'Anadilde savunma hakkı' tasarısında usul tartışması

TBMM Adalet Komisyonu'nda, kamuoyunda ''anadilde savunma hakkı'' olarak bilinen tasarının görüşmeleri sırasında usul tartışması yaşandı.

Anadilde savunma hakkı tasarısında usul tartışması
27 Kasım 2012 Salı 18:29 tarihinde eklendi, 1.159 kez okundu.

 

Muhalefet milletvekillerinin, tasarının, anayasaya aykırılık taşıdığı eleştirileri üzerine TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, usul tartışması açtı.
 
CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, tasarının önce Anayasa Komisyonu'nda görüşülmesi gerektiği sözleri üzerine İyimaya, Adalet Komisyonu'nun, Anayasa Komisyonu'nun gerisinde kalmayacak derece anayasaya aykırılık sorununu çözebileceğini belirtti.
 
Adalet Komisyonu Alt Komisyon Başkanı AK Parti Isparta Milletvekili Recep Özel, yargılama diline ilişkin bir düzenle getirmediklerini, yargılama dilinin yine Türkçe olduğunu söyledi. Özel'in, ''Türkçe bilmeyen, bu Kürtçe, İngilizce olabilir, mahkeme huzuruna geldiğinde Türkçe'yi bilmiyorsa 'Öğren gel, savunmanı ona göre yap' demiyoruz'' sözlerine, salonda bulunan muhalefet milletvekilleri tepki gösterdi.
 
Şu anda Kürt vatandaşın, mahkemede Kürtçe savunma yaptığında, konuştuklarını tercüman aracılığıyla Türkçe'ye çevirip, zabıtlara geçirdiklerini anımsatan Özel, ''Vatandaşın biri geldi, 'savunmamı şu dilde daha iyi yapacağım' dediği zaman, kendi savunma hakkı; başka bir şey değil. Aynı usulü ona da tercüman tayin ederek, konuştuğu dili Türkçe'ye çevirip zabıtlara geçmesi, tasarıyla sağlanıyor'' diye konuştu.
 
Özel, Türkiye'de uzun süredir devam eden bazı davaların bulunduğuna işaret ederek, sanıkların, ''savunmamı anadilde yapacağım'' diyerek, mahkemeleri kilitlediğini, ilerleme sağlanmadığını belirtti. Özel, mahkemelerin bir kısmının, bu talebi yerinde görerek tercüman sağlayıp, sorunu aştığını ancak bir kısmının, inatla bu sorunu aşmamak için elinden geleni yaptığını, yargılamaların tıkandığını anlattı.
 
Yargının imkanı varken çözmediği için yasama olarak konunun önlerine geldiğini ifade eden Özel, ''Yasama olarak bu sorunu çözmeyelim mi- Bu sorunu çözmeden yargılamaların devamını nasıl sağlayabiliriz- Ah keşke Meclis'e gelmeden çözülseydi. Mahkemeler çözmediği için Meclis olarak çözmemiz asli görevimiz. Biz tek bayrak, tek devlet, tek dil diyoruz. Devletin resmi dili Türkçe. Hiç kimse, hiçbir koşul altında değiştirmeyi teklif edemez. Anayasaya aykırılık, görüşmeleri kilitlemek için yapılmış tekliftir'' görüşünü dile getirdi.
 
CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, Kürtçe'nin ikinci resmi dil olmasının istendiğini öne sürerek,, ''Sizin antidemokratik yöntemleriniz, tek adam diktatörlüğünüz sorgulanacak. Siz bundan dolayı yargılanacaksınız. Üniter yapıya ilişkin suç işliyorsunuz'' görüşünü savundu.
 
MHP İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu ise ''Dil demek vatan demek. Geçmişten beri bu ülkenin dili Türkçe olmuş. Şu anda burada devletin müktesebatını tartışıyoruz ama üniversite rektörleri, dekanları, sivil toplum örgütleri, baro başkanları nerede- Bilim adamları niçin gelmiyor- Bu iş sadece milletvekillerinin işi mi-'' diye sordu.
 
Tasarının görüşmeleri devam ediyor.