Haber bomba gibiydi, herkes üzerine balıklama atladı.

Bir sivil askeri araç, Ankara'da şüpheli şüpheli dolaşırken, aslan (!) polisler hemen üstüne atlayıp, Bülent Arınç'a suikast yapacak adamları yakalamıştı.

Askerlerden biri, elindeki kağıdı yok etmek için yemeğe kalkmıştı.

O kağıtta, Arınç'ın evine çıkan yolların krokileri vardı.

Evet, bu askerler Arınç'ı öldürmek için yola çıkmıştı.

Balyoz Planı'yla cami bomlayacak, kendi uçağını düşürecek kadar gözü kararan asker, bunu da yapardı.

2009 yılında yaratılan algı buydu ve bu oltaya gelmeyen yok gibiydi.

Olay bununla kalmadı, suikast planlarının Seferberlik Dairesi'nde olduğu deliliği ortaya atıldı.

Savcı, Kozmik odalara girilmesi için hakimden karar istedi ve aldı.

Bir savaş döneminde, Türkiye'nin ülke içinde uygulayacağı gizli planlar oradaydı.

Bazı askerler, 'Ne yapıyorsunuz, devletin gizli planları nasıl ortaya saçılır' diyecek oldu, hemen yanıt geldi, 'Devletin savcısına güvenmiyor musunuz''.

O günlerde askerin 'gık' diyecek hali yoktu, nefes alacak kadar bir oksijen penceresi bile bırakılmamıştı.

Ve o savcı, Kozmik Oda'ya girdi, istediği belgeleri aldı.

Ne yaptı, nerelere gönderdi o çok gizli planları belgeleri ?

Sonuç: 2009 yılından bu yana sürdürülen soruşturma dosyası takipsizlik kararıyla kapatıldı.

Ne oldu o belgeler, bir daha soruyorum nerelere gönderildi?

Bu kararları veren savcılar, hakimler, askerlerin peşine takılan polisler, hepsi belli.

Ne oldu o adamlara, bir soruşturma var mı?

Bilmek istiyoruz o belgelere ne olduğunu, öğrenmek istiyoruz olayın perde arkasındaki oyunları !