Yalnız kaldı,

Yalnız bırakıldı.

O, çok önceden sezmişti darbe girişiminin ayak seslerini.

En yakınındaki isimleri bile inandıramamıştı gördüklerine, duyduklarına.

Alnı secdeye değen, Allah diyen hiç yapar mıydı öyle şeyler.

Şer odaklar ara bozmak istiyordu.

Ak Parti milletvekilleri, çıktıkları TV programlarında, ''cemaatle aranız kötüymüş'' diyenlere kafa göz dalıyordu.

17-25 Aralık bile gözlerini açmadı.

Hala FETÖ'nün gücünden korkuyor, yattıkları masa altlarından pozisyon almaya çalışıp, akıllarınca zaman kazanıyorlardı.

Şimdilerin en hiddetli FETÖ düşmanları ''Paralel Yapı'' tanımlamasını ağzına almıyor, alanlara ''aman ha'' diye çıkışıyordu.

O zaman da yalnızdı Cumhurbaşkanı Erdoğan maalesef bugün de.

Milletvekili, belediye başkanı, bakan yaptığı, hayat öpücüğü verdiği isimlerden gördü en büyük ihaneti ! 

O, göğüs göğüse FETÖ'yle savaşırken, alttan alta ihanet gemisini yürütenler çok uzaklarda değildi.

Ama halk O'na inanıyordu ve FETÖ'yle savaşta yanındaydı, hem de canı pahasına !

15 Temmuz; Erdoğan'a inanmış halkın zaferidir.

Darbe teşebbüsünde Cumhurbaşkanı Erdoğan değil de başka bir isim olsaydı, ne olurdu, hiç düşündünüz mü ?

Erdoğan, yanında bir avuç kurmayı ve halkla Türkiye'nin geleceğinin savaşını veriyor.

Kafaları koptu, gövdeler komutsuz kaldı.

Ama bu örgüt, dokuz canlı canavar gibi.

Üst aklın beyni, o bedene şimdi daha kolay hükmedecek.

15 Temmuz'un test sonuçlarına göre, yeni senaryolar denenecek.

Bu; siyaset üstü bir olağanüstü durumdur; Erdoğan düşmanlarını da yakından ilgilendirmektedir.

Üst akıl, 160 ülkede kök salan ve gittikleri ülkelerde kendi politikalarına kayıtsız şartsız hizmet eden bu şer örgütü sahipsiz bırakmaz !

Bugün; Erdoğan düşmanlığını, politik kavgaları bir kenara bırakarak, ortak düşmana karşı savaşma günüdür.

Çocuklarımız, torunlarımız, geleceğimiz için bunu yapmak vatan borcudur.