Ve, sonunda dananın kuyruğu koptu.

Erdoğan, kendi elleriyle koltuğa oturttuğu Davutoğlu'nu görevden aldı !

Türkiye, AB yolunda yeni hamlelerle yol alırken,

Bir yanda PKK diğer tarafta IŞİD terörü tavan yapmışken,

Rusya krizi bir türlü çözülemezken,

Kısacası; dere geçerken, at değiştirildi.

Demek ki kriz derin, ilişkilerdeki çatlak büyük.

Mayıs sonunda Ak Parti kongresinden çıkacak yeni genel başkanın adı Erdoğan'ın aklında yazılıdır.

O, kimi işaret ederse Genel Başkan da Başbakan da O'dur.

Kimse, Erdoğan'ın tercihine karşı çıkamaz.

Davutoğlu'na yapılanları haksızlık olarak görenler bile gıkını çıkaramaz.

Doğrusu Davutoğlu da, Erdoğan'a karşı direnmedi.

İstese bunu yapar, hem partiyi hem de Türkiye'ye kriz yaşatabilirdi.

Ama Ahmet Hoca hizipçi biri değil.

Kendisini o makamlara getiren iradeye karşı diklenmeyi saygısızlık olarak görmüş olmalı.

''Makamları elimin tersiyle iter, hiç kimseyi kırmam'' sözlerinin tonu yüksekti ama razı oluşu da içinde barındırıyordu.

Tarih tekerrür etti ve Özal-Akbulut krizi yıllar sonra tekrar hortladı.

Burada kırılan değil, çatlayandır Davutoğlu.

İnsan olarak, baba olarak, eş olarak mükemmel fotoğraflar bıraktı hafızalarımızda.

Ben, O Davutoğlu'nu sevdim, ama siyasetçi Davutoğlu bana hep bir ayağı topal geldi.

Anlaşılan akademisyen adamdan siyasetçi olmuyor.

Erdal İnönü ve nice örneklerde bunu hep gördük.

Şimdi ne olacak ?

Bence çok kişi adını adaylar arasında geçirmiyor ama Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Erdoğan'ın aklındaki isimlerden biri.

Ak Parti'ye sonradan katılmış olması handikap mıdır, zaman gösterecek.

Hep söylüyorum, bir kez daha tekrarlamakta bugün için yarar var !

Türk siyasetinde belirleyici güç, Erdoğan'dır.

O'nun rızası olmadan kuş uçmaz, uçurmak isteyenlerin ise kellesi uçar !