Maç yayınlarına 321 milyon dolar veren Digitürk, Erman Toroğlu’nu istemeye istemeye gönderdi.

Bu sonu, Toroğlu elleriyle büyüttü.

Zorlama esprilerle, sokaktaki adam gibi, bir televizyon programında değil de, dört duvar arasında konuşur gibi davranarak, kadın ve çocuğa kanal değiştirten Toroğlu kimseye kızmasın.

Kızacaksa, geçsin aynanı karşısına, yansıyan yüze bağırsın, çağırsın.

O aynadaki yüz, bunu hak etti.

Toroğlu’nu başka kanallar alır mı?

Bence talibi çıkar, ama hiçbir yerde Lig TV’deki hava olmaz.

Diliyle beyni arasına mesafe koymayan Toroğlu, yıllarca yüksek şöhretle yaşamaya alıştığından, ekransız günlerinde kendini korumasız ve çıplak hissedebilir.

Bu psikolojik fırtınayı kolay atlatırsa, o karizmasıyla, yaşadıklarından da dersler çıkararak, ekrana farklı projelerle dönme olasılığı yüksektir.

Toroğlu’nun ekran partneri, adam gibi adam Şansal Büyüka, ‘’Erman yoksa, ben de yokum’’ demiş.

Şansal böyle bir adamdır ve adam satmaz.

Erman’sız ekran yolculuğuna devam etmek, bence adam satmak değildir.

Şansal’ı, Erman var etmedi !

Toroğlu’yla birlikte yaptıkları programın bir önceki partneri ise Hıncal Uluç’tur.

Erman, Uluç’u gözü kapalı terk etmedi mi?

Şansal, olaylara sakin bakışı, yatıştırıcılığı ve herkese verdiği güvenle o ekranda olmalı.

Şansal’a, ‘’Sen de bırak’’ diyenler, O’nun gerçek dostları değil, ekrandan çekip gitmesini isteyen koltuk avcılarıdır.