İrticayla mücadele eylem planının altındaki imza, Albay Dursun Çiçek’in çıkmış, ikinci kez !
Adli Tıp’ın ilk kararına yapılan itiraz sonucu yapılan inceleme sonucunda, Fizik İhtisas Adli Belge İnceleme Genel Kurulu’nun 11 üyesinden yedisi, "Evet, belgenin altındaki ıslak imza, Albay Dursun Çiçek’in" diyerek el kaldırmış, kalan dört üye ise, "hayır" demiş.
Bu nasıl iş ben anlamadım.
Ortada bir belge var, altında da imza.
Grafologlar, gelişmiş aletlerle imzayı inceliyor, yedi kişi imzanın Çiçek’e ait olduğunu söylerken, mutlaka bir takım dayanakları vardır.
Dört üye, imzanın Albay Çiçek’in olmadığını söylerken, onlar da bir takım bulguları değerlendirerek bu sonuca varıyor olmalı.
Soru şu: imzanın Çiçek’e ait olduğunu söyleyenlerin gerekçelerini, "hayır" diyen dört üye nasıl görmedi?
Ya da, imzanın Albay Çiçek’e ait olmadığına el kaldıran dört üyenin gördüklerini, "evet" diyen yedi grafolog nasıl atladı?
11 üyenin tümü grafolog, yani işinin uzmanı.
Karar, 11 "evet" ya da 11 "hayır" çıkması gerekirken, bu bölünmüşlük hangi etkinin sonucu?
"İpten adam alır, ipe adam verir" denilen Adli Tıp’taki ayrışma, hayra alamet değil.
Bir imza üzerinde ortak karar alamayan Adli Tıp, daha karmaşık olaylarda nasıl karar verecek?