Yazarlar

Kadir Çelik
O silahlar adliyeye nasıl girdi

Ne hareketli bir ülkenin sakiniyiz.

 

Biz sakiniz (!) ama ülke hareketli.

 

Sabah kalktık, elektrikler gitmişti.

 

Gelir sandık, çok geçmeden anladık ki, ülkenin şalteri inmiş.

 

Ülkeyi karanlığa gömen nedeni bulmaya çalışırken, bomba haber geldi; Balyoz savcısı kumpasın üzerine adaletin balyozunu vurarak, ''Bunlar delil olmaz, bu delil denen tuzaklarla kimse suçlanamaz'' diyerek, Türkiye'de adaletin sesini haykırarak ''beraat'' dedi.

 

Haberi manşete aldık, o bomba manşette 10 dakika bile kalmadı !

 

Asıl bomba Çağlayan Adliyesi'nde patladı; Berkin Elvan soruşturmasını yürüten savcı Mehmet Selim Kiraz odasında DHKP-C militanları tarafından başına silah dayanarak rehin alındı !

 

Bu nasıl adliyedir böyle, onca güvenlik önlemine rağmen silahlı adamlar binaya giriyor, 6 kata çıkıp savcının başına silah dayıyor.

 

Yasadışı örgütlerin sahip çıktığı ve peşine takıldığı bir soruşturmayı yürüten savcının kapısında polis olamaz mı?

 

Kumpasçıların arkasına koca bir polis gücü koyan devlet, bu savcının yanına bir polis bir bekçi takmaz mı?

 

O silahlar adliyeye nasıl girdi?

 

Kimse bunun sorumlusu bu hesabı verip, faturayı ödemek zorunda.

Paylaş :