FETO, Aziz Yıldırım'a kimleri yolladı

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve yönetici Şekip Mosturoğlu NTV ve NTVSpor'un ortak yayınında gündeme ilişkin önemli açıklamalar yapıyor. Yıldırım 2011'de kendisini gözaltına alan polislere; "araca binerken kafamı tutarsanız sizi tokatlarım" dediğini anlattı.

FETO, Aziz Yıldırıma kimleri yolladı
24 Ağustos 2016 Çarşamba 23:14 tarihinde eklendi.
"FETHULLAH GÜLEN İÇİN BANA GELDİLER"
Ben şimdi burda Fethullah Gülen ile ilgili, bu işin bana nasıl bulaştığını anlatmak istiyorum. Fenerbahçe camiası olarak bize düşen her türlü göreve varız. Türkiye'nin sorunlarını da sadece devlet değil tüm vatandaşların katılacağı eylemlerle başarabileceğimizi belirtmek isterim. 1998 yılında Fenerbahçe'ye başkan seçildim 1-2 ay içerisinde bana bir telefon geldi. O zamanki spor il müdürümüz Vedat, şuan milletvekili olan biri seninle konuşmak istiyor dedi. O kişi Zaman gazetesinden seni ziyaret etmek istiyorlar dedi ben de olur dedim. 2 kişi bana geldiler ve oturup konuştuk.
 
Ben spor olarak konuşacağız diye beklerken hocaefendi dişe başladılar, hocaefendi mazlumların yanında diğerlerine karşı onu metheden bir konuşma yaptılar. Ve şuna bağladılar askeri mahkemesi devam ediyorlar. Davaya bakanları tanıdığım için araya girmemi istediler ama kabul etmedim. Ben de hocaefendiyi tanımadığımı ve dostlarıma ve büyüklerime böyle bir ricada bulunamayacağımı söyledim ve orda konu kapandı. Sonra 3 Temmuz olaylarında bunların ta o dönemden geldiğini hissettik. Sonra da kendisi ile ilgili Amerika'ya gittiğini öğrendik. Bana yapılan operasyon 1998'den geliyor. 17-25 Aralık operasyonundan sonra tüm Türkiye bu FETÖ örgütünü gördü. O günden sonra ama sadece Cumhurbaşkanımız mücadele etti. Fethullah Gülen 150 ülkede çalışan bir örgütün başıdır. Aynı operasyonları oralarda da yapma gücündeler.Somali'de bunu gördüm. Fethullah Gülen, öyle kolay bir konu değildir. Öyle düşünmeyin.
 
 
 
AZİZ YILDIRIM:
-17-25 Aralık'tan sonra Türkiye'de Fethullah Gülen gerçeğini herkes gördü. Onunla mücadeleyi herkes yapması gerekirken sadece Cumhurbaşkanı yaptı. 15 Temmuz gecesine kadar kimse konuşmazken, artık herkes konuşuyor.
 
-15 Temmuz akşamından sonra Fenerbahçe camiası olarak bize düşen görev neyse, her şeye varız.
 
-1998 senesinde başkan seçildiğimde bana Gençlik ve Spor Müdürlüğü'nden telefon geldi. İki kişinin benimle görüşmek istediklerini söylediler ve iki kişi geldi. Ancak görüşmede sürekli olarak Fethullah Gülen'den bahsettiler. Ona yardımcı olmamı istediler. Ancak ben yapamayacağımı söyledim.
 
-Bana yapılan operasyonun başlangıç tarihi 3 Temmuz değil, 1998 yılına uzanıyor.
 
-Fethullah Gülen sadece Türkiye'de değil dünya üzerindeki 150 ülkede aktif olarak rol oynayan bir örgütün başıdır. Fethullah Gülen'i değerlendirirken kolaymış gibi görülmemeli.
 
-Gülen, Türkiye'de bütün bakanlıklarda aynı TSK'da, Emniyette olduğu gibi yerleşmiştir. Herkesin görmesi gerekiyor. Bazı cemaatler de devlete sızmış ya da sızmaya devam ediyor.
 
-Bu işin arkasında Amerika var demek yanlış olur Amerika'da, Amerika'yı idare eden başka güçler var. Bunu da aynı şekilde o güç idare ediyor.
 
-140 küsur okulu olan bir teşkilattan bahsediyoruz. 1 ya da 2 günde bitmez bu iş. Türkiye, büyük tehlike içerisindedir.
 
-Yargı ve emniyet ellerinde, operasyonu da yapan bunlar. O zaman çok da anlaşılmayacak bir şey yok.
 
-6222 sayılı kanun artık Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe'yi nasıl olayların içine alırız ya da onu nasıl uzaklaştırırız, onun sonucudur.
 
-2006-2007'den bu yana beni dinlemeye almışlar ve bunu Sayın Hanefi Avcı'da söyledi.
 
-2010'da şampiyon olsak o zaman bu operasyonu yapacaklardı. Beni, Ergenekon Davası'na bağlamak istediler. Ama yapamadılar. Şamil Tayyar, bir milletvekiline diyor ki; 'Aziz Yıldırım, Ergenekon'un kasası.' Beni oraya kanalize etmeye çalıştılar ama başaramadılar. Böyle olunca Şike'yi çıkardılar.
 
-Emniyeti, Türk Silahlı Kuvvetlerini, İş adamlarını ele geçirince geriye Spor kalıyor. Orada da kim var; Aziz Yıldırım var. 1 milyar 132 milyon dolar SPK değeri var, 10 Ağustos'ta ise 527 milyon dolar. Fenerbahçe'nin 1 milyon dolarlık bir borsa değeri var. Bunun yanında 25 milyonluk taraftarı var. O zaman ne yapmak gerekir; Fenerbahçe'yi ele geçirmek tabii ki. Fenerbahçe'den sonra da iş adamlarını ele geçireceklerdi. Ardından sanatçılar ve kanaat önderleri ele geçirileceklerdi. Bizleri yok ettikten sonra kendi insanlarını yerleştireceklerdi. Fenerbahçe bir değerdir, hem de büyük bir değerdir.
 
ŞEKİP MOSTUROĞLU:
 
-15 Temmuz gecesinden hepimiz endişe duyduk. Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin silahları kendi vatandaşına karşı kullanmaları büyük bir endişe yarattı.
 
-2009 senesinde bir başka dosya üzerinden Başkanı dinlemişler. Biz bunu 17-25 Aralık'tan sonra öğrendik.
-Aslında bizim dosyamız, büyük bir projedir. Bu projenin numarası da, 10'dur. 3 Temmuz Operasyonu, FETÖ/PYD'nin başyapıtıdır.
 
 
AZİZ YILDIRIM:
-Bana göre gözaltına almak ve bunlara operasyon yapmak yanlış. Eğer ki bunlar 17-25 Aralık'tan sonra yapmış ise tamam ama öncesindeyse yanlış Asıl hedef bunlar olmamalıdır. Esas önemli olan örgütün üst çatısıdır. Bunlar almayıp, aşağıdakileri atarsanız yanlış olur. Bunun sonucunda da bir kargaşa olabilir. Devlet, FETÖ örgütünün içine girmiş durumda.
 
-Evlerden bizleri aldılar ve şike dediler. Aslında o dinlemeler yapıldığında da şike suç değildi ama 6222'den sonrası evet suç kabul edildi. Ve o tarihten sonra da 6-7 maç vardı. Ama bizleri 19 maçta şike var diye yargıladılar. Dediler ki, 5 maçta kesin şike var. Buca maçını 5-3 yendik ama şans eseri yendik. Ama savcı Mehmet Berk, bu maçın sonucunu bildiğini söyledi. Özel Yetkili Mahkemelerde sürekli algı operasyonu yapıldı. Bunda basının da suçu çok büyüktür. Talimatla iş yapıldı. Onlardan aldıkları bilgilerle yazarak, çizerek bizleri zor durumda bıraktılar. İnsanlar çok acılar çektiler ama medya rolünü iyi oynadı. Medyanın günahı çoktur. Ancak 15 Temmuz'da basının gösterdiği sağduyu çok önemliydi.
 
-4 ya da 5 oyuncuyu almakla bu operasyon tamamlanamaz. Sporun içindeki her kademe araştırılmalı ve gereken neyse yapılmalıdır.
 
-1998'den bu yana Fenerbahçe Spor Kulübü üzerine oyunlar oynanmıştır. Ama bizler farkında değiliz. Biz sadece Fenerbahçe'yi büyütmeye çalışıyorduk. Ama biz 2006'da Denizli maçından sonra bunu fark ettik. Peki, bu nerede tezgâhlanıyor? Federasyonda oluyordu, çünkü orası bu işin merkezi ve beyniydi.
-Bir yere hizmet etmek için atamalar yapılıyor. Dürüstçe karar verenleri görevden alıyorlardı.
 
-TFF Etik Kurulu eski başkanı Oğuz Atalay diyor ki; ben FETÖ'cü olmam mümkün değil. Fenerbahçe'yi ele geçirmek mümkün değildir. Etik Kurulu tarafından gönderilen raporlar basına sızdırıldı. Polis fezlekeleriyle şike varmış algısı oluşturuldu. Kumpas olduğunu 15 Temmuz'dan sonra itiraf ettiler.
 
-Önümüzdeki haftadan itibaren hukukçularla toplantı yapacağız. Onların fikrini alacağız. Fenerbahçe'nin haklarını almak için çalışacağız. 2011'de şampiyon olan Fenerbahçe'nin Avrupa'ya gönderilmemesinin sebebi; TFF'dir. Haklarımızı isteyeceğiz. Alamazsak da mahkemeye gideceğiz. 40 ya da 50 milyonluk davalar için değil çok daha büyük davalar açacağız. Eski federasyon başkanı Mehmet Ali Aydınlar'ın sözü vardır. Diyor ki; 'eğer bunun siyasi bir dava olduğu ortaya çıkarsa hem Aziz Yıldırım'ın itibarını iade edilmesi hem de parasal anlamdaki kayıpları karşılayacağım." Bir söz vermiştir ve bizde söz namustur.
 
ŞEKİP MOSTUROĞLU:
 
-Bizleri sorgu için emniyete götürdüklerinde nüfus kağıtlarımızı alıp, bir ayırma yaptılar. İkiye bölüp, hapse girecekler ve girmeyecekler olarak ayırdılar. Sizin ne söylediğinizin orada hiçbir önemi yoktu.
 
-3 Temmuz sürecinde yapılan algı operasyonu çok büyüktü. 3 Temmuz'u savunmakla FETÖ/PDY'yi savunmak arasında hiçbir fark yok.
 
-Eğer spora yönelikle memnuniyet verici. Spor alanında temizlik yapılması gerektiğini söyledik. 3 Temmuz'un kumpas tarafında ilişkin bir soruşturma var.
 
-Emenike'nin para sayma görüntüsü ya da Sivasspor'a gönderildiği söylenen para. Bunlar bir hikâyedir ve Türkiye'yi inandırdılar buna.
 
-Emre Bol denen gazeteci, Emenike'nin para sayma görüntüsü var diyor. Bu spor yazarı arkadaşımız, bugün bu operasyona bayrak tutan basın kuruluşunda yorum yapıyor. Yaptığı şey ise yalan. Spor medyasının bunun cezalandırması gerekir.
 
-Bakınız Aykut Kocaman döneminde Eskişehirspor ile oynadığımız maçta Caner Erkin'in kırmızı karttan atılması. Bunun neden yapıldığının birinin açıklaması gerekiyor.
 
-Federasyon ev UEFA boyutu bu işin en önemli boyutudur. Lütfü Arıboğan şahitlik yapıyor ve mahkemeye gelmedi. İfade alınırken hakimin odasının önünde hazırdı. 3 Temmuz sürecinde TFF'de görev yapan birçok yetkili sonrasında Galatasaray'da görev aldı. Türkiye'de, bugün Özel Yetkili Mahkeme'de kim hâkimin odasında ifade verebilir? Ya da polis fezlekesinin UEFA'ya gönderilmesinde acele edilmesinin sebebi nedir? Bunların cevaplarını arıyoruz. Fezlekedeki ifadelerin üst düzey bilgi sahibi insanların kullanabileceği ifadelerdi.
 
AZİZ YILDIRIM:
 
-Biz Yargıtay'ı bekliyorduk. Türkiye'de gelişmelerden dolayı süreç uzadı ve ne zaman neticelenir bilmiyoruz. Ama biz çalışmalara başlayacağız. Fenerbahçe'nin 200 küsur milyon dolar borcu var. Bize yapılan kumpaslardan dolayı zararımızı alacağız ve Fenerbahçe'nin borcu kalmayacak. Haklılığımız ortaya çıkmıştır. 227 milyon dolar toplam borcumuz. 3 Temmuz öncesindeki değerimiz 1 milyar 739 milyon dolardı, borcumuz ise 140 milyon dolar idi. O zamanki gelirlerimizle borcu sıfırlayarak Fenerbahçe'yi kara geçirecektik. Ancak o dönem yapılan operasyonlarla bunu yapamadık. Ama artık borcumuzu alacağız. Zararımızı karşılayacaklar.
 
-Biz herkesten şikâyetçiyiz. Ancak şu anki Türkiye gündemi yoğun ama bunlara sıra geldiğinde mahkeme önünde hesaplaşacağız.
 
-Türkiye'deki en önemli konulardan biri de, olayların faili meçhul olarak kalmasıdır. Bu da korkuyu getirir. Trabzon'da atılan kurşun bir kafileyi öldürmek içindi. O silahlı saldırı bizim şampiyonluğu kaybetmemize sebep oldu. Benim bu konudaki fikrim; bu olayın kim tarafından yapıldığı ama açıklanmadığı yönünde.
 
-1 yıl hapis yattık ve o süreçte hem iktidar hem de karşı taraftan insanlar gelip bizimle konuştu. Bazıları başkanlığı bırakmam yönünde söylemde bulundu. Yapılan konuşmalardan şunu çıkardım; iktidar ne kadar ülkeyi yönetse de alt taraf başkalarına hizmet ediyordu. İnsanların oldukları gibi görünmediğini fark ettim.
 
ŞEKİP MOSTUROĞLU:
 
-UEFA üzerinde sadece bu örgütün etkisi olmadı.
 
-Trabzonspor, Levent Bıçakçı'ya ödeme yapmış. Avukat Halil İbrahim Koca ve Ali Çelik'e de ödeme yapılmış. Bunların da Özel Yetkili Mahkemeler aracılığıyla örgüte himmet götürdüğü söyleniyor. Açıkçası Trabzonspor şirket birleşmesi içi avukatlara ödeme yapmış.
 
-Bakınız Fenerbahçe'nin başına gelenler Yunanistan'da Olympiakos'un başına geldi. Ancak UEFA'nın oradaki süreci şöyle işliyor; öncelikle mahkeme süreci var ve ona göre karar verilecek. Ancak Fenerbahçe'ye yapılan bu acımasızlığın bir açıklaması olmalı. Cemaatin de çok sayıda hukuk bürosu vardı ve ben 'acaba' diye düşünüyorum. Serdar Ali Çeliker, bunun köşesinde yazmıştı.
 
-Trabzonspor'da yaşanan silahlı saldırı sonrasında başvurumuzu yaptık. Profesyonelce yapılan bir işti. Direkt şoförü öldürmeye yönelik bir işti. O gün, Trabzon Valisi'ne bir taş atıldı ve daha sonra silah olduğu öğrenildi. Biz Trabzon'a kendi hukukçularımızı yolladık. Ancak orada yapılan açıklama; 'şüphelendiğimim bir kişi var ve geçmişte muhbirlik yaptığı' şeklindeydi. Bakınız bu olay basit bir olay değildir. Fenerbahçe, Rize maçından sonra liderliğe yükseldi ancak bu saldırıdan sonra birçok futbolcu da ülkeyi terk etmeyi düşündü. Ciddi şeyler yaşandı. 15 Temmuz'dan sonra çok fazla şey ortaya çıktı.

DHA