"50 bin dosyanın zarfı açılmadı"

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker tutukluluk sürelerini düzenleyen CMK’nın 102. maddesinde yapılan değişiklik ile yaşanan tahliyeler sonrasındaki tartışmalara ilişkin açıklama yaptı.

50 bin dosyanın zarfı açılmadı
07 Ocak 2011 Cuma 14:01 tarihinde eklendi, 1.320 kez okundu.

 

BÜYÜK ÜZÜNTÜ DUYUYORUM
 
Öncelikle bu sorun ortaya çıktığında arkadaşlarımın hepsinden bilgi aldım. Bizi en çok üzen nokta, bütün arkadaşlarımızın fedakarca çalıştıklarını gördüğüm için haksız eleştiriler nedeniyle çok büyük üzüntü duyuyorum.
 
Ama ortada bir sakatlık var. Adalet hizmeti sağlıklı yürümüyor. Önemli olan mazeret üretmek değil çözüm bulmaktır. Sen haklısın, ben haklıyım demekle sorunlara çare bulunmuyor. 2005 yılında da 2010 yılında da daire sayımız aynı ama iş yükümüz arttı. 
 
İŞ YÜKÜ AZALMAZ
 
Olayın boyutları çok büyük bu yapıyla ne kadar çalışırsanız çalışın iş yükü azalmaz. Bölge Adliye Mahkemeleri 2007 yılında devreye sokulacaktı. Bu 2010 yılına ertelendi. Ama faaliyete geçmedi. 2011 yılında Bölge Adliye Mahkemeleri faaliyete geçmeliydi ama yine mümkün olmadı.
 
Türkiye hakim sayısı bakımından Avrupa’nın en geri ülkesi. Hakim savcı sayısının mutlaka Avrupa standartlarına ulaşması gerekiyor. Herkes arşivlerimizin halini gördü. Bina sorunumuzu çözemedik.
 
BÖLGE İDARE MAHKEMELERİ FAALİYETE GEÇMELİ
 
Dün öyle söyledik bugün böyle söyledik diye bir şey yok. Adalet Bakanı Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçirileceğini söylüyor. Eğer öyle olursa daire sayılarının arttırılmasının bir anlamı yok. Yargıtay’a gelen dosya sayısı azalırsa biz de bir içtihat mahkemesi gibi çalışabileceğiz.
 
Bölge İdare Mahkemelerinin bir an evvel faaliyete başlaması gerekiyor. Hiçbir zaman yanlış bir şeyi kamuoyuna empoze etmeye çalışmama. Her zaman doğruları dile getiririm. Yargıtay adına benden başka kimse açıklama yapamaz. Ama bazı arkadaşlara yanlış anlama olmasın diye açıklama yapma yetkisi verdim.
 
Deniyor ki “bu dosyaların önlemi neden alınmadı”. Bu iddia doğru değil. Ben de ceza dairesinde görev yaptım. Bütün arkadaşlar tutuklu dosyaları gelir gelmez gerekeni yaptı. Her dosyanın inceleme prosedürü vardır. Her dosya aynı şekilde incelenmez. Tebligatların davaların taraflarına ulaşması gerekiyor. Gündemde olan dosya 85 klasör. 40 bin belde var içinde klasör. Başsavcılığa eylül ayında gelmiş.
 
Eğer herhangi, bir noksanlık yoksa duruşma günü verilir. Ekim ayından Ocak ayına kadar bunların tamamlanması mümkün değil. 1 milyon 800 bin dosya var dairelerde. 21 bin tutuklu dosya var.
 
MASKEYLE DOSYA İNCELİYORLAR
 
Şimdi gidin arkadaşlar hala maskeleriyle dosyaları inceliyor. Önemli olan soruna çare bulabilmek. Adalet Bakanı açıklamalarından öneri paketleri olduğunu anlıyoruz ama bizim bilgimiz yok. Bizden görüş istenmedi. Tasarı haline geldiğinde belki bizden görüş sorarlar.
 
Vatandaşın tepki göstermesi gayet doğaldır. Çünkü vatandaşın hükümetten yargıdan beklediği hakkının bir an önce teslim edilmesi suçluların bir an evvel cezalandırılmasıdır.
 
Ancak bu, şu anki imkanlarla mümkün görünmüyor. Yasal düzenleme gerekiyorsa yasal düzenleme yapılmalı. Gecikmeden bu adımların atılması gerekiyor. Adalet sistemi hiçbir zaman siyasi bir meta geline getirilmemelidir.
 
50 BİN DOSYANIN ZARFI AÇILMADI
 
Şu anda acil olduğu için daireler tutuklu dosyalarının değerlendirmelerine devam ediyorlar. İstinaf mahkemeleri açılabilir ama yeterli personel yoksa sıkıntılar yine devam eder. Tutuklu dosyalar hiçbir zaman beklemiyor. Başsavcılıkta bekleyen tutuklu dosya sayısı 1200.
 
50 bin dosyanın zarfım açılmamış durumda başsavcılıkta. Devlet arşivinden yer tahsis ettik oraya gönderiyoruz dosyaları. 3 yerde bölge mahkemesi kurulması için AB bize para verdi.
 
HÜKÜMET NE YAPMAK İSTİYOR BİLEMİYORUM
 
Sadece üye seçmekle olmuyor. Ne kadar daire kurulacaksa o kadar da personel bulmamız gerekiyor.
 
Bölge adliye mahkemeleri faaliyete girecekse bu dosya birikimi birkaç senede eritilir ve iş kökünde çözülür. Dünyanın hiçbir yerinde 120’den fazla üyesi olan bir yüksek mahkeme görmedim. Biz yüksek mahkeme değiliz maalesef. Temyiz mahkemesi gibi çalışıyoruz.
 
Biz önerilerimizi ortaya koyuyoruz. Yanlış ne varsa söylüyoruz. Yanlış olan şeyleri ben neden kabul etmeyeyim. Bunu çözecek olan sorumluluğu olanlardır. Bizim yazdığımız yazılara cevap gelmedi. Siyasi iradenin ne yapmak istediğini bilemiyorum. Varsayımlar üzerinden herhangi bir şey söylemek istemiyorum.
 
FARKLI DAİRELERDEN FARKLI KARARLAR ELEŞTİRİSİNE CEVAP
 
Ortada bir gecikme yok ki. Öne almama öncelik vermeme gibi bir durum söz konusu değil. O daire görevini gayet güzel yapmış. Ama o dairedeki dosya ile diğerindeki dosya bir değil ki. Oradaki dosyalar örgüt dosyaları.
 
Ben askeri yönetimde de çalıştım. Bize çelik kasayla verilirdi, 6 ayda okurduk dosyaları. Hakimlik vicdan sahibi olmak demektir. Yasal prosedürün işlemesi gerekir. Önemli olan bu sorunun bir an önce çözümlenmesidir.
 
CİHANER VE HABERAL KARARLARI
 
Hiçbir dosyada bir gecikme yok. öncelik almasın gereken dosyalar öncelik verilmiş. Bazı daireler var ki geldikten sonra dosya bir haftada çıkıyor. Dairelerin iş durumuna göre bu süreler değişebilir.
 
Burada ortaya çıkmış somut bir gecikme durumu söz konusu değil. bu durum fiili imkansızlık nedeniyle ortaya çıkmış. Bugün Yargıtay daireleri sağlıklı bir şekilde çalışmıyor. Mağduriyetlerin uzamaması için arkadaşlarımız öyle çalışıyor. Normal düzene geçerseniz o dosyalar 10 yılda da bitmez.
 
Bölge adliye mahkemeleri kurulursa buraya gelecek dosyalar azalır sorun kısa sürede hallolur. Önemli olan çözüm yolunu bulmak. Hukuk genellik isteyen bir müessesedir. Herkese kurallar aynı şekilde uygulanmalıdır. Şu bir gerçek, AİHM’nin yargı yetkisini kabul etmişiz. Bu düzenlemeleri yaparken onları da gözetmek zorundayız.
 
Yeni düzenlemeler AB standartlarının da üzerinde bugün AB’de hiçbir ülkede 10 yıl tutukluluk süresi yok.
 
GÜÇ KAVGASI DÜŞÜNCEMİZ YOK”
 
Burada sorun o sürelerin uzunluğundan ziyade yargılamaların bu kadar uzaması. Öncelikle bu davaların makul sürede bitirilmesinin çaresini bulmak gerekiyor.
 
Bizim önceki ertelemelerde de görüşümüz olmadı, zaten bize görüş de sorulmadı. Bugün yasayı hazırlayan bilim adamları var onların açıklamaları var, “Biz meclise 2+1 olarak getirmiştik ama önergeyle değişti” diyorlar.
 
Bizim ‘güç savaşı’ şeklinde ne niyetimiz var ne düşüncemiz var. Önemli olan haklı haksız savaşı değil. Önemli ola sorunu çözmek.
 
“VATANDAŞ YERDEN GÖĞE KADAR HAKLI”
 
Ben Yargıtay Başkanı olarak yargının sorunu nedir çareler nedir onları söylemek zorundayım. Vatandaş yerden göğe kadar haklıdır yakınmakta. Ama bu iş insan gücünün çok üzerinde. Bu sorunun çarelerini bulamakta kim yükümlüyse bulmak zorundadır.
 
Bugünkü tabloyu kamuoyu en iyi değerlendirecek. Bölge mahkemeleri için HSYK kararı gerekiyor. Kurul da henüz olumlu görüş bildirmemiş
 
O konuda da bir bilgimiz yok bizim
 
YARGI SİYASET ÜSTÜ OLMALI
 
Yargı siyaset üstü olması gereken bir kuruldur. İnsanların kafasından ne geçtiğini okuyamazsınız
 
Yerel mahkeme bitmeyen bir dosyayı nasıl gönderecek. İşleyişi bilmiyorsunuz