En iyimser tabloda bile can kaybı 18 bin

17 Ağustos’tan günümüze kadar olası depreme karşı alınan tedbirlerin yetersizliğine dikkati çeken Prof. Dr. Naci Görür, “İstanbul’daki 1.8 milyona yakın binanın yüzde 60’ı risk altında. Sadece yüzde 1’i yıkılsa ve her binada bir kişi hayatını kaybetse bile 18 bin insan yapar” dedi

En iyimser tabloda bile can kaybı 18 bin
18 Ağustos 2019 Pazar 11:03 tarihinde eklendi.
Bilim Akademisi üyesi Prof. Dr. Naci Görür, büyük Marmara depreminin 20’nci yıl dönümünde Milliyet aracılığıyla önemli mesajlar verdi. Prof. Dr. Naci Görür’e göre aradan geçen 20 yıllık süreye rağmen İstanbul genelinde deprem hazırlıkları yeterli seviyede değil.
 
“17 Ağustos’tan bugüne kadar yapılan çalışmalara not verecek olursam 10 üzerinde 4 veririm” diyen Prof. Dr. Görür, İstanbul’daki 1.8 milyona yakın binanın yüzde 60’ının risk altında bulunduğunu vurguladı. Görür “Büyük depremde İstanbul’da sadece yüzde 1 binanın yıkılacağını öngören bir araştırma yapmıştık. Her bir binada sadece beş kişi yaşıyor olsa 90 bin ölüm yapar. Beş kişi değil de sadece bir kişi hayatını kaybetse bile 18 bin insan yapar. Ağır bir tablo değil mi?” dedi. İşte Prof. Dr. Görür’ün tespitleri:
 
‘2029’a kadar risk yüzde 62’
 
“Marmara’nın tabanını karış karış inceledik. Marmara Ereğlisi’nden Adalar’a kadar olan 79 kilometrelik fayda enerji birikimi var. Kırılma bu fayda 7.2 büyüklüğünde deprem yaratır. 2029’a kadar deprem riski yüzde 62. İstanbul’da 1.8 milyona yakın bina var. Büyük depremde İstanbul’da sadece yüzde 1 binanın yıkılacağını öngören bir araştırma yapmıştık. Her bir binada sadece beş kişi yaşıyor olsa 90 bin ölüm yapar. Beş kişi değil de sadece bir kişi hayatını kaybetse bile 18 bin insan yapar. Ağır bir tablo.
 
1.8 milyona yakın binanın yüzde 60’dan fazlası mühendislik hizmeti görmemiş. Yapıların birçoğu gecekondu niteliğinde ve iyi malzemeyle yapılmamış. İstanbul’da ruhsatı olan binalar bile denetimden uzak. Depremden sadece kamu binaları mı etkilenecek? Asıl risk vatandaşın yaşadığı binalarda. Deprem olmadan bile binalar yıkılıyorsa durup çok ciddi düşünmek gerekir. Zemin etüdlerine ne kadar önem veriliyor? Halen koruma duvarları veya bina yaparken gerekli mühendislik hizmeti tam anlamıyla verilmiyor. Temel açıyorsunuz, peş peşe heyelan ve kaymalarla binalar yıkılıyor. İstanbul 40 saniyelik büyük sarsıntıya nasıl dayanacak? Asıl önemli olan milyonlarca insanın yaşadığı evlerin durumu. Tehlike ve risk haritaları hazırlanmadı. Kentsel dönüşümde hatalar yapılıyor. Deprem odaklı elden geçirme çok az.”
 
‘En çok sahiller etkilenir’
 
“Büyük depremden en çok İstanbul sahilleri etkilenir. Sağlam zemin ve binalar tehlike yaşamaz. Kentte yeni binalar, gökdelenler ve siteler yapılıyor. Yeni yapılan binaların yasaların öngördüğü denetimden geçip geçmediğini tam olarak bilmiyoruz. İstanbul’da tarihi yapıların birçoğu büyük depremde hasar alacak. Çalışmalar yetersiz. Tarihi yapılar ciddi risk altında. Büyük depremde en stratejik yerler barajlar olacak. Şayet barajlar da çökerse felaketin boyutu iki katına çıkar. Barajların gözden geçirilmesi gerekir. Sorun sadece barajların beton gövdesiyle alakalı değil. Depremde su kütlesinin hareketi, heyelan riski, deniz suyunun karışması sorunlarını kapsıyor. Nasıl ki viyadükler güçlendirildi, barajların da güçlendirilmesi gerekir.”
 
‘Tsunami riski var’
 
“Büyük depremde tsunami riski her zaman söz konusu. Ancak bu risk depremden ziyade deniz içinde oluşacak heyelanlarla alakalı. Tsunami için hassas yer Çınarcık. Boğaz köprülerinde depreme bağlı risk bulunmuyor. Yaya üst geçitleri de depremde zarar görecek riskli yapılar arasında. İstanbul’un depremde en zayıf karnı elektrik ve doğalgaz şebekeleri ile trafolar. Depremde elektrik sıkıntısı çekileceğini söylememiz gerekir. Elektrik şebekeleri bir an önce deprem güvenli hale getirilmelidir.” (Milliyet)