Yazarlar

Kadir Çelik
Aile salonu var mı ?

Geçen gün Niğde’deydik, adamın biri, 13 yaşındaki çocuğu evine çağırıp 30 yerinden bıçaklamış, kulağını, penisini keserek öldürmüş.

Millet cinnet halinde, böylesi bir cinayet için hangi kelime yerini bulur bilemiyorum.

Aklıma gelen her kelime, bu olay için yetersiz kalıyor.

Olayın dehşetine kapılıyoruz, Nami, annenin babanın feryadına dayanamayıp, kendini evin dışına atıyor.

Katlanılması, dışarıdan birisi için bile zor.

Aç karnına, 40 yıllık marka Niğde gazozunu içince, midedeki asit, Karadeniz fırtınasına dönüşüyor.

Yolda Nami başlıyor mızmızlanmaya, karnı aç ya, üstüne birde gazozu içince direksiyondaki bana daral geliyor.

Nami yemek yenecek yer olarak, özellikle kamyoncuların mola yerlerini tercih ediyor.

Yemekler iyi olurmuş, Niğde-Adana yolundan, Konya Ereğli sapağını döndükten sonra, Nami’nin çölde su bulmuş gibi bağrışıyla kamyoncuların arasına daldık.

’’Pozantılı’’ diye bir kamyoncu durağı, ama aile yeri de var !

Biz, açıktaki aile bölümüne daldık, ben elimi yüzümü yıkarken garsonlardan biri bizim kameraman Ünal’a, yanımızda kadın olup olmadığı sormuş, ’’yok’’ yanıtı alınca da, ekibi kamyoncuların arasına davet etmiş.

Baktım, Nami ve kameraman Ünal, kamyoncular bölümünün kapısında çaresiz bekliyor.

2009 yılının Türkiyesi’ne bakar mısınız?

Yanında kadın yoksa aile değilsin ve potansiyel tacizci muamelesi görüyorsun.

Aile denilen müşterilere sanki tesettürlü kadınlar, hacı amcalar, hocalar servis yapıyor.

Çağırdım garsonu, aile kavramının ne demek istediğini sordum, benim hıyarlığıma bakar mısınız?

O da, benim hıyarlığıma kapılıP bana cevap veriyor, ’’Yanında kadın varsa aile olur abi’’.

Sordum, ’’Ailelerden evlenme cüzdanı da istiyor musunuz?’’

İstemiyorlarmış, peki, adamın yanındaki kadın ya dostuysa?

Garsonun gözleri fal taşı gibi açıldı, o cevapsız ve hayret fırtınası esen dakikalarda adam bu arada beni keşfetti.

’’Abi sen, Objektif’i sunmuyor musun?’’

’’Sunmuyorum’’ dedim ama garson ısrarcı, ’’Sen Kadir Çelik’sin’’ derken bir yandan da, aile olmamamıza rağmen bize aile bölümünden masaya buyur ediyordu.

Bir anda aile kavramı yok oldu, tüm ısrarlara rağmen, aile koruma merkezi görünümündeki kamyoncu lokantasından çıktık.

İyiki de orada yemek yememişiz, Ereğli girişinde bir lokantada hayatımın en güzel saç tava ve Konya etli ekmeğini yedik.

Hem de, tüm çoluk çocuklu ailelerle birlikte !

 

Paylaş :