Geçen hafta, Anadolu Yakası'ndaki turizmcilerin oluşturduğu ''Marmara Skal''un yemekli toplantısına katıldım.

''Merhaba'' diyen herkese, densizlik (!) edip, ''İşler nasıl'' diye sordum, sanki bilmezmiş gibi !

Baktım herkesin boynu bükük ama herşeye karşın kimse ''yandık, bittik'' deyip, felaket tellallığı yapmıyor.

Çıkış yolları arıyor sektör, ''barış'' temalı etkinliklerle, Türkiye'nin yüz yıllardır farlı ırk ve dinlere yurt olduğu anlatılmaya çalışılıyor dosta, düşmana.

Marmara Skal'un çiçeği burnunda başkanı Murat Yumak, ''Antakya Medeniyetler Korosu''nu aramış konser için.

Adres doğru, çalınan kapı; yüz yıllardır bu topraklarda barış içinde yaşayan insanların kapısı.

Antakya Medeniyetler Korosu; terörle anılan Türkiye'nin birlikte yaşama kültürünün baştacı.

İlahilerle, şarkılarla Türkiye'nin gerçek nüfus kağıdıdır Antakya Medeniyetler Korosu.

Kimseden para istemiyorlar, masrafları dışında.

İki adet akülü sandalye olmazsa, olmazları !

O barış şarkıları, omurilik felçlisi iki kişiye el ayak oluyor, hepsi bu kadar.

Bugünlerde bavul topluyor koro, yolculuk: Newyork'a, istikamet: Birleşmiş Milletler.

Dünya'nın kalbinde bu ilk konser değil, daha önce BM'de estirilen barış rüzgarı bir kez daha terör korkusuyla gerilmiş bedenleri, yorulmuş kalpleri ferahlatacak.

Sanat; herşeyin ilacıdır !

O canlı bombalar, füzeler, toplar; şarkıların, ilahilerin, türkülerin kalkanına çarpar ve ölür !

Yeter ki o şarkılar, ilahiler; Dünya insanları tarafından birlikte söylensin. 

Antakya Medeniyetler Korosu işte bunu başarıyor Türkiye adına.

Duyguların, düşüncelerin karpuz gibi ikiye yarıldığı bu ülkede, Antakya Medeniyetler Korosu turizmcilerin de can simidi.

26 Mayıs Perşembe akşamı Kadıköy CKM'ye gelirseniz ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.