Yazarlar

Kadir Çelik
Yargıda standart olur mu ?

Baştan söyleyeyim, Tuncay Özkan’ı sevmem.

Sevmeme konusunda, kendimce nedenlerim var.

Hoş, onun da beni sevdiğini sanmıyorum.

Anlayacağınız, sevgi maçında 1-1 berabere durum.

Sevmem ama, Tuncay’a yapılan haksızlıklara, bazıları gibi ellerimi ovuşturup sevinmem.

Düşmanım bile olsa, kimsenin mutsuzluğu üzerinden yüzüm gülmez.

Tuncay, yaklaşık iki yıldır cezaevinde.

Kaçma şüphesi, delilleri karartma gibi bir durum yok.

Cezaevinden çıkarsa, delidir, yine hükümete, Başbakan Erdoğan’a sallamaya kaldığı yerden devam eder.

Susmaz !

Tutuklu kalmasında bu açıdan yarar olduğu kesin.

Ama bu, hukuki bir durum değil ki.

Tutuklama, cezaların en ağırı, çünkü; kişinin hürriyetini bağlayan bir durum.

Ama, yargılama sırasındaki tutuklama, bir ceza değil, tedbir.

Kişinin kaçma şüphesi varsa, delilleri karartma durumu söz konusuysa tutuklama verilebilir.

Söyleyin Allah aşkına, Tuncay’ı tahliye etseler kaçar mı?

Bence ‘’kaç’’ deseniz, şartlarını hazırlasanız bile gitmez.

O, kendini siyasete ısındırıyor.

Hapis yatması, ileriki siyasi hayatında ona katkı yapacak, öncekiler gibi mağduru öne çıkaracak.

102 Balyoz sanığı için verilen ‘’yakalama kararı’’ için ‘’yanlış yaptık’’ diyen yargı, Tuncay Özkan ve diğerleri için susuyor.

Neden?

Ben de bunu merak ediyorum.

Biliyorum ki, yanlış karşısında susan, dilsiz şeytandır !

 

Paylaş :