Geçen hafta Hatay'a gitmişken, Suriye sınırında, savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin misafir edildiği ''Boynuyoğun Konaklama Merkezi''ni de ziyaret ettim.

Kamp, Suriye sınırının sıfır noktasında, çıplak gözle karşı yakada, herşeye rağmen topraklarını terk etmeyen Suriyelileri görmek mümkün.

Bir yanda insanın nefesini kesen barut kokusu etrafa yayılırken, ay yıldızlı bayrak altında toplanan komşularımız, günlük yaşamlarını can korkusu yaşamadan, her ihtiyaçlarının karşılandığı bu kampta  misafir gibi değil, bizden biri gibi yaşıyor.

Konteyner evlerden oluşam yaşam alanında, Suriyelilerin çalıştırdığı dükkanlardan oluşan küçük bir çarşı kurulmuş.

Türkiye'nin önde gelen market zincirinin bir şubesi kamp içinde hizmet veriyor.

Gelinlik kursundaki genç Suriyeli kızların gözlerinin içi gülüyor, belli ki onlar da kendilerini evlerinde gibi hissediyor.

Ne yapılırsa yapılsın, hiç bir mekan insanın evi gibi olamaz ama, eğer can korkusu varsa, dünyanın en güzel yerleri cehennemden farksızdır.

Kamp denince aklınıza, derme çatma yapılar, sağlıksız koşullar altında çırpınan canlar gelebilir, Boynuyoğun ise kafanızdaki ezberi bozacak görüntülerle bezeli.

Okul var, hem Türk hem Suriyeli öğretmenler öğrencilerin en temel ihtiyacı eğitimi eksiksiz veriyor.

Biz kampta dolaşırken heyecanlı koşturmalara da tanık olduk, akşam düğün varmış Boynuyoğun'da.

Kamp içinde kafe işleten Suriyeli'nin bize sarılmasındaki samimiyet ve sıcaklığı size anlatamam.

Ancak bir anne bu kadar şefkatle kucaklar yavrusunu.

O adam, ay yıldızlı bayrağın ne anlam ifade ettiğini adeta beynimize kazımak ister gibiydi; ''Biz, sizin bize yaptığınızı yapamazdık'' diyordu gözleri dolu dolu.

Koca bir şehir Boynuyoğun, 10 bine yakın insanı içine çeken bir nefes gibi adeta, O nefes; özgürlük demek, ölüm korkusuz nefes almak ve insanca yaşamak demek.

Bu milletin bir ferdi olmanın onuru uçurdu bizi, insan olduğumuzu bir kez daha anımsadık; ve dedik ki, Türkiye sadece Türkiye değildir !

Bu devletin hayat veren ruhunu, gücünü, kadim dostluğunu, sadece Anadolu topraklarına hapsetmek ve öyle sanmak büyük haksızlık olur.

Bize bu ülkeyi emanet eden, en önde Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Çanakkale'de, terörle mücadelede, 15 Temmuz FETÖ hainliğinde kanlarını bu topraklara döken tüm şehitlerimize minnet borcumuz var.

Çanakkale ruhu var oldukça, kurulan tüm tuzaklar, kanlı senaryolar, bölücü hamleler vız gelir tırıs gider !