Sadece 30 dakika yetiyor!

Sigara dumanı, yalnızca kullanan kişiyi değil, ulaştığı herkesi etkiliyor. Uzmanlar, sigara dumanına yalnızca 30 dakika maruz kalan pasif içicilerin, sigara kullanıcılarında ortaya çıkan fiziksel etkileri yaşadığına dikkat çekiyor. Öyle ki pasif içicilik kişilerin sigara ile temas etmesini hızlandırabiliyor, bağımlılık oluşumunu tetikleyebiliyor.

Sadece 30 dakika yetiyor!
27 Şubat 2019 Çarşamba 10:12 tarihinde eklendi, 2.372 kez okundu.
Sigara dumanı, yalnızca kullanan kişiyi değil, ulaştığı herkesi etkiliyor. Uzmanlar, sigara dumanına yalnızca 30 dakika maruz kalan pasif içicilerin, sigara kullanıcılarında ortaya çıkan fiziksel etkileri yaşadığına dikkat çekiyor. Öyle ki pasif içicilik kişilerin sigara ile temas etmesini hızlandırabiliyor, bağımlılık oluşumunu tetikleyebiliyor.
 
 
 
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Simge Alevsaçanlar Cücü, sigara bağımlılığı ve pasif içicilik hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
 
 
 
“Bağımlılık, bir maddenin kişinin bedensel, ruhsal ve/veya sosyal hayatını olumsuz etkilemesine rağmen yine de bu maddeyi kullanmaya dair yoğun bir arzu duyması ve kendini durduramaması ile karakterize bir beyin hastalığıdır” diyen Simge Alevsaçanlar Cücü,
 
 
 
Sigara içildiğinde çok kısa bir sürede nikotin beyne ulaşır ve beyinde ödül sistemindeki ilgili reseptörlere bağlanır. Böylece nikotin beyinde dopamin yolaklarını aktifleştirir ve dopamin salınımı sağlanır. Bu da kişinin keyif almasına, odaklanmasına yardımcı olur. Benzer şekilde nikotin beyinde ilgili reseptörlere bağlanarak bazı nörotransmitterlerin salınımı gerçekleşir ve böylece kişide sakinleşme, gevşeme gibi değişiklikler meydana gelir. Hoşa giden bu değişikliklerin yeniden yaşanması için vücudumuz daha çok nikotin ister ve böylece içilen sigara miktarı ve sıklığında zaman içinde artış meydana gelir. Bu durum da bağımlılık oluşumuna yol açar” şeklinde konuştu.
 
 
 
“Sigara bağımlılığı tedavi edilmesi gereken kronik bir beyin hastalığıdır”
 
 
 
Sigara bağımlılığının tedavi edilmesi gereken kronik bir beyin hastalığı olduğunu vurgulayan Uzm. Klinik Psikolog Cücü, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
 
 
“Psikoterapi ve ilaç desteği ile birlikte sigara bağımlılığını kontrol altına almak mümkündür. Kişi ilaç desteği ile birlikte sigara bırakıldığında ortaya çıkacak yoksunluk belirtilerini azaltabilir, daha az istek yaşayabilir ve sigara içmemenin yarattığı bir takım duygu dalgalanmalarını daha kolay kontrol edebilir. Psikoterapi desteği ile de nüksü önlemek için bir takım davranış değişimlerini sağlamak, istekle baş etme becerilerini geliştirmek, kişinin yaşamını sigara kullanımı olmadan yeniden yapılandırmak ve sigarasız yaşamından keyif alır hale gelmesi amaçlanır.
 
 
 
Psikolojik sorunlar, bağımlılığı tetikliyor
 
 
 
Sigara kullanımını ve bağımlılığını tetikleyen faktörlerin başında; merak duygusu, özenti, sigara kullanan akran grubuna dâhil olma ve akran baskısı hissetme, ailede sigara kullanan bireylerin olması ve onları model alma, stres – sıkıntı ile başa çıkma becerisinin zayıf olması, sosyal destek kaynaklarının az olması, aile ve destek kaynakları ile zayıf iletişimin olması, psikolojik sorunlar yaşanması vb. faktörler sigara kullanımını ve bağımlılığını tetikleyebilmektedir.”
 
 
 
Sadece 30 dakika, sağlık sorunlarına zemin hazırlıyor
 
 
 
Kişinin kendisinin sigara içmediği; fakat bulunduğu ortamda sigara dumanına ve sigara dumanında bulunan tüm zararlı maddelere maruz kaldığı durumun ‘’pasif içicilik’’ olarak tanımlandığını ifade eden Cücü,
 
 
 
“Sigara dumanına yalnızca 30 dakika maruz kalan pasif içiciler sigara kullanıcılarında ortaya çıkan fiziksel etkileri yaşamaktadırlar. Sigara dumanına maruz kalan kişiler sigara içen kişinin soluduğu tüm zehirli maddelerden etkilendiği gibi sigaradan çıkan filtresiz dumandaki zehirli maddelere de maruz kalmaktadırlar. Bu durum pasif içicilerin sigara kaynaklı pek çok sağlık sorunu yaşamasına zemin oluşturmaktadır. Pasif içicilik kişilerin sigara ile temas etmesini hızlandırabilir ve bu şekilde bağımlılık oluşumunu tetikleyebilir. Yapılan çalışmalar sigara dumanına pasif içici olarak maruz kalan çocuklar ve gençlerin bu duruma maruz kalmayanlara göre 1.5-2 kat daha fazla sigaraya başlama riskinin bulunduğunu göstermektedir” diye konuştu.
 
 
 
Sigarayı bırakmak, inanç ve kararlılık gerektiriyor!
 
 
 
“Sigarayı bırakmak kararlılık, inanç ve motivasyon gerektiren ciddi bir girişimdir. Bu adımı atmadan önce kişinin sigara bağımlılığının nasıl bir hastalık olduğu, kendisini, hayatını ve geleceğini nasıl etkilediği hakkında bilgi sahibi olması, sigara bağımlılığı hakkında farkındalık ve zarar algısı geliştirmesi gerekmektedir” diyen Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Simge Alevsaçanlar Cücü, sigarayı bırakma süreci hakkında şu bilgileri verdi:
 
 
 
“Eğer kişi sigarayı bırakmak istemiyorsa öncelikle bu durumun olası sebepleri tespit edilmelidir. Kişi sigara içmeyi bir bağımlılık olarak görmüyor olabilir, sigara içmesinin kendi iradesinde olduğunu düşünüyor olabilir, sigarasız nasıl yaşayabileceğini bilmiyor olabilir, sigarayı bırakmanın çok zor olduğunu düşünüyor olabilir, sigarayı bıraktıktan sonra yaşayabileceği zorluklardan korkuyor olabilir, sigarayı bırakma ile ilgili yanlış ya da çarpıtılmış bilgilere sahip olabilir, daha önce başarısız bırakma girişimleri nedeni ile bırakabileceğine dair inancını kaybetmiş olabilir. Bu ve bunlar gibi pek çok düşünce ve inanış kişinin sigarayı bırakmak istememesine sebep olabilir. Sigarayı bırakma düşüncesinin ortaya çıkmasına engel olan düşünce ve/veya inançlar tespit edildikten sonra bu düşünce ve/veya inançlar yeniden değerlendirilir ve daha gerçekçi bir zemine oturtulmaya çalışılır. Örneğin; ‘Sigarayı asla bırakamam, benim için sigarasız bir yaşam mümkün değil’ şeklinde bir düşüncesi olan kişi ile bu düşünce yeniden değerlendirilerek, yapılan çarpıtmalar düzeltilir ve daha gerçekçi bir zeminde ‘Sigarayı bırakmak zor ama imkânsız değil, bir çok kişi başarabildiğine göre ben de başarabilirim. Sigara ile doğmadım, pek çok yılım da sigara içmeden geçti pekala bundan sonraki yıllarımı da sigarasız ve keyif alarak yaşayabilirim. İlk zamanlar bu duruma alışmam zor olabilir ama bu zorluk ile baş edebilirim. Bugüne kadar zor olan pek çok şeyin üstesinden geldim, bunun da üstesinden gelebilirim’ şeklinde bir düşünceye dönüştürülebilir.”
 
 
 
“İlk olarak düşünce şeklimizi değiştirmeliyiz”
 
 
 
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Simge Alevsaçanlar Cücü, sözlerini şöyle tamamladı:
 
 
 
“Bir konu hakkındaki düşüncelerimiz, duygu ve davranışlarımızı şekillendirir o nedenle bir davranış paternini kalıcı olarak değiştirmek istiyorsak ilk olarak o konudaki düşünce şeklimizi değiştirmek ile işe başlamalıyız. Sigarayı içmek gibi sigarayı bırakmak da bir davranış paternidir. Eğer kişi sigara içme davranışını sürdürmek istiyorsa ya da sigarayı bırakma davranışından kaçınmak istiyorsa arka planda bu davranışa sebep olan, katkı sağlayan düşünceleri keşfetmek değişim için atılabilecek ilk adımdır.”