadece Tan Ailesi değil, Türkiye’deki hiç kimse, hiçbir yatırımcı
Boyner gibi üstelik halka da açık bir yapının YKM’yi satın almak üzere görüşmeler
yaptığını duymadı. Çünkü bu, ilgili ve yetkili kuruluşlara bildirilmedi” dedi.
Tan, çok katlı mağazacılıkta YKM’nin en önemli rakiplerinin Boyner
olduğunu belirterek, şunları ifade etti:
”Biz Boyner isminin kendisine ya da ilgili şahıslarına itiraz etmedik.
Biz içeride kalacak ortaklar olarak, Boyner sisteminin içinde bize bizim
anlayışımıza yer olmadığını gördüğümüzü belirttik. Böyle bir satın alma
sonucunda, pazarda oluşacak hakim durum nedeniyle 62 yıldır titizlikle ve büyük
bir uyumla yürüttüğümüz tedarikçi ilişkilerimizin de zedeleneceğini öngördük.
Sonuçta bu konularda yetkili bir karar organı olarak Rekabet Kurumu varken, henüz
anlaşma kesinleşmeden bu tarz beyanatların verilmesi hem içerideki
çalışanlarımızı, hem tedarikçilerimizi olumsuz etkilemektedir.
Bu aceleyi her şeyden önce etik bulmuyoruz. Ayrıca süreç tamamlanmadan,
Rekabet Kurumu’nun incelemesinin sürdüğü bir ortamda; YKM’nin tüm ticari
sırlarının alıcı tarafla bugünden paylaşılması ile ilgili gördüğümüz tehlike
nedeniyle de bir ihtarname gönderdik. Bu husustaki hassasiyetimiz şeffaf, adil,
hesap verebilir, iyi yönetişim ilkelerine doğru yürüyen bir aile olarak kendimize
saygımızla da yakından alakalıdır.”