Biz değerlerimizin farkında değiliz.

Bizi, bize hep başkaları anlatıyor.

Bakın, Atatürk'le ilgili en kapsamlı, içerik derinliği yüksek kitapları hep yabancılar yazmıştır.

Çanakkale Savaşı'nın ne büyük bir zafer olduğunun farkına Anzakların torunları sayesinde vardık çok şükür.

O savaş ki, sadece Türkler adına değil, Dünya için bir dönüm noktasıdır.

Şehitliğe defalarca gidip, bu ülkede var olan her etnik kimlikten şehidimizin koyun koyuna yatışını program yaptım.

Askere gitmek zorunluluğu olmamasına rağmen, bu toprakları vatan kabul edip, düşmana karşı savaşan ve şehitlikteki onur ve gurur tablosuna adını yazdıran azınlıklar da Ahmet'lerle Mehmet'lerle birlikte Çanakkale'de.

Çanakkale; Türkiye'dir.

Türkiye'de; Çanakkale olmak zorundadır !

Düşman cephelerden birbirine kurşun yağdıranların, ateş çemberinden yarattıkları büyük bir dostluktur Çanakkale.

Ve, Dünya'da bir benzeri daha yoktur.

Çok şükür halkımız yıllar sonra Çanakkale'nin farkına vardı, akın akın şehitlik ziyaret ediliyor.

Tuhaf anlatımları bir kenara bırakırsak, Çanakkale sadece Türkiye için değil Dünya için barış çığlığının merkezi olmalıdır.

İşte o çığlığa ön olsun diye, TMOK (Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi) 1 Ağustos'ta, Anzak Koyu'nda 100. yıl anısına uluslararası yüzme organizasyonu hazırladı.

Binlerce şehit verdiğimiz o topraklardan başlayacak yüzme, ''1915'' metre sonra ''barış'' nameleriyle son bulacak.

Brezilya'dan bile katılımcı var, Avustralya ve Yeni Zelandalılar uçarak gelecekler.

Bugüne özel madalyaların tasarımları tamamlandı, ama biz hala sponsor peşinde koşuyoruz.

Kimseye minnet etmeyen ben bile, kapı çalıp bu organizasyona destek istiyorum.

TMOK'un bu çok kıymetli organizasyonuna gönüllüce destek olması gerekenlerin ürkek duruşu ise bizi üzüyor.

Şimdilik bu kadarını söylüyorum, ileride bazı kurumları ve kişileri isimleriyle deşifre etmek, jurnalcilik değil, kişilerin gerçek yüzünün fotoğrafı olacak !