Yazarlar

Kadir Çelik
Ermeni meselesi, karnıyarık, risotto

Millet olarak, kimse kusura bakmasın, ne Türkçe, ne coğrafya ne de tarih biliyoruz.

 

Kimi Shakespeare'i biliyor, Fuzuli'den habersiz.

 

''Romeo ve Juliet'' i hayranlıkla anlatanlar, ''Leyla ile Mecnun''dan kelime etmiyor.

 

Karnıyarık yapamayan hanımlar, ''en iyi risottoyu ben yaparım'' iddiasında.

 

Türkülere burun kıvıran züppeler, tek kelime İngilizce anlamadan, yabancı şarkıları ezbere biliyor.

 

Ermeni meselesi konusundaki bilgimiz de, karnıyarık gibi değil, risotto hayranlığıyla eşdeğer.

 

HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Ermeni tasarısını kabul etme kararını değerlendirirken, "Geç de olsa, amaç farklı da olsa biz yasayı doğru buluyoruz. Kararı yerinde görüyoruz. Türkiye'nin de bunu kabul etmesi gerekiyor" demiş.

 

Bu milletvekili arkadaş muhtemelen Kürt, çıkıp, ''Ermeni çetelerin bastığı Kürt köylerindeki atalarımızın acısı ne olacak'' demiyor.

 

1915'te, Kürt çetelerle, Ermeni çeteler arasındaki köy basmalarda çok insanın canı yandı.

 

Her acıyı; kan bağı olmasa da, aynı ırktan gelmese de paylaşmak, insanlıktır.

 

Acıları kategorize etmekse; insanlığın kıyametidir.

 

Türkiye'ye yara vermek, Dünya'nın bir köşesine sıkıştırıp, hep birlikte üstüne çullanmak, kimilerinin tarihsel arzusudur.

 

Onlara birşey demiyorum, görevlerini yapıyorlar, körü körüne, sırf bu ülkeye kötülük olsun diye Batı'nın oyunlarına alkış tutmak, insan onuru olan kimseye yakışmaz.

 

Türkiye arşivlerini açıyor, diğer ülkelerde ellerindeki belgeleri tarhçilerin önüne sersin, işin uzmanları otursun, 1915'te kim ne kadar zarar görmüş ortak bir raporu dünyaya sunsun.

 

Sorbe'ye bayılıyorsunuz ama şerbetten haberiniz yok.

 

O Sorbe, bu topraklardan giden giden Şerbettir !

Paylaş :