Görmez, kandil programına katıldı

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, ''modern zamanlardaki ceza sisteminin sadece kusuru işleyeni değil, onun etrafındaki bütün aile efradını, bütün çocuklarını da cezalandıran bir sistem olduğunu'' ifade etti.

Görmez, kandil programına katıldı
03 Şubat 2012 Cuma 22:53 tarihinde eklendi.

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "modern zamanlardaki ceza sisteminin sadece kusuru işleyeni değil, onun etrafındaki bütün aile efradını, bütün çocuklarını da cezalandıran bir sistem olduğunu" ifade ederek, "Buradan özellikle sivil toplum örgütlerine seslenmek istiyorum. Bunlardan bir kısmı bir şekilde yanlışlık yapmış, bir şekilde düşmüş insanların ailelerine, çocuklarına, yakınlarına yardımcı olmak için seferber olmak durumundadır" dedi. 
    
Mehmet Görmez, Ankara Açık Ceza ve İnfaz Kurumunda gerçekleştirilen Mevlit Kandili programına katıldı. 
    
Programın başında Cezaevindeki programda bulunma nedenini açıklamak istediğini dile getiren Mehmet Görmez, "Bu mübarek Mevlit gecesinde, birkaç saatliğine de olsa sizlerle birlikte hükümlü olmaya geldim" dedi. 
    
Hapishanelerdeki mahkumlardan ve ailelerinden mektuplar aldığını anlatan Mehmet Görmez, şöyle devam etti: 
    
"Bu mektuplar bana şunu gösterir. Yüce dinimizin bir prensibini hatırlattı bana. Önce insanoğlunun düşmemesi için elinden gelen her türlü gayreti sarfeder. Önce aklına hitap eder, sonra gönlüne hitap eder, sonra dünya hayatında başına gelebilecek sorunlardan söz eder. Sonra ebedi hayatta karşılaşılabileceği sorunları nakleder ama bütün bunlara rağmen bizim inancımız bize bir şeyi daha öğretir. Düştükten sonra hepimize onun elinden tutup kaldırmayı öğretir. Ama düştükten sonra onun elinden tutup kaldırmak gerekiyor." 
     
 -"Öyle mahkumlar var ki, aslında hürdür"- 
     
Filozofların hürriyeti üçe ayırdığını, bunların cismani ve bedeni hürriyet, siyasi ve medeni hürriyet, ahlaki ve vicdani hürriyet olduğunu anlatan Mehmet Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü: 
    
"En büyük hürriyet bu hürriyettir. Ahlaki ve vicdani hürriyetini kaybeden insanlar, siyasi ve medeni hürriyetini de cismani ve bedeni hürriyetini de kaybediyorlar. Öyle insanlar var ki Kızılay Meydanı'nda özgürce dolaşırlar ama mahkumdurlar. Öfkelerine, kin ve intikamlarına mahkumdurlar. Orada bir hürriyet yok. Öyle insanlar vardır ki, cezaevinde dört duvar arasında mahkumdur ama hürdür. Çünkü gönlünü, kalbini hürleştirmiştir. Çünkü gönül dünyasında hürriyeti arar. Onun için kim mahkum, kim mahkum değil, kim hür, kim hür değil- bu tartışılır. 
    
Sizin şahsınızda tüm hükümlü ve tutuklu kardeşlerimize sesleniyorum. Yüce Rabbimiz bir an önce kendi ailelerinize eşlerinize özgürce kavuşmayı nasip etsin." 
     
-"Modern ceza sistemi, aileyi de cezalandırıyor"- 
     
Tutuklu ailelerinden aldığı mektupların kendisine birşeyler öğrettiğini ifade eden Mehmet Görmez, "Bizim modern zamanlardaki ceza sistemimizin sadece kusuru işleyeni değil, onun etrafındaki bütün aile efradını, bütün çocuklarını da cezalandıran bir sistem olduğunu gördüm" diye konuştu. 
    
Bu konu üzerinde çalıştıklarını dile getiren Mehmet Görmez, şunları kaydetti: 
    
"Buradan özellikle sivil toplum örgütlerine seslenmek istiyorum. Bunlardan bir kısmı bir şekilde yanlışlık yapmış, bir şekilde düşmüş insanların ailelerine, çocuklarına, yakınlarına yardımcı olmak için seferber olmak durumundadır. Türkiye'deki bütün hayırseverlerin hatta Adalet Bakanlığının da öncülük yaparak bir sistem kurarak verdiği cezanın şahsi olmasını sağlayarak özellikle aile efradını da içine almaması için tedbirler almak gerekiyor. 
    
Aile reisi 10-20 yıl mahkum oldu. Geride kalan insanlar, eğer ailede üreten tek insan anne ya da baba ise geride kalan bu insanlar ne olacak. Bunlara sahip çıkacak bir sistem kurmamız gerekiyor. Ama asıl hedef ne olmalı. Hiç hükümlü olmamalı. Bütün cezaevleri boş olmalı. Bütün cezaevlerinin boş olduğu bir Türkiye niyaz ediyorum bu mübarek Mevlit kandilinde..." 
     
-"Geçmiş geride kaldı"- 
     
Hz. Muhammed'in affetmeyi, bağışlamayı öğrettiğini de anlatan Mehmet Görmez, şöyle devam etti: 
    
"Sizin şahsınızda hükümlü bütün kardeşlerimize sesleniyorum. Geçmiş geride kaldı. Gelecek bizim meçhulümüzdür. Bizim üzerimize düşen şu anı çok iyi değerlendirmektir. Kardeşinize selam vermeniz, tebessüm etmeniz sadakadır. Kalktığınızda dostunuza elinizi uzatarak (bugün nasılsın kardeşim) diyerek ona sevinç taşımanız bir hayırdır, güzellik, iyiliktir. İnancımız gereği içinde bulunduğumuz hali hayra iyiliğe dönüştürmek...İnancımızın bize öğrettiği her an bir iş ve oluş içinde olmak ve bir güzelliği gerçekleştirmektir." 
    
Tövbe etmenin de dinin önemli bir prensibi olduğunu dile getiren Mehmet Görmez, tövbe ettikten sonra asla bir daha aynı hatanın tekrarlanmaması gerektiğini, öbür yandan da Allah ile baş başa kalarak yalvarmak gerektiğini söyledi. 
    
Böyle olduğunda Allah'ın bütün hataları, kusurları ve kötülükleri bağışlayacağını belirten Mehmet Görmez, "Günah şahsidir ve şirk olmadıktan sonra yani Allah'a eş koşulmadıktan sonra yapılan bütün günahları Yüce Yaratıcı affediyor" diye konuştu. 
     
-Her hükümlüye bir kitap gönderecek- 
     
Hükümlü ve tutuklulara, Mevlit Kandili vesilesiyle Hz. Muhammed'in hayatını baştan sonra okumalarını tavsiye eden Mehmet Görmez, "Kitaplar benden. Her hükümlü ve tutukluya sevgili peygamberimizin hayatını anlatan bir kitabı göndermek benden olsun. Yarın buradaki bütün kardeşlerimize benden imzalı peygamberimizin hayatını anlatan bir kitap göndereceğim. Bu gecenin anısına okuyalım ve onu okuduğumuzda hayatımızın nasıl değiştiğini göreceğiz" dedi. 
    
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, konuşmasının sonunda, cezaevindekilere Allah'tan ferahlık dilerken, yakınlarına da sabır temenni etti. 
    
Anadolu Ajansı'ndan canlı yayımlanan kandil programında, Kur'an-ı Kerim, Mevlid-i Şerif'ten bölümler ve ilahiler okundu.