Hükümetin ’’Kürt açılımı’’ projesi desteklenmeye değer bir adım.

Bu topraklarda barış ve huzur isteyen herkes, bu samimi projeye el atmak zorunda.

Ama, teröristlere taviz verilmemeli.

Elinde kanla ovaya inecek teröriste, ev, araba, toprak verilmeye kalkılırsa, şehit ailleri o dakika kahrından ya ölür ya da bir tarafına felç iner.

Toplumun acıları ve hassasiyetleri mutlaka göz önünde tutulacaktır.

’’Ne pahasına olursa olsun’’ söylemi, bence çok tehlikeli.

Asker şehit etmiş, öğretmene kurşun sıkmış, iş makinalarını yakmış, imamı ölüme mahkum etmiş eli kanlı adamları cesaretlendirecek hareketlerden kaçınılmalı.

Hükümet, İspanya ve İngitere modellerini de inceliyormuş, güzel !

İngiltere’deki IRA terörünün destekçisi Amerika’ydı, terör örgütü, tüm lojistik ve parasal desteğini Amerika’dan sağlıyordu.

Amerika emretti, IRA 24 saatte silahları bırakıp, teslim bayrağını çekti.

İspanya’nın Bask Bölgesi’ndeki yaşayanların bir bölümü, İspanya’dan ayrılarak bağımsız bir yapıya kavuşmak istiyor.

Baskçıları destekleyen Batasuna diye de bir parti vardı ve bu parti, halkın oylarıyla seçilmiş milletvekillerini İspanya Meclisi’ne gönderdi.

Ama İspanya Anayasa Mahkemesi, Batasuna partisini ayrılıkçı Bask örgütünü destekliyor diye kapattı.

AB üyesi olan İspanya’ya, hiçbir AB üyesi ya da Avrupa Parlamentosu sesini yükseltip, ’’Sen, halkın oylarıyla seçilmiş bir partiyi nasıl kapatırsın’’ demedi.

İlginç değil mi?

Batasuna Partisi, kapatma davasını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıdı.

AİHM, İspanya Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı yerinde buldu ve gerekçelerinden birini, Batasuna Partisi’nin Bask Örgütü’nü terörist ilan etmemesi olarak karara yazdı.

Şimdi İspanya’daki bu olayı alın, Türkiye’ye uygulayın.

DTP, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılsa, AB üyeleri, Avrupa Parlamentosu Türkiye’ye ne der, düşünün !

’’Benim teröristim kötüdür, senin ki iyidir’’ mantığı, sadece Türkiye’ye değil, dünyaya barış ve huzur getirmez, terör belasını da besler, büyütür.