Yazarlar

Kadir Çelik
Meclis mi Tophane mi?

Kadınları kesiyorlar, yakıyorlar, bir kartopu yüzünden genç bir adamın kalbine bıçak saplanıyor.

 

Yaşlı koca, muska yaptırdı diye karısını öldürüyor, 50 parçaya bölüp çöp konteynerine atıyor.

 

Kırmızı ışıkta korna çaldı diye, silahlar çekiliyor, kan dökülüyor.

 

Hesaba itiraz etti diye, müşteri öldüresiye dövülüyor.

 

 

Vale, parayı az bulunca araç sahibini anasından doğduğuna pişman ediyor.

 

''İçimdeki cin, git bankanın camını kır dedi'' diyen adam, eline baltayı alıp camı çerçeveyi indiriyor.

 

Arkadaşını öldüren işçi, bir binanın çatısına çıkıp saatlerce ikna edilemeyince, son kurşunu beynine sıkıyor.

 

Antalyalı aşık, kızdığı sevgilisini otomobilinin altına alıp, metrelerce sürükleyip, ölümüne neden oluyor.

 

Ne oluyor bize?

 

Meclis'te yaşananları görünce, bu soru anlamsız kalmıyor mu?

 

Günlerdir Meclis çatısı altında, ölümden dönen milletvekilleri görmedik mi?

 

''Beni öldürmek için o boşluğa ittiler'' diyen milletvekilini bu kulaklar duydu.

 

Neresi burası?

 

Tophane meydanı mı, yoksa Meclis mi?

 

Bu olaylar bir başka yerde yaşansa, Polis ruhsatını iptal eder, kapıyı mühürler !

 

Şiddet; görülerek uygulanan bir maraziyet.

 

Meclis'te vekillerinin halini gören ahali de, kapar bıçağı, kar topu attı diye, gider adamın kalbine saplar !

 

Olay bu kadar net, bu kadar açık.

 

 

 

Paylaş :