Yazarlar

Kadir Çelik
Dünyanın en iyi patronuydu

Hürriyet Gazetesi'nde mesleğe başladığımda 17 yaşındaydım.

 

Ailemden sonra en büyük dersleri, öğretileri Hürriyet çatısı altında edindim.

 

Hürriyet'te sadece gazetecilik değil, hayat dersi de verilirdi o tarihlerde.

 

Patronumuz Erol Simavi'ydi, biz onun yüzünü çok görmezdik.

 

Genellikle yurt dışında yaşardı, gazeteye geldiği ise hemen duyulur, dördüncü katın sakin sessiz havası Erol Beyle hareketlenirdi.

 

Gazetede çalışan bir matbaa işçisi, ya da en alt düzeyde bir çalışan hastalandı mı, önce Türkiye'de tedavi olanakları aranır, olmazsa Erol Bey yurt dışına gönderirdi.

 

Bir muhabirin paraya ihtiyacı mı var, geçerli bir neden gösterildiğinde 2 maaş tutarındaki para faizsiz 12 aya bölünüp o kişinin cebine konurdu.

 

Siz hiç, işçisine daha fazla zam yapmak için genel müdürüyle kavga eden patron gördünüz mü ?

 

Erol Bey, Hürriyet'teki tüm çalışanların iyi şartlarda yaşamasını isterdi ve kesenin ağzını hep açardı.

 

O gazeteyi sattı ve medyada başka bir dönem başladı.

 

Ben Türk medyasını Erol Simavi'den önce ve sonrası diye ikiye ayırırım.

 

Erol Beyin patronluğunda sadece gazetecilik yapılırdı.

 

Onun için de gazetedeki herkesin eli çok güçlüydü, çünkü arkamızda büyük patron vardı.

 

Gazeteyi sattı, küstü Türkiye'den temelli gitti.

 

Ölüm haberini duyduğumda, bugünlere gelmemizde en büyük payın sahibi için ağladım.

 

Erol Bey, gazeteciydi, dünyanın en iyi patronuydu ve daha da önemlisi insan kere insandı.

 

Allah rahmet eylesin, mekanı inşallah cennet olsun.

 

Paylaş :