"Dünyada Türk modeli deniyor"

Bir dizi program için Bursa'da bulunan Sağlık Bakanı Yardımcısı Agah Kafkas, İnegöl'de yapımı devam eden yeni devlet hastanesinde incelemelerde bulundu.

Dünyada Türk modeli deniyor
22 Ağustos 2013 Perşembe 20:23 tarihinde eklendi.

Sağlık Bakanı Yardımcısı Agah Kafkas, "Sağlıkta öyle bir model geliştirdik ki dünyada Türk modeli deniyor artık. Batılı ülkeler muasır medeniyet seviyesini Kaf Dağı’nın arkasında gibi anlatırlardı ya. Şimdi biz Batının sağlıkta muasır medeniyet seviyesi olduk. Siz bu işi nasıl başardınız diye gelip bize soruyorlar. Bu işi nasıl başardık? Sağlık çalışanları ile başardık. İnsanımızın canına can kattık. Son 10 yılda Türkiye’nin hayatta kalma süresi 5 yıl uzamıştır." dedi.

Beraberindeki heyetle birlikte hastane inşaatını gezen Kafkas, yapımı tamamlanan örnek odayı inceledi.

Proje müdüründen inşaat ile ilgili detaylı bilgiler alan Sağlık Bakanı Yardımcısı Agah Kafkas, burada basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Sağlıkta şiddet konusuna değinen Kafkas, Türkiye'de sağlık sektöründe son 10 yılda çağ atlandığını söyledi. Son yıllarda sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarının artmasının üzerine Beyaz Kod uygulamasına gidildiği hatırlatılarak, ‘Bu Beyaz Kod uygulaması amacına ulaşabildi mi?’ şeklindeki soruyu yanıtlayan Sağlık Bakan Yardımcısı Agah Kafkas, şunları ifade etti:

“Beyaz Kod uygulamamız var. Onun ötesinde çok tedbirler aldık. En önemlisi bir kanun teklifimiz var. Meclis kapanmadan çıksın istiyorduk, olmadı. Meclis açılır açılmaz çıkacak. Kamuda ya da özelde çalışan sağlık çalışanlarına yapılan şiddetin cezasının arttırılması ve hemen uygulanması konusunda bir düzenleme yaptık. Şunu anlamakta zorluk çekiyoruz.

Bu ülkede canımızı emanet ettiğimiz insanların canına kasteden insanları seyrediyoruz. Bu ülkede, çok değil, 10 yıl önce biz her vatandaşımız yılda 2,6 defa hastaneye gidiyorduk, şimdi yaklaşık 9 defa hastaneye gidiyoruz. Yani sağlığa ulaşımı kolaylaştırdık. Sağlıkta öyle bir model geliştirdik ki dünyada Türk modeli deniyor artık. Batılı ülkeler muasır medeniyet seviyesi falan diye bize bir gün Türkiye ulaşır mı diyerek muasır medeniyet seviyesini Kaf Dağı’nın arkasında gibi anlatırlardı ya.

Şimdi biz Batının sağlıkta muasır medeniyet seviyesi olduk. Siz bu işi nasıl başardınız diye gelip bize soruyorlar. Bu işi nasıl başardık? Sağlık çalışanları ile başardık. İnsanımızın canına can kattık. Son 10 yılda Türkiye’nin hayatta kalma süresi 5 yıl uzamıştır. Ömrüne ömür kattık sağlık çalışanları ile. Biz bu sağlık çalışanlarının 3 kat hizmet üretmelerini arttırdık ama 3 kat sayılarını arttırmadık. Bu insanlar gece gündüz 24 saat özveri ile çalışıyorlar.

Biz her birimiz, her yurttaş, her insan canımızın istediği zaman Sağlık Bakanlığı’nın tabelasını gördüğümüz her yere gönül huzuru ile 7 gün 24 saat kesintisiz gidebiliyoruz ve hizmeti satın alıyoruz. Satın aldığımız bu hizmeti, bu standartları yürütmek için bu insanlar büyük özveri ile çalışıyorlar. Merkezi randevu sistemi ile artık eskisi gibi sabah kuyruktan randevu alırsan aldın, öğlene kadar muayene olursan oldun değil artık, akşam 5’e kadar muayenemiz devam ediyor.

Randevu sistemi var, doktor seçme hakkın var, hangi hastaneyi istiyorsan o hastaneye gidip, hangi doktoru istiyorsan o doktorda muayene olma ihtimalin var. Biz bunu yapmıyoruz, özellikle akşam hasta olmadığı halde acillere gidiyoruz. Hasta olmadığımız halde, ayakta tedavi olabilecek halde dükkânı kapatıp eve giderken uğrayıveriyoruz. Kardeşim gündüz mesai saatinde bunu yapsana. Acildeki acil hasta ile uğraşırken beyefendi bekledi diye bu sefer de şiddet uygulamaya kalkıyor. Bir defa canımızı emanet ettiğimiz insanların biz canını bu millete emanet ediyoruz.

Bu millet sahip çıkmalı sağlık çalışanına. Geçen Yeni Mahalle Devlet Hastanesi’nde bir psikopat adam elinde bıçakla doktoru 10 dakika hastanenin içerisinde kovalıyor, bir sürü insan da seyrediyor. Allah’tan korkmak lazım. Sonunda bu bizim insanımız, hayatımızı emanet ettiğimiz insan. Seyrettiğimiz insan bizim canımızı kurtaran, canımızın muhtaç olduğu insan.

Doktorlarımız kolay yetişmiyor. Bir uzman hekim 10 yıl eğitim görüyor, ömrünün 10 yılını eğitime harcıyor. Ve bunların tatili yok, tatile gitse de doktor, otobüse binse de doktor, uçağa binse de doktor, evinin doktoru, apartmanının doktoru… 24 saat milletin hizmetinde olan insanlara daha özenli olmalıyız, daha özverili olmalıyız, daha sevecen olmalıyız. Böyle bir haksızlık olamaz. Onun için biz bakanlık olarak bir arkadaşımıza kalkan el tümüyle bize kalkmış diyoruz. Her türlü tedbiri alarak arkadaşlarımızın her türlü yanındayız.

Bu işi kınıyoruz ve milletin de kendi çocuklarına, kendi evlatlarına, kendi canını emanet ettiği insanlara sahip çıkmasını rica ediyoruz. Acil’e de acil olmayanların gelmesini istemiyoruz. Acil’de bizim acil olanlara daha kaliteli hizmet sunabilmemizin yolu sadece acil olanların acillere gelmesinden geçiyor. Bir tek dünyada bizde var. Geçen Almanya’da bir hastane geziyorum. Beni acile götürmelerini istedim.

Acil olmadan gelen var mı dedim. Dediler ki var, sadece Türkler geliyor. Orada da gidiyoruz, burada da gidiyoruz. Bunu yapmamamız lazım. Halbuki artık bizim dünyaya örnek olacak gündüz mesai saatler içerisinde sağlık hizmeti veren müesseselerimiz var, yapılarımız var, organizasyonlarımız var. Buna ihtiyacımız yok. Sağlık çalışanlarına bir kez daha milletimizin sahip çıkmasını diliyorum ve son şiddet olayı sonda kalsın istiyorum.”


CİHAN