Türk siyasetinde bugün saat:02.05'te bir devir kapandı !

Türkeş, Erbakan, Ecevit kuşağının son temsilcisiydi.

Aynı zamanda, medyanın haber pınarıydı Demirel.

Renkli kişiliği, zihinlere kazınan sözleri, şapkasıyla bu dünyadan göçtü gitti.

Bir sabah telefonum çaldı, arayan Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Metin Yalman'dı.

''Kadir, yarın saat: 14.00'te beyefendi seni bekliyor. Kameranı al gel'' dedi.

O hafta Objektif'te, Isparta'nın Senirkent ilçesindeki çamur faciasıyla Afyonkarahisar'ın Dinar'ındaki deprem yıkımının sonrasındaki devlet yardımlarını ele almış, programı kapatırken, ''Senirkent Cumhurbaşkanı hemşehrisi olmanın avantajını yaşarken, Dinar sahipsizliğine ağlıyor'' diye yorum yapmıştım.

Demirel programı izlemiş ve bu yoruma kızmış, köşke çağrılma nedenimizi öğrendik ve çıktık yola.

Metin Yalman, ''Kadir bugün bir ilk yaşanacak, Cumhurbaşkanı bir gazeteciye brifing'' verecek sözlerine noktayı koymadan Demirel salona girdi.

Elinde haritada yer gösteren sopayı görünce, ''Bizi dövecek misiniz efendim'' dedim, ''Yok yok, sana gerçekleri göstereceğim'' deyip haritaların başına geçti.

Senirkent'te neler yapıldığını, Dinar'daki afet konutlarının son durumunu tüm ayrıntılarıyla haritalardan ve fotoğraflardan göstererek anlattı.

Evet, Çankaya Köşkü'nde bir ilk yaşanmış, Cumhurbaşkanı Demirel bana brifing vermişti !

''Benim için Senirkent neyse Dinar odur'' sözleri hala kulaklarımda.

Objektif mikrofonlarından Dinarlılara da müjdeyi veriyordu: '''29 Ekim'de deprem konutları bitecek''.

''Ya bitmezse'' dedim, elindeki sopayı sallayarak, ''O zaman sende Kadir Çelik olarak gelir benden hesap sorarsın'' yanıtı, bir anlamda Demirel'in siyasi kişiliğini özetleyen cümlelerdi.

Demirel, Türk insanını en iyi tanıyan siyasetçilerdendi.

Şimdi kimileri 28 Şubat'ta olan bitenlerle ilgili onu suçluyorlar, ama haksızlık ediyorlar.

Eğer, Demirel ve Erbakan olmasaydı, 28 Şubat'ta asker darbeyi yapıp, yönetime el koymuş olacaktı.

Allah rahmet eylesin...